Haziran 02, 2016

BALKONA ÇIKMADAN ÖNCEKİ GÜNLER...


Bu yıl dar balkona geniş boyutlu saksılar sığmadığından yalnızca iki pembe ve biraz da cherry ile uğraşacağız...
Pembeler, Hafize Baliç tohumlarından İzmir'de yaşamını sürdürenlerden...

Bebek beklediği için pembe fidesi de isteyen iki genç dost için Nail Sarı kanalıyla gelen tohumlardan çıkan fideler bunlar. Daha doğrusu o gruptan elimizde kalan son iki fide...

Cherry'ler ise Fransa kökenli, yıllardır döngüsünü sürdüren kırmızı, mor ve sarı olanlar... Bakalım nasıl devam edecekler!


Nisan 09, 2016

2016 FİDELEMELERİ...

Son zamanlarda aldığıma en sevindiğim şey! (Alman yapımı -Scheurich- bir ürün, hem spray hem sulama yapıyor.) 
Bu yıl ilk kez ilk çimlenmede yumurta violü kullandık!!

Bunlar, 2006'da Çerkesköy - İstanbul - İzmir seferi yapıp, 2016'da İstanbul'a gelen
Hafize Baliç tohumlarından pembe adayları...

Ekim 29, 2015

29 EKİM 2015


29 Ekim 2015, Perşembe sabahı. Balkondaki pembe domates de bu mevsimde kalkmış çiçek açmış. Cumhuriyet Bayramı... Kutlu olsun...

Mayıs 22, 2015

YAVAŞ YAVAŞ BALKONA HAZIRLANIYORLAR!

31 Mart'ta çimlenmeye bırakılan tohumlar, 7 Nisan'da başlarını çıkarmışlardı...

Bugün 22 Mayıs 2015!
31 Mart'tan bugüne kadar, arada yalnızca bir kere "şaşırtılıp" biraz daha ferah bir alana taşınmışlardı...

Bu fotoğraftakiler artık (20 Mayıs 2015'te) fide torbalarına alınmış halleri...

Hepsi de bizim mini balkonda bir iki kuşak büyümüş, meyva vermiş, buradaki dış koşulları genlerine kaydetmiş, pembelerin, biberlerin ve doğal "cherry"lerin torunları!
Soldaki saksıdakiler pembeler, sağda daha nazlı, daha narin "cherry"ler...


Bu kare metal kapta da ortada bir "cherry" etrafında ise doğal biberler var...
Bu çimlendirme mevsiminde yalnızca 4 biber yeniden çimlenip fideye dönüştü!
Şimdi sıra hepsinin gövde çaplarının en az 1 cm. genişliğe ulaşmasını beklemede...
Sonra haydi bakalım deyip saksılara taşınacaklar... Tabii asıl sorunlar da o zaman başlayacak...
Buraya kadar olan en kolay fasıldı...
Pembe Domates Ağı'nda asıl bundan sonra yakınmalar başlayacak!
"Çiçeklerim dökülüyor!" / "Tırtıl geldi"! / "Sarardı soldu!" / "Domatesler çok küçük!"... ve belki yenileri...
Umarız küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin etkileri bizleri bu sezon es geçer!


Nisan 07, 2015

1 HAFTA YETTİ!

Bizim balkon pembelerinin geçen yazdan saklanan çekirdekleri 31 Mart 2015'da -Türkiye'de tarihi elektrik kesintisi yaşandığı- gün, çimlenmeye bırakıldı...
Yalnız pembeler değil, doğal biber ve cherry'ler de...

 Bugün 7 Nisan... Pembeler ve cherry'ler çoktan ortaya çıkmışlar bile...













Ancak, biberler (ortadaki grup) her zamanki gibi nazlı. Henüz tık yok onlardan...

Şubat 24, 2015

YENİ ÜYELERİMİZLE İLETİŞİM ve 90 GÜN DAYANACAK DOMATES SORUNSALI!

Bugünkü gazetelerin çoğunda aşağıdaki spot ile şu haber yer almıştı:

2012 yılında Manisa Akhisar'da dört genç girişimci tarafından kurulan şirketin sunduğu "Uzun Raf Ömürlü, Doğal Yarı Kuru Domates" proje önerisi kabul edildi. TÜBİTAK'ın 300 bin TL destekte bulunacağı proje ile domatesin ömrünün 90 güne kadar artırılması hedefleniyor.

Bu haberi okur okumaz hemen kuşkuya kapılıp, bizim PDA grubuna yazmak ve işin aslının ne olup ne olmadığını sormak geldi aklıma...  Ayşen Ertür ilk bilgiyi veren oldu, sağolsun. Yazdıklarımızı aynen aşağıya alıyorum:

Sayın ve Sevgili PDA Üyeleri,

-Son haftalarda aramıza katılan tüm üyelere "Hoşgeldiniz" diyoruz-

Uzun zamandır bu listeden haberleşmedik. Büyük çoğunluk FaceBook'daki PDA şubesinden gayet memnun. Sayın Nail Sarı sayesinde tohum edinme konusu da daha pratik biçimde orada çözüm buldu. 
Şubat sonu - Mart başında çimlendirme sezonu da açılacak. İlk kez pembe domates yetiştirecek yeni üyelerimizin, bu işin nasıl yapılacağı konusunda soruları olursa; yanıtları www.pembedomates.org sitesindeki "Rehberler"de resimli olarak bulabileceklerini hatırlatalım. Keza aynı sitede kişisel pembe domates bloglarımızın da linkleri var...

Bu vesile ile "uzman" üyelerimizin şu haberi yorumlamalarını rica ediyorum:

Ne iş şimdi bu? Genetiğini mi değiştiriyorlar yoksa nasıl 90 gün bozulmamayı sağlayacaklar???

Sevgi ve saygıyla.
A.T.
* * * *
YANIT:

yok yok.... ne genetiği ile oynanıyor, ne başka bir şey...
toplandıktan sonra fırında bir miktar kurutuluyor.
eko food'un kendi sayfasında açıklaması var: "Tomatoes which are field grown by EkoFood in Turkey are expertly oven roasted, not sun dried, these tomatoes have a sweet,robust flavor and a juicy,tender texture"
(tarlada yetiştirilen domatesler güneşte kurutulmak yerine ustalıkla fırınlanıyor: tatlı, güçlü bir lezzetleri ve sulu, narin bir dokuları var.)

eko food'un websitesi ve, semi-dry dedikleri domatesin ürün bilgileri şurada: http://ekofood.com.tr/en/product_detail_roasted_tomato.html
Ayşen Ertür
* * * * * * *

Ocak 02, 2015

2015'in İLK GÜNLERİ...

Bizim balkon domatesleri Aralık ayını da çiçek açıp meyvaya durarak geçirdi. Yılın son haftası çoğunu söktük ama hala çiçek açan bir tanesine kıyamadık!

Mevsim değişikliği olgusunun bundan güzel kanıtı olamaz herhalde...

Öte yandan bu sabah dünyada ne olup bitiyor derken, The New York Times gazetesinde, kimi "bilim insanları"nın nasıl harıl harıl bitkilerin genetiğini değiştirmek için çalıştıklarını, herşeye rağmen bu konuda yapılmış yasal düzenlemelerin nasıl etrafından dolandıklarını görünce buraya "link" vermeden geçmek olmazdı... "Bitkinin genlerine kimyasal madde değil de başka bir bitkiden alınmış bir madde ekledik, bu yasaya aykırı değil" diyor bir tanesi... Kimi çim/ot üzerinde çalışıyor önce, sonra yavaştan diğer bitkilere kayıyor. Kimi açık açık Kanola ile uğraşıyor.
Şu da aynı gazetede, tüketimi/üretimi ABD Tarım Bakanlığı onaylı, kızartmalık GDO'lu bir patates haberi... Soyulduktan sonra kararmıyor ve de guya kızartıldıktan sonra sağlığa daha az zararlı...
Bu arada bu gazetede bu konuyu yakından izleyen bir gazeteci var, Andrew Pollack! Meraklılar için onun bütün haberlerinin arşivlendiği sayfayı da verelim: şurada!
Bunları böylece kayda geçip herkese sağlıklı bir yıl dileyelim!

Ekim 18, 2014

19 Ekim 2014: BALKON ORTAMINA ANCAK ŞİMDİ GÜVENEN PEMBELER!

İpek Hanım Çiftliği 2011 yılı pembeleri çekirdeklerinden işte şimdi çıktılar!

Ayşen Ertür, "Cherokee Purple Tomato" 2013 Heybeliada
mahsulü çekirdeklerinden bu yıl bizim balkonda çıkan ikincisi!

2016'da, "English Gardens" armağanı pembelerin, 2007'de
Metin Varol, Tekirdağ tekrarı pembe çekirdeklerinden çıkanlardan biri...

"Plum Noir"; "Siyah Erik"! Paris kökenli
"heirloom cherry" çekirdeklerinden çıkanlar...


"Siyah Erik; "Plume Noir" cherry'ler, yakın plan!
Ama henüz yeşil ve menevişli! Sonra mora dönecek!
Bu da geçen yıl İpek Hanım Çiftliği'nden gelmiş
Sivri Biber'lerden çıkan biri!
Hep böyle oluyor! Bahara doğru çimlendiriyoruz, şaşırtıyoruz, belki bir daha şaşırtıyoruz, sonra gövdeleri kurşun kalem çapına gelince biz "balkon bahçıvanları", onları saksılara taşıyoruz!...
Ama... Ondan sonra? Ondan sonra onlar bizi şaşırtıyor! Sarı sarı çiçekleniyorlar, "hah" diyoruz, "işte bunlar domates olacak"! Ama gerek "küresel iklim değişikliği" gerekse kirli şehir havası yüzünden o çiçekler "pıt pıt dökülüp duruu"! İşte tam da o sırada bizim Pembe Domates Ağı'nda çığlıklar gökyüzüne yükseliyor! Daha doğrusu "yükseliyordu"! Neyse ki FaceBook'daki Pembe Domates grubu sayesinde bu telaşe bu yıl sona sona erdi. Çünkü orada daha anlık bir haberleşme var ve de "hani bana tohum?"diyenler de azaldı iyice...
Sonuç: İşte önünde sonunda meyva vermeye başlıyorlar... İsterse aylardan Ekim olsun! Az sabrediverin! Artı; Biz'den ayrılmayın!



Eylül 23, 2014

BALKONDA BİR ÖĞLE RANDEVUSU

Dünden beri öğle saatlerinde tırtıllarla randevum var! Çok da dakikler, 12.00 - 14.00 arası, domateslerin üst yapraklarının altında buluşuyoruz. Tek sorun, onları elimdeki kağıt peçete ile alırken, binbir tane ayakla, zavallı yapraklara sımsıkı tutunup, gelmemek için gösterdikleri inat.

Eeee, biz siz afiyetle gövdeye indiresiniz, onları delik deşik edesiniz, bir de üzerine atıklarınızı bırakıp mahvedesiniz diye yetiştirmedik bu garipleri herhalde...

Pembe Domates meraklısı bir tırtıl... 23 Eylül, 2014, öğle saatleri...

23 Eylül itibarıyle bizim balkondaki durum ise şöyle:
Bu yıl çimlendirmeye hayli geç başladığımız için ilk fidecikler ancak 22 Nisan'da başlarını çıkarabilmişti... İki çeşit pembe, üç - dört çeşit cherry, bir iki de doğal biber fidesi saksılarına Haziran'da taşındılar.  Bu sezon biraz fantezi yapıp, pembelerde balkona alışkın olan tohumlar yerine biri 2007, biri de 2012 yazından kalan çekirdeklerden diktim. Bir de Ayşen Ertür'e iki sezon evvel tohumundan verdiğim "Cherokee"lerden geçen yaz onun bahçesinde büyümüş olanların tohumundan... Cherry'lerde de yıllardır balkonda meyva veren kırmızı "Parisien" ile yine Fransa kökenli olup, paketinde yıllardır bekleyen ve son tarihi geçen yıl dolmuş olan "Kırmızı Erik"; "Prune Noir" bir cherry... 3 çeşit de doğal biber: Kırmızı tombul Macar, bir sivri bir de çuşka...
Kırmızı Macar biberleri,
altta Ayşen'in Cherokee'si
Havaların çok güzel gitmesi ile hepsi de çok çabuk yapraklanıp boy attılar, boğazlandılar, çiçeklendiler... Sonra?
Kırmızı ve Plum Noir - Cherry
Sonra aşırı sıcaklar başgösterdiğinden "pembe"ler çiçek dökmeye başladı, hemen balkonlardaki emektar tül perdeler devreye girdi, gölgeye alındılar. O sırada biberler birer birer meyva vermeye başlamış, cherry'ler de ufak tefek meyvalamışlardı...
Pembelerden ve Cherokee'den hiç ses yoktu.
Tam tersi hepsi de gün geçtikçe daha kötü oluyordu; sararıp solan yapraklar, beyaz böcekler, vesaire...
Biraz işlerin çokluğundan, biraz da "dur bakalım ne olacak" merakından sulama ve toprak takviyesi dışında da hiç bir iyilik yapmadım onlara uzun süre. Sonra da tam tersini.... Sulu sütle sulama, arap sabunlu spray ile beyazları rahatsız etme, kötüleyen yaprakları hemen her gün sabırla koparıp ayıklama, arada minik çapa ile çapalama, toprağı havalandırma...
Vee, ondan sonra -biraz da aşırı sıcakların gerilemesiyle- sessiz kalıp çiçek döken pembeler hemen cevap verdi! Artık minik yavru pembelerimiz var....
Var da yapraklar hala hergün ayıklanacak hale gelip, Sedat Hoca'nın deyimiyle "vejetasyon" yani yapraklanma konusunda hiç umut yok. İşte tam bu noktada tırtıllar aklıma geldi ve ava çıktım. Geçmiş yıllarda sabahları erken saatte de bulduğum olmuştu onları. Bu yıl öğleyin ortaya çıkıyorlar işte... Bakıma devam!

Ağustos 22, 2014

BU YAZ DA PERDE ARKASINDAYIZ...

Geçen yaz küresel ısınma sonucu aşırı sıcaklar yüzünden önce boynunu büküp sonra da dökülen çiçekleri korumak için çareyi perdeyi dışarı çıkarıp onlara gölge yaratmada bulmuştuk. Sonuç gayet olumlu idi. Bu yaz da aynı durumla karşı karşıyayız. Emektar ve ekonomik İkea tülleri yine görev başında.
Zaten bu yaz yola geç çıktık (22 Nisan'da), üstüne de bir sıcak, bir soğuk, bir fırtına derken şaşkına döndü zavallıcıklar. Şu anda nazlı pembeler çiçek döküp durmakta, nazsız cherry'ler meyvaladılar, biraz da doğal biber var, genlerine bu balkonun iklimi kayıtlı (!), onlar da iyi gidiyor. Bakalım...



Nisan 30, 2014

DOMATESİN DE ATASI: SOLANACEA FAMİLYASI

Bitkiler aleminde kendisinden türeyip farklılaşan diğer bitkiler arasında domates (Solanum lycopersicum), patates (Solanum tuberosum) ve patlıcan (Solanum melongena) da bulunan, (yasemin, petunya gibi) çiçek versiyonları tıpta ve çiçekçilikte önemli yeri olan bir familya var: "Solanacea"!


Biyolojik çeşitliliği koruma amaçlı bilimsel çalışmalara bu familya son yıllarda daha sık konu olmaya başlamış. Çünkü ekonomik önemi büyük!
Mesela Brezilya'nın bitki örtüsünü koruma amaçlı projelerde Solanacea pilot proje olarak kabul edilmiş. Bu familya ve türevlerinin taksonomisi üzerine çalışılan şu projenin sitesinde ki dünyaya ilk önce Antarktika'dan yayıldığını söylüyor, ayrıntılı bilgi var: solanaceaesource.org .

Nisan 22, 2014

DOMATES GÖZÜYLE; 22 NİSAN "DÜNYA GÜNÜ" OLSUN!


Bugün 22 Nisan Dünya Günü! 
Bizimkiler bu yıl daha yeni ekilip Dünya Gününe gözlerini ancak alttaki kadar açtılar...
Dünya Günü 2014 ise bu yılın temasını "Green Cities" olarak seçmiş. Kutlu Olsun!
Dünya Günü 2014: "Yeşil Şehirler"!



Şubat 23, 2014

FaceBook'da bir "HEIRLOOM" Domates grubu: "AMIS de la TOMATE"

Bugün keşfettim: "Amis de la Tomate"! Yani Domates Dostları!
https://www.facebook.com/tomatoHeirloom

Ekim 21, 2013

Manyas'ta Bir Ev Bahçesinden...


Emekli olduktan sonra Çarşı Mahallesi'ndeki evinin bahçesinde küçük çaplı sebze üreten 63 yaşındaki Ahmet Yılmaz, ürünlerinin daha sağlıklı yetişmesi için doğal gübre kullandığını söyledi. Elinden geldiğince organik üretim yapmaya çalıştığını ifade eden Yılmaz, 800 metrekarelik bahçesinde yetiştirdiği sebzeleri satarak, ek gelir sağladığını anlattı.
Yetiştirdiği pembe domateslerden birinin beklediğinin üzerinde çok büyüdüğünü belirten Yılmaz, "1,5 kilogram ağırlığına ulaştı. Bir vatandaş 1,5 kilo domates istese evine poşetin içinde bir tane götürecek" dedi.
İri domatesin görenleri şaşırttığını dile getiren Yılmaz, "Herkes, nasıl bu şekilde büyüdüğüne yönelik sorular yöneltiyor. Özel bir tekniği yok. Sadece doğal gübre kullanıyorum" diye konuştu.

* * * *

Ağustos 06, 2013

2013 YAZININ TEMMUZ SONU AĞUSTOS BAŞI

"Çıktık işte ortaya...
Kızarıyoruz!"

diyorlar!
Bu arada çekirdek kurutma da ihmal edilmiyor elbette... 
Bu yılki çekirdeklerin "hard-disk"inde öyle kayıtlar saklı ki...



Haziran 28, 2013

2013'ÜN İLK PEMBESİ...

Gaza maza rağmen o doğal döngüsünü tamamlayıp kızarmayı başardı...

Bunlar da iyi gidiyor...

Balkon "Fransız", saksı da ona göre olunca Fransız cherry, has pembe ile boyuttan yana rekabet ediyor işte böyle!

Haziran 25, 2013

AZICIK İNGİLİZCE BİLEN HERKES İÇİN!

İbretlik bir içerik burada! Tıklayın!

Haziran 08, 2013

BİBERLİ PEMBENİN TEPKİSİ...

Bu yıl çoğumuzun pembe serüveni çok başarılı başladı. Gruba ya da FaceBook'daki PDA Şubesi'ne yollanan mesajlarda da buna dair hayli içerik paylaşılıyordu. Genellikle böyle başlanıp, sonra haşarat, aşırı sıcaklar, egzos ve benzeri nedenlerle çiçeklerin meyvaya dönüşemeyip döküldüğü, ya da çiçeklenmenin durduğu, sonuçta ürün alınamadığı, bundan dolayı da mutsuz olunduğunu bildiğimizden hep sakınımlı mesajlar verdik. Ben de en çok bu yaz başında sık sık yapılan "her zamankinden daha sıcak geçecek" uyarılarını hatırlatıyordum.

"Aman başlarına bir şey gelmesin" derken ilk meyvalarını vermeye başlamış olan bizimkilerin başına öyle bir şey geldi ki! 40 yıl düşünsek asla aklımıza gelmeyecek türden: "Biber Gazı"! 

Birden çok kere ve birden çok gün biber gazına maruz kalan pembeler de başlarına gelene ne tepki vereceklerini bilemediler önce... Sonra bir donuklaştılar, yaprakları matlaştı ve bir kaç ton soldular. Derken yaprakların üzerinde beyaz puanlar belirdi. Dün bir de baktık ki o puanlar kahverengine dönüşmüş...

Gazın cinsi değiştikçe süt, su, sirke tavsiyeleri de değiştiğinden bu canlıları yıkamaya da kalkışmamıştık... Şimdi bundan sonra nasıl bir seyir izleyecekler belli değil. Ama belli olan bir şey var, bu arkadaşlar her yıl içinde bulunduğu ortam koşullarını DNA'larına kaydediyorlar. Bunların tohumunu  alıp bir sonraki yıl aynı yere diktiğinizde daha kolay başediyorlar dış koşullarla. Belli olan şey, bu yıl bunların tohumlarını almayı hiç istemediğimiz!  Alırsak o tohumları "Bunlar biber gazına dirençli pembeler" diye etiketlemek gerekecek çünkü.

Diren Gezi Parkı, Direnin Pembeler!