Mart 27, 2007

PDA-ADANA SERÜVENLERİ YAYINDA

Üyemiz Sayın Mehmet Saygın'ın pembe domates serüveni için açtığı web günlüğü:
http://www.mehmetsaygin.com/pda/pembedomatesnotlari.html
Ellerinize sağlık!

Mart 24, 2007

GERİ GELEN TOHUMLAR! (1)

Eldeki tohumları paylaştırma operasyonunun artık sonuna geldik... Bu arada geçen yıl ilk deneyimde gözlemlenen ama o zaman o kadar da önemsenmeyen bir şeyi farkedip hemen onu "macro" ile çekmeye çalışıyoruz. Ne o?

O şu: çekirdeği o kadar gömüyorsunuz toprağa, (tamam anladık, 0,5 cm kadar daha fazla değil, ama olsun) yine de toprağın altından yukarı çıkarken bunlardan bazıları o çekirdeği de yanlarına alıyorlar... İlk iki yaprak, sanki kollarını yukarıda birleştirmiş, çekirdeği başlarının üstünde tutuyorlar. 19 Mayıs gösterisi sanki! Olacak iş değil. Sen göm onu. O çatlayacak da içinden ilk canlı dışarı çıkacak diye bekle. Hem canlılar, hem "o" hep beraber tekrar yukarıdalar işte:








Burada daha yakından görebilirsiniz sizin "gömdüğünüz", ama içinden çıkan canlıyla beraber tekrar dışarı çıkıp size "ben geri geldim, na'ber?" diyeni:



Mart 23, 2007

İTALYA PAZARINDA PEMBELER


Dostumuz Ayşe Şensılay, Giritli İstanbul ve Bodrum lokantalarının kurucusu ve en eski PDA üyelerindendir... Son İtalya gezisinde pazarda pembe domatesler görüp bizim için çekmiş hem de web günlüğünde yayınlamış...
İşte İtalyan pembeleri! Amerikalılar bu türe "turban" adını takmış. Bundan kasdettikleri daha ziyade "Osmanlı tarzı sarıklar"... İtalyanların nasıl adlandırdığını Ayşe'ye sormalı...
(Bu arada sağ panelde bir yenilik var: 2007 "Çimlendirme Albumü". "Picasa" yazılımı ile yapıldı bu album. Bütün PDA üyeleri benzeri albumleri yaparsa iyi olacak, hepsini bir arada toplarız!)

Mart 15, 2007

PDA- HEYBELİADA'DAN İLK GÖRÜNTÜLER...

"Heybeliada'li pembeleri gonderiyorum.
Serinyol-Hatay'dan gelen tohumlar (Heirloom) bunlar. Yaklasik 23-24 derece sicaklikta guney cepheli odada 7 gunde 4-6 cm boy attilar... Tavsiyelerinize uyup bir-iki hafta sonra diger sortiyi de gerceklestirecegim.

Gelismelerden haberdar ederim. :)

Osman"



Mart 13, 2007

Sayın Cengiz Aktar yolladı: "Yeni bir ulusal politika: Ekolojik tarım"

Avrupa Birliği (AB) üyeliğine hazırlık çalışmaları arasında Türkiye’nin en çok başını ağrıtacak konu şüphesiz ki tarım olacak. Ekonomik, sosyal ve siyasî anlamda tarım dev bir sorun olarak önümüzde duruyor. AB’nin ve gelişmiş dünyanın tarım verileriyle bizimkiler arasında uçurumlar var. AB’nin adı üstünde Ortak Tarım Politikası’na (OTP) uyum için büyük değişim ve fedakârlıklar gerekecek. Ancak, OTP uyumu için prodüktivist bir yaklaşımla konvansiyonel tarım zemininde gerçekleştirilecek bir dönüşüm ülkenin bekâsı açısından muazzam risk taşımakta. Aslında durumumuz böylesine riskli bir dönüşümü gerektirecek kadar kötü değil zira Türkiye’nin kayda değer bir ekolojik tarım potansiyeli mevcut. Ekolojik tarım insanın ve doğanın kazançlı çıktığı bir tarım ve yaşama biçimi. Gıdada kendine yeten Türkiye’de verimliliği artırmak amacıyla küçük tarım işletmelerinin ortadan kalkmasını, üretimin mekanize olmasını ve konvansiyonel tarımda yoğunlaşılmasını önerenler bu dönüşüm sonucunda üretilecek sebze ve meyvenin kime satılacağını düşünmez; atıl olacak, milyonlarla telaffuz edilen vasıfsız işgücünün ne olacağını ise hiç hesaba katmaz. Sanayii işçisi olmaları, onları istihdam edecek artık öyle bir sanayii kalmadığından mümkün görünmeyen ve tek çareleri göç etmek olan bu insan yığınlarının kentlerde nasıl lumpenleştiğini bugünden görüyoruz. Bu kâbus senaryosuna karşılık ekolojik tarım ve kırsal kalkınma Türkiye’nin tek çıkış yolu konumunda. İlgi ve dikkat isteyen, emek-yoğun bir tarım biçimi olan ekolojik tarımın artı değeri konvansiyonel tarımdan kıyaslanamayacak kadar yüksek; bu beslenme ve tüketim biçimine AB ve diğer gelişmiş ülke pazarlarından talep ise olağanüstü boyutlarda. Buna karşılık konvansiyonel ürünün hiçbir cazibesi yok. Varlıklı AB yurttaşı herkesin her yerde ve her serada üretebildiği sası domatesi yemek, kokmayan çiçekleri vazosuna koymak istemiyor. Türkiye elindeki olanakları iyi değerlendirerek, tarım politikasını hızla o tarafa yönlendirmekte olan AB’nin ekolojik ürün ambarı haline gelebilir. Ekolojik tarım yaygınlaştıkça, çığ gibi büyüyen çevre sorunlarımıza da çare oluşturacak, yerli tüketicinin de vasıflı ürünle beslenmesini sağlayacaktır. Kısacası, ekolojik tarım Türkiye’nin öncü ve örnek ülke konumuna gelmesini sağlayabilecek bulunmaz bir fırsattır.

Dr. Cengiz Aktar, Bahçeşehir Üniversitesi AB Merkezi Başkanı, Victor Ananias, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı tarafından yazılan bu makalenin devamı PDA İletişim Ağı Ana sayfasında, "Files" bölümünden indirilebilir... Bu önemli kaynağı bizimle paylaştığı için Sayın Aktar'a içten teşekür ederiz...

Mart 05, 2007

RADİKAL'DEN: ...artık ne domates, ne de biber gerçek!

Büyüklerimiz, "Artık domatesler kokmuyor" derken haklı. Çünkü artık ne domates, ne de biber gerçek! Normalde domatese kırmızı rengini güneş verir. Oysa biz en kötü kış koşullarında bile domates yiyebiliyoruz artık.Radikal-çevrimiçi / Yaşam / Dört bir yanda kanserojen var

Mart 04, 2007

TOHUMLARIMIZ İMECE EVİ'NİN DEPOSUNDA!

Dün Sayın İsmail Yenigün'den böyle bir posta ve ekteki resimler geldi, iletiyoruz!


"Bugün PDA kargosu imeceye ulaştı.
Hani kırk yıllık dost beklenir ve gelincede özenle kucaklaşılır...
işte PDA nın zarfını büyük bir tebessüm ve heyecanla açtık.
Özenle hazırlanmış zarf ve paketleri inceledik.
Fotoğrafladık ::-)
Sağolun,varolun.
İmeceevi'ni de PDA'nın doğal üyesi kabul etmenizi dileriz.
Ve tüm imece evi nin tüm PDA insanlarının da evi olduğunu bilmenizi isterim.

Sevgilerimle ::-)"