balkonda domates etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
balkonda domates etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Haziran 08, 2013

BİBERLİ PEMBENİN TEPKİSİ...

Bu yıl çoğumuzun pembe serüveni çok başarılı başladı. Gruba ya da FaceBook'daki PDA Şubesi'ne yollanan mesajlarda da buna dair hayli içerik paylaşılıyordu. Genellikle böyle başlanıp, sonra haşarat, aşırı sıcaklar, egzos ve benzeri nedenlerle çiçeklerin meyvaya dönüşemeyip döküldüğü, ya da çiçeklenmenin durduğu, sonuçta ürün alınamadığı, bundan dolayı da mutsuz olunduğunu bildiğimizden hep sakınımlı mesajlar verdik. Ben de en çok bu yaz başında sık sık yapılan "her zamankinden daha sıcak geçecek" uyarılarını hatırlatıyordum.

"Aman başlarına bir şey gelmesin" derken ilk meyvalarını vermeye başlamış olan bizimkilerin başına öyle bir şey geldi ki! 40 yıl düşünsek asla aklımıza gelmeyecek türden: "Biber Gazı"! 

Birden çok kere ve birden çok gün biber gazına maruz kalan pembeler de başlarına gelene ne tepki vereceklerini bilemediler önce... Sonra bir donuklaştılar, yaprakları matlaştı ve bir kaç ton soldular. Derken yaprakların üzerinde beyaz puanlar belirdi. Dün bir de baktık ki o puanlar kahverengine dönüşmüş...

Gazın cinsi değiştikçe süt, su, sirke tavsiyeleri de değiştiğinden bu canlıları yıkamaya da kalkışmamıştık... Şimdi bundan sonra nasıl bir seyir izleyecekler belli değil. Ama belli olan bir şey var, bu arkadaşlar her yıl içinde bulunduğu ortam koşullarını DNA'larına kaydediyorlar. Bunların tohumunu  alıp bir sonraki yıl aynı yere diktiğinizde daha kolay başediyorlar dış koşullarla. Belli olan şey, bu yıl bunların tohumlarını almayı hiç istemediğimiz!  Alırsak o tohumları "Bunlar biber gazına dirençli pembeler" diye etiketlemek gerekecek çünkü.

Diren Gezi Parkı, Direnin Pembeler!

Mayıs 24, 2013

BALKONDA LODOS ETKİSİ

(Dünkü) Lodostan Önce:


Lodostan Sonra:




















Demek ki havalara fazla güvenmeyip, bunları çubuk ile desteklemeli hatta ilk yıllarda olduğu gibi koruyucu kılıf bile kullanmalıymışız...











Bir gün önce de aklıma gelmişti aslında ama vakit yoktu, "sonra bakarız" demiştim...

Nisan 05, 2013

4 NİSAN 2013: ANCAK ŞAŞIRTILDILAR!

Ancak dün şaşırtılabildiler evdeki fideler...
Bizim balkonda en kolay yetişen domates pembeden çok doğal "cherry"ler. O yüzden bu yıl onlardan daha çok, pembelerden daha az çimlendirdik...

Bu yaz mevsiminin çok sıcak geçeceği söyleniyor...
Herhalde bu yaz da geçen yıl olduğu gibi perdeleri feda edip balkon sakinlerinin rahatını ön planda düşünmek gerekecek...

"Günde en az 6 saat güneş"şart, Evet. Ama çok yakıcı ve kavurucu ise gölgeleme için mutlaka bir önlem düşünmek de şart. Aksi halde "çiçeklerim dökülüyor", "meyvalarım gözükmedi" yollu mesajlar yağmur gibi yağabilir...

Şubat 15, 2013

"BALKONUMDA TARLA VAR"

Bugünkü Radikal'den bir haber: "BALKONUMDA TARLA VAR"


"PEMBE DOMATES GERÇEK BİR BAŞARI ÖYKÜSÜDÜR’ 
Leyla Kabasakal: “Pembe domates evladiyelik, çok ince kabuklu, şekli düzgün olmayan bir tür. 2008 öncesine kadar pembe domatesin p’sini bulamazdınız. Neden? Çünkü kabukları ince, hemen bozulur. Şekli düzgün değil, kasaya düzgün koyamazsınız. Endüstriyel açıdan hiç başarılı bir tür değil. Standartlaşmıyor. Ama pembe domates ağının başarısından sonra halktan öyle bir talep geldi ki, şimdi normal pazarlarda bile var. Alın pazardan, çekirdeğini kurutun, alın size tohum! 
Tüketici talebinin piyasayı iyi yönde nasıl şekillendirebileceğinin başarı öyküsüdür bu."

Balkon Bahçeciliği Topluluk Lideri Leyla Kabasakal'ın Radikal, Emel Alptekin'e verdiği demeçten...
Haberin tamamı şurada: 15 Şubat 2013- Radikal haberi

Kasım 08, 2012

KASIM PEMBELERİ



Hemen bir alttaki gönderide, artık sökülecekler iken sıcak Ekim ayında yeniden çiçek açan var. İşte onlar meyva da vermemiş mi?

Şaka gibi...
Post-mature!


Ekim 23, 2012

PASTIRMA YAZINI BAHAR MI SANDIN?

Ekim'de çiçek açan pembe domates!
Geçtiğimiz haftalarda İstanbul, Ekim ayında 33 derece sıcaklığı gördü. Birkaç hafta süren bu yalancı yaz ("pastırma yazı" mı?) sırasında bir de baktık ki henüz sökmediğimiz balkon pembelerinden biri çiçeklenmiş... Hem de ne çiçek! Öyle kolayca döküleceğe de benzemiyor... Bakalım ne olacak şimdi...

Aşağıdakiler de Eylül ayının son hasatı!






Ağustos 19, 2012

"BAYRAMLIK" !

Bugün "Şeker Bayramı"!

Biz de Pembe Domates Ağı'na bayramlık bir mesaj olarak, Refik Halid Karay'ın 1943'de yayınlanan "Makyajlı Kadın" kitabındaki "Yaz Sebzeleri" başlıklı makalesinin domates ile ilgili bölümlerini paylaşmak istedik...
Resimlerin üzerine tıklayıp keyifle okuyun!

(Aşağıdaki görüntlerde domatesin hemen ardından gelen "patlıcan"ı ve Karay'ın bu yazının tamamını merak edenler şuradan devam edebilir: "A.T. Kişisel Blog" )

İyi bayramlar herkese...




ANCAK...

Bu yıl evde çimlendirmeye geç başlamıştık...
Ancak şimdi bu hale gelebildiler...

Bu pembelerin kaynağı: Hafize Baliç tohumlarından Metin Varol'un Tekirdağ'da sürdürdüğü pembelerin 2010 versiyonu.

Ağustos 01, 2012

ÇAREYİ PERDEDE BULDUK!

Çiçeklerin dökülüp düşmesi çok yaygın bir sorundu...

Çok fazla sıcak ve ışığın da buna sebep olabileceğini düşünüp önce
balkon demirlerine bir  şifon örtü ile barikat yaptık...
Pembenin tepkisi hemen bir iki meyva vermek oldu...
 Pembe Domates Ağı'nda, çiçeklenen pembelerin meyvaya duramadan çiçeklerini dökmesi bu mevsimin en çok yakınılan konularının başında gelir.
Ama tepeden gene aynı fazla ışığı almaya devam
ediyordu. O zaman da çareyi balkon perdesini de dışarı
çıkarıp saksıları iyice gölgelemekte bulduk...

Bu konuyu ne kadar çok araştırdık... Ne çok çare denedik. Genellikle de işe yaramadı çoğu. Bizim iki küçük balkonda da son bir iki yıldır durum pek parlak değildi. Aşırı sıcaklar geçtikten sonra bir iki ufak meyva... Oysa balkonlarda ne güzel sonuçlar alıyorduk.

Bu yaz şu "aşırı sıcak" ve "yakıcı güneş ışınları"nın bu sorunun asıl nedeni olabileceğini düşündük ve pembeler çiçeklenmeye ve çiçek dökmeye başladıklarında onları olabildiğince bu durumdan korumak için ne yapabileceğimizi araştırdık. Onların tepesine birer şemsiye açıp balkona bağlayamazdık! Sonra şu şeffaf örtü sorunu çözdü. İlk iki küçük meyvayı görünce çok sevindik elbette. "Hazır olumlu cevap vermeye başlamışlarken, şunları iyice koruyalım güneşten" diyerek, balkon perdelerini de devreye soktuk!

Sonuç harika oldu.

Şimdi tek handikap muhtemel bir börtü-böcek taarruzu. Ama bu perdeler onlara karşı da sanki bir fizik engel oluşturuyor gibi...

Sonuç mükemmel! Son yıllarda hiç olmadığı kadar
hızlı, sağlıklı, irice meyvalar...

Şimdi her sabah perdeler dışarı fora!

Haziran 16, 2012

ERKEN ÇIKAN YOL ALIR!

Bu yıl biraz geç yola çıktık bizim balkon için!
Dolayısıyla daha yeni yeni çiçeklendi pembeler...
Egzosa, toza, börtü böceğe direnebilirlerse, çiçekler dalında kalabilirse bir ay sonra meyvaların tadına bakılıp, çekirdekler kurutulabilir...

Umarız!
(Çiçekte olmalarına rağmen geçmiş yılların deneyimlerine dayalı olarak suya boğmuyoruz, 2-3 günde bir makul miktarda sulanıyorlar, "boğazlama" yapılıyor, arada bir toprakları mini-çapa ile havalandırılıyor. Arızalı yapraklar toplanıyor...)

Aralık 22, 2011

ARALIK AYI, BALKONLAR ve "CALENDULA ARVENSIS"!

Aralık ayında çiçeklenen pembe... 
Geçen hafta PDA üyesi Sayın Ömür Yıldız gruba yolladığı mesajda "...yaz mevsimi geçtiği için mi kimseden ses çıkmıyor?" demiş ve küçük bahçesi için evde yaptığı seranın bağlantısını da eklemiş... Biz de biraz "balkon haberleri" geçelim...

Bu resim 4 Aralık'ta çekildi... Küresel ısınma, iklim değişikliği ve onların etkileri diye hep konuşulup durulur ya işte onun somut bir kanıtı: Aralık ayında bir süre sıcak ve güneşli günler gören bu pembecik çiçek açmış...
Yalnız o mu? Onun hemen dibindeki kadife çiçekleri de tomurcuklanmış, neredeyse açtı açacaklar...
Aslında o saksıda kadife çiçeği yoktu. Resimde gözükmeyen, fakat beyaz sinekleri kaçırsın diye biraz üst tarafındaki küçük bir saksıya ekilen kadife çiçeklerinin tohumları oraya düşmüş, havaları iyi bulup kök salıp yeşermiş olmalı.
Aslında böyle bir "balkonda iklim değişikliği deneyi"ne girişmek gibi bir amaç da yoktu... Tamamen tesadüf... Herkes yaz sonu domateslerinden kalanları söker, toprakları temizlerken biraz "kalanlara kıyamama", biraz da "üşenme" durumu...

Gerçi Pembe Domates Ağı'nın ilk yıllarında Ekim, Kasım aylarında meyva aldığımız bile olmuştu...

Bunlar bizim balkonda 2006 Kasım'ında çıkan pembeler.

İlk PDA üyelerimizden sevgili Dilek Gürelli ise o yıllarda Nişantaşı'ndaki çok güneş göremeyen balkonunda bir rekor kırmış, ilk meyvasını Aralık ayında verdirmeyi başarmıştı pembelerine:


Calendula Avensis nam-ı diğer Nergis
Bu arada gelecek sezon için bir hatırlatma! Şimdi pembelerinizi nereye ekecekseniz, oraya yakın bir yerlerde bulunması gereken  "Calendula Arvensis"leri ekmenin tam zamanı. Yani "Nergis"i... Ya da "Ayn-ı Safa"yı... Ya da İngilizce adıyla  "Field Marigold"u!
Nedeni şu gönderide ayrıntılı olarak verilmişti...
Biz bu yaz başı kadife çiçeği tohumu ararken nergisi de sormuş "şimdi onun zamanı değil" yanıtını almıştık hep. Nedenini sonra anladık, nergis soğanlı bir bitki ve soğanı da şu sıralar bolca bulunuyor...

Bütün bunları niye yapıyoruz? Elimizdeki "doğal", "evladiyelik" pembe tohumlarının doğallığını bozmadan döngüyü sürdürebilmek için... Bitirmeden dikkatinizi çekmek istediğim birşey var. PDA üyesi olan ya da olmayan pembe domates meraklılarıyla iletişimi daha kolay sürdürebilmek için FaceBook'ta açtığımız sayfada, üyemiz olmayan, olmadığı için de bu konudaki ısrarlı duyarlılığımızı bilmeyenler, zaman zaman için kimyasal zehirler hakkında da tavsiye alıp-veriyor. Sevgili Nalan Cantav sağolsun, genellikle bu gibi durumlarda hemen müdahale edip hatırlatma yapar, "...hooop... durun bakalım...bunların yeri burası değil" diye. Gene de bizi "dijital hafiye"lik yapmak zorunda bırakmasalar ne iyi olacak...Evet, onları zevkle kullanan, hatta ticaretini yapan o kadar çok topluluk var ki... Haydi şimdilik hoşçakalın!




Eylül 16, 2011

6 YILLIK TOHUMUN PERFORMANSI...

Bu yaz başında bundan 6 yıl önce elime geçen bir doğal pembe domates türünün (aslında mor; "Purple Calabash" !) tohumundan ürün almayı denedim... Esasen tohumlar 7. yılındaydı... Biz ortalama 5 yıl ömrü olduğunu biliyorduk tohumların ama gene de denemeye değerdi...
Sonuç: "1" adet meyva ile canlılığını sürdürdü! (Ondan da tohum aldık elbette bakalım seneye onlar ne gösterecek bize?)

Balkonda 7 yaşına girmiş bir tohumdan yetişen "Purple Calabash"- Temmuz 2011...

Aynı domates, 18 Ağustos 2011...

Aynı domates, tabakta!

Aynı domates, tohumları alınıyor!..




Ağustos 16, 2011

15 AĞUSTOS 2011...

 Ağustos'un ilk yarısında nihayet renklenmeye başladılar...
Şimdi geçen yılın Ağustos ayında balkonda durum nasılmış diye baktım da pek de farklı değilmiş... Hemen hemen aynı manzara varmış pembelerde...

Bu sağdaki de 1000. PDA Üyesi, Saygıdeğer Ayşe Rüşvanlı'nın birkaç yıl önce "Bunlar da 50 yıllık has tohum" diyerek bana verdiği pembe tohumlarından bu yıl ilk kez meyva almayı başarabildiğimiz domates... Kafa göz yara yara da olsa bu yıl o tohumu önce meyvaya durdurtup, sonra da bu aşamaya kadar getirmeyi başardık! Geçen yılın iklim koşullarında hiç meyva olmamıştı, kocaman bir domates ağacı ve durmadan dökülen çiçekleri seyretmiştik hep...


TEMMUZ AYINDA DURUM...



Bu yaz İstanbul'a güneşli günler geç geldi... Temmuz ayında balkon pembeleri hala yeşil... Üstte: "Purple Calabash" türü... Ortada ve altta: Hafize Baliç pembesinden 2007 yılında Metin Varol'un Tekirdağ'da yetiştirdiği domateslerin çekirdeklerinden çıkanlar...

Mayıs 31, 2011

ARTIK SAKSILANDILAR!

Üstte tohumdan yetişmeye çalışan kadife çiçekleri...
Altta pembeler... Balkon boyutlarının elverdiği en büyük saksılara geçirildiler...
Tek tük beyaz sinekler etrafta görülmüyor değil... Onlar için de saf arap sabunu suyla karıştırılıp püskürtülmek üzere yedekte bekliyor!

Ağustos 20, 2009

YAPRAK YETİŞTİRMEK v DOMATES YETİŞTİRMEK

Bu yıl dördüncü yılımız evde pembe domates serüveninde, hala öğrenecek o kadar çok şey var ki...
Geçen gün Zeynep, Twitter kanalıyla bir bağlantı yolladı... "Girişimci bir ruh"! taşıdığı çok açık bir zat, dedesinin olağanüstü büyüklükte ve sayıda domatesleri nasıl yetiştirdiğinin sırrını bir "e-kitap" formatında satmak için harekete geçmiş... Arada verdiği bilgilerden işin sırrının "budama"da olduğu anlaşılıyordu. Biraz kurcalayınca bu konuda pek çok yeni kaynak bulduk.
İşin komiği bunca yıldır biz "budama" dendiğinde "koltuk alma", toprağa en yakın, ilk çiçekli dalın altındaki dallardan "feragat" edebilme ve kuruyup "arızalanan" yaprakları temizlemeden öteye gitmemiştik. Hatta "tepe uçurma"ya bile sakınarak bakmıştık.
Eh çoğumuzun bir çekirdekten fide yetiştirmesi, fideden domates bitkine varması, "hayatta ilk kez" olduğundan, bırakın dalları, tek bir yaprak bile bizim için çok değerli idi. (İletişim grubumuzdaki eski mesajlar bir taranacak olsa, tek bir yaprakta görülen herhangi bir değişim için paniğe düşüldüğünü gösteren onlarca mesaj bulunur! Mamafih bir keresinde bir üyemiz "yoksa ben sadece yaprak mı yetiştiriyorum, nerede meyvalar" diye yazdığında bir sessizlik de yaşanmamış değil hani... )

Şimdi budama konusuna geri dönersek, "üçlü zigzag" tekniği diye adlandırılan bir yöntem bulduk. Sadece en alttakileri değil, her çiçekli dalın altında bulunan üç dalı, bir sağdan, bir soldan sayarak kesip atıyorsunuz! Böylece enerji çiçeklere yani meyvaya yönleniyor.
Biz balkon pembelerine bunu uyguladık. İlk gözlem; hala çiçek aşamasında olan üst dallardaki arılar oldu... Bu şehirde arıların da kafileler halinde dolaşmadığı gözönüne alınırsa "şimdi herhalde çiçekleri daha kolay buldular" diye düşündük. İkinci gözlem: alt dallardaki iki domates sanki birden büyüdü, tombullaştı...
Tabii şunu unutmamak gerek, saksıdaki ile bahçe ya da tarladakilerin büyüklüğü asla aynı olmuyor. Ne kadar büyük saksı kullanılsa bile...

Bir diğer kaynakta da üç beş değil, üzerinde çiçek ya da meyva bulunan dallar hariç, çiçek açmayanların tamamen budanması öneriliyordu. Şurada bunu videodan izleyebilirsiniz:
How to Prune a Tomato Plant (powered by eHow.com).

Temmuz 01, 2009

1 TEMMUZ 2009'DA DURUM

İşte korkulan oldu!
Pembeler meyvaya duramıyorlar bir türlü bu yaz... Bu yüzden PDA üyelerinden çoğu tedirgin...
Tıpkı 2007 yazında olduğu gibi bir başlangıç bu...
O zaman da aynı sorunla karşılaşılmıştı.
Bu duruma yol açabilecek nedenlerin başında "mevsim normallerinin anormalleşmesi" ya da daha yaygın deyişle "küresel ısınma" geliyordu. Ama bir türlü bu açıklamadan tatmin olamayanlar için Internet'i kazımış, sonunda çok ilginç bir şeyle karşılaşmıştık:
Gergin yetiştirici ve dökülen çiçekler ilişkisi!

Özellikle evde pembe domates serüvenine ilk kez bu yıl başlamış olan PDA'lıların yukardaki linki tıklamalarını hararetle tavsiye ediyoruz... Çünkü TR ve İNG açıklamaların arkasından umutlu ve işe yarar içerik de bulacaklar yukarıda...

2007 Temmuz'unda, "sonra ne oldu?"yu merak edenler, Temmuz 2007 Arşivi'ne de göz atıp, biraz daha rahatlayabilirler...

Bu arada bugün sevgili üyemiz Ayten Yıldırım'ın bu konuda gruba gönderdiği mesaja bayıldık.
Ne kadar güzel özetlemiş olanı biteni;

"Tabii, artık hepimiz bu nazendenin neden neslinin tehlikede olduğunu da anladık :) "

Ve ne güzel eklemiş:

"Eeeeeee, o nazlıysa biz de inatçıyız, huyunu suyunu en ince detayına kadar öğrenip mutlaka en güzel pembeleri yetiştireceğiz ::))"

İşte budur!

Haziran 03, 2009

HAZİRAN GÜNEŞİ...

Şimdiye kadar herşey iyi gitti, bundan sonra da umuyoruz böyle gitsin...

Mart-Mayıs arası PDA içinde "tohumdan fideye, fideden saksıya" sürecinin telaşesi yaşandı...

Çimlendirme için son derece yaratıcı çözümler geliştirenler, fidelerinin her hareketini dikkatle izleyenler, ilk çiçeklerini görenler, ilk böceklerinden evhamlananlar...

Şimdi saksı zamanı...
Hep söylendiği gibi; saksı boyutundan ödün verilmemeli. Tabii yer konusunda kısıtlama yok ise... Saksılara toprak ağzına kadar doldurulmamalı. En az 3 kere "boğazlama" yapılacağı hatırda tutulmalı...

Rastgele!
:)

Mayıs 17, 2009

SICAK HAVALARA DİKKAT...

Mayıs'ın ikinci yarısı yaz birden bastırdı... İstanbul'da 27, 28 derecelerden sözedilmesine rağmen sanki 30'un üzeri gibi hava... Bu da PDA'cıların fidelere çok dikkat etmesi gerektiği anlamına geliyor... (Eski üyelerimiz bundan sonrasını okumasa da olur!) Geniş alanları olan kimi üyelerimiz çoktan çiçekleri gördüler bile... Ama ya kent tarımcıları ya da balkon bahçıvanları; siz (biz de) fidelerinizin gövde çapı bir kurşun kaleminkine ulaşmadan saksılara alıp güneşe atmayın... Gerekirse ikinci hatta üçüncü bir şaşırtma yaparak topraklarını çoğaltın, uzayan gövdeleri topraklayın... Acele etmeyin... (Aynı uyarıyı geçen Mayıs'ta da yapmışız nitekim!) Bunu yaparken plastik kaplara pek iltifat etmeseniz daha iyi olur... Balkonlarda arıları davet etmesi için lavanta, örümcekleri halletmesi için de kadife çiçeği bulundurmak işe yarıyor, tecrübeyle sabit! Ama ne olursa olsun rahat olun, gergin olmayın...

Bu 19 Mayıs, PDA'nın da dört yaşına bastığı gün olacak... 2006'da ilk deneyimimizi saksılarına taşıma işini bir 19 Mayıs'ta tamamlamıştık... Sonraki yıllarda herşey küresel iklim değişikliklerine paralel sürdü... Bir önceki yaz bütün dünya ile birlikte Türkiye'de de sebze ve meyvalar aşırı sıcaklardan olumsuz etkilendiler... Bizim sarı çiçekli pembeler de sürekli çiçek açtı, çiçek döktü... Taa Ekim'lerde Kasım'larda, o da tek tük meyvalar görebildik... Ama gördük!
Geçen yaz daha iyi sonuçlar alındı... Bu yaz da durum idare edilebilirse pek sevineceğiz...

Bu arada önemli bir ricamız var: Fide paylaşmak için Google gruplardaki PDA ana sayfasında iki özel liste yayına girdi, vermek ve almak isteyenler için... Bu amaçla gruba mesaj yollamak yerine bu listeleri kullanırsak daha güvenli bir ve etkin bir iletişim olacak...

Nisan 01, 2009

2009 PEMBE SERÜVENLERİ BAŞLARKEN...

Bütün yeni üyelerimize "Hoşgeldiniz" diyor ve başarılı bir 2009 sezonu diliyoruz!

Zerrin Ersoy dostumuz sormuş:
*Sasirtma yapacagim karton kaplara English Gardens'tan alacagim toprak ve simdi kullanmakta oldugum torf'u karistirarak mi koyayim ? Sadece torf ile mi devam edeyim? ya da sadece English Gardens'in topragini mi kullanayim? hangisi bitkinin gelisimi icin daha uygundur acaba?*
*...iyi yanmis koyun gubresinden bahsediliyor, ama uygun olan boyle bir gubreyi nereden bulacagiz?*

Balkonda pembe domates serüveninde 4. yıla giriyoruz... Bu yıla kadar olan deneyimlere göre "iki kere" şaşırtma yapılmasının, ilk şaşırtma toprağının bir miktar torf ile karıştırılıp, ikinci şaşırtmada ise asıl saksılarda kullanılacak organik toprağın kullanılmasının iyi sonuç verdiğini gördük... Zerrin Hanım'ın aldığı toprak, bulabilenler için gerçekten çok güvenilir bir seçenek. Ancak içinde perlit de olduğundan, şaşırtmada kullanırken insan bebek pembelerin kökleri zedelenebilirmiş gibi bir duyguya kapılıyor, o yüzden torfla yumuşatma yolunu seçiyor, içgüdüyle!

İlk şaşırtmada en iyi malzeme, köklerin serbestçe gelişmesi bakımından sıkıştırılmış mukavva bardaklar... İkinci şaşırtmada ise altlarına delik açacağınız "fide torbaları" iyi sonuç veriyor (Bu söylediklerim şu fotoğraf albümünde de var)...

Biz de doğrusu Rasim Karavana gibi hissettik hep, şaşırtma yaparken, değil mevcut toprakları silkelemek, tersine hep kökleri tutan toprakla birlikte taşımayı yeğledik, köklere bir halel gelmesin diye... Nedeni de bu pembelerin bu aşamalarda pek "nazenin" olması... Bunda doğal olarak sayılı tohumla çalışmanın da payı var.
Yüzlerce tohumla çalışıldığında daha rahat denemeler yapılabilir belki... Ki "yüzlerce tohum" da bu yıl -inşallah- kendi pembelerinizin sadece orta boy bir tanesinden alacağınız çekirdek demektir.

Gübre konusuna gelince... Biz ilk yıllarda "organik domates gübresi" kullanmıştık balkonda... Bu tesadüfen yurtdışında bulup aldığımız bir üründü. Sonraki yıllar onsuz devam ettik. Süt-su, toprakta demir çivi, zaman zaman yosun özü v.s. yetti. Yine de Eşfak Aykaç'ın geçenlerde işaret ettiği türden bir organik gübreyi asıl büyük saksılarınızın dibine koyup devam edebilirsiniz. Diğerlerini (koyun, güvercin v.d.) biz balkonda hiç denemedik. Bahçe ve tarlada yetiştirenler ise esas dikimin bir ay öncesinden "ocak açma" denen işlemi yapıp, açtıkları çukurların dibine yanmış koyun gübresi koyuyorlar. Metin Varol, öyle yapıyordu örneğin...
Gübre konusunda Reşit Soley dostumuzun Bozcaada bağlarındaki yaklaşımı da çok dikkat çekici doğrusu...
Şimdilik şunları tekrarlayarak bugünkü notları kapatalım:
  • Hala ilk çimlendirme günleri sürüyor. Kullandığınız malzemenin doğal olmasına gösterdiğiniz özeni, tohum ve filizlere ayıracağınız alan konusunda da gösterin. Tohumları viyollerdeki yuvalara teker teker dikin. Bir yuvaya 4 -5 tane değil. Aynı biçimde tek bir kap içinde çimlendirme yapıyorsanız en azından 4-5 cm. aralıkla ekin ki sonradan kökler birbirine dolanacağı için, onları şaşırtırken kopartmak zorunda kalmayın. Böyle bir durumla kaşılaşmışsanız, kökleri birbirinden su dolu bir kabın içinde ve özenle ayırın.
  • Kaplarınızı -ki ilerde asıl saksılar için de bu çok önemli bir nokta- hiç birzaman ağzına kadar toprakla doldurmayın. Çünkü gövde bazen beklenenden daha hızlı boy atabilecek ve o zaman toprakla etrafını doldurmanız gerekecek. Asıl saksılara geçildiğinde de önce 1/3, bir-birbuçuk ay sonra ikinci bir 1/3, Ağustos civarında da üçüncü 1/3 toprağı ekleyeceksiniz, ancan o zaman saksılarınız en üst seviyesinde toprakla dolmuş olmalı. Buna "Boğazlama" diyoruz... Bu yüzden ta şaşırtma kaplarından başlayarak asıl saksılara kadar toprağı hep aşamalı olarak ekleyeceğiz...
  • Asıl saksılar için ideal derinliğin 50-60 cm., çapın da 40 cm. olduğunu unutmayın...
  • Yeni üyelerimiz de her attıkları adımda gruba soru sormadan önce, lütfen "PembeDomates.Org" sitemizdeki KAYNAKLAR sayfasına gözatmayı ihmal etmesinlar. Orada hem *pdf formatta açıklama+resimler, hem de Fotoğraf Albümleri'nde resim + açıklamalar var. Keza Google Gruplar'daki PDA sayfasının arama motorunu da kullanabilirler...
Not: Tohumculuk Yasası ve GDO'lu tohumlar konusunda, PDA - III. İstanbul Buluşması'nda bir alt çalışma grubu oluşturuldu, bir ortak tavır belirlenek üzere çalışmalara başladılar. Bu gruba katılmak isteyen üyelerimiz varsa bize bunu belirtsinler. Bir an önce bu konuda da bir sonuca varalım...