Nisan 22, 2007

PDA-ŞİLE PEMBELERİ

Hafta sonu Hümeyra ve Rasim Konyar'ın Şile'deki evlerindeydik. Yukarıda, geçen yıl tek türü varken (Hafize Baliç'in pembesi) bu yıl çok çeşitlenen ve ayrı ayrı çimlenmekte olan pembeleriyle Rasim...
English Gardens, Omercan, Hatay - Sıdıka Kurt, Hatay-Yüksel Atar, kendi pembeleri, İtalya'dan alıp tohumunu çıkardıkları dilimli pembeler, onların yanısıra önceki yıllar ektikleri türlü çeşitli kırmızılar... derken, Konyar'lar, resimde görülen ve dikime ayrılmış alanın bu kadar farklı türü ekmek için yetersiz kalacağından endişe duymaya başlamışlardı. 19 Şubat PDA toplantısındaki "farklı türlerin aynı yerde ve yan yana yetişmesi doğru mu yanlış mı?" tartışmasını anımsarsak, haksız da sayılmazlardı.
Plastik kovalarda çimlenen ve geceleri üstleri naylon örtü ile örtülen filizlerden en sağlıklı görüneni, geçen yıl kendi yetiştirdikleri pembelerden aldıkları tohumlardan çıkanlardı. İklime alıştıklarından olsa gerek.
Hataylılar, -bizde de olduğu gibi- Şile'de boy göstermekte biraz ağırdan almıştı...
Bu resimler bu sabah çekildiğinde günlük güneşlik olan hava, akşam üzeri kapandı, rüzgarı, soğuğu ve ara sıra çiseleyen yağmuruyla tam bir sonbahara dönüştü. Biz bile donduk. Pembeler ne yapsın?
Bu arada Rasim'in heykel atölyesini de ziyaret etme şansımız oldu. O konudaki izlenimler ve şu sıra açık olan bir sergisi ile ilgili haber Web'de Kültür Sanat'ta!

Nisan 19, 2007

SORUNLAR, ÇARELER, YENİ ALBUM VE "EKOLOJİ FUARI 2007"

"Pemben mi var? Derdin var!
Bu lafı aslında "çocuklar" için duymaya alışkınız. Ama bu pembeler de "olunca" sevinilen, ama arkasından sevincin yerini alan ve hatta onun önüne de geçen "sorumluluk" duygusu yüzünden "tadını çıkarmakta" zorlanabildiğimiz canlılar gibiler aynı. Tasalanmamak mümkün değil...
Tohumlar çimlendikten sonra bazı üyelerimizden tedirginlik dolu mesajlar geliyor. Kimileri sorunlarını gruba yazmaktan çekiniyor. Sayın Saygın gibi deneyimli olanlar ise onları hem gruba yazıp hem de kendi günlüklerinde paylaşıyorlar ki PDA'nın işlevi de bu zaten.
Biz pembelerde "ikinci" serüveni yaşadığımız için nisbeten daha sakiniz. Siz de sakin olun. Pembelerinizin yaşam azmine, direncine güvenin. Bu arada "Hatay" ve "English Gardens" yani "Ömercan Organik" kökenli tohumları, biz de ilk kez gördüğümüz için seyirlerini de hep beraber göreceğiz, ama pda kaynaklı tohumların büyüme hızı ve direncine şaşacaksınız. Nitekim bizim evde ikisi de tamamen aynı koşullarda çimlendirilen Hatay kökenlilerden Yüksel Atar tohumları, Sıdıka Kurt hanımefendininkilere göre daha hızlı ve daha hacımli görünüyor. PDA ve Ömercan'lar ise Hatay'lılardan çok önce büyüdüler. Hatta bunun nedeninin "iklim" olduğunu düşündük... (Selim Bey, bir ses verin, nerelerdesiniz?)

Şu ana kadar iletilen sorunlara topluca şu yanıtları verebiliriz:
MEKAN: İç mekan, ılık ortam. Asla sigara dumanı, tütün olmayacak civarda. (Tütün virüsü diye bir şey var, bozuyor onları).
KAP: Her nerede iseler ilk iki yaprak çıkana kadar üstü "limonluk tadında" şeffaf bir şeyle örtülü, sonra (yapraklar temas etmesin diye) örtü kalkmalı. (Fide aşamasındaki seçenekler için yeni fotoğraf albümüne bakılabilir. Daha sonraki kapları daha tartışacağız... Mehmet Saygın Adana'nın sıcak ortamında şimdiden o aşamaya gelmiş bile! )
SU: Önce fısfıs ile toprağı "nemli" tutacak kadar. Sonra toprağın tamamen kurumasına meydan vermeyecek miktarda ve azar azar (bitki ıslanmamalı).
ŞEFKAT: "Dokunmadan" ve sık sık yerini değiştirmeden...
TOPRAK: Aslında en önemlisi bu. Malesef çimlendirme için bulduğumuz torflar her zaman aynı kalitede değil. Fide aşamasında da torfla idare ediyoruz ama devamı için temiz toprak arayışına şimdiden girmemiz lazım.

"Fide" demişken, bugün bu konuda yeni bir fotoğraf albumünü yayınladık.
Tüm PDA'ından iyi haberler duymak, renkli görüntüler paylaşmak üzere!

Not: İstanbul'da olanlar Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesinde yarın açılacak ve 22 Nisan'da bitecek olan Ekoloji 2007 Fuarı'na gideceklerdir. Pembe Domates Ağı'mız da genel mesajını ve varlık gerekçesini bu fuardaki ÇEKÜL Vakfı standından "PDA 2007 Manifestosu" ile veriyor. Hepimizi çok ilgilendiren bu fuarda belki rastlaşabiliriz!

Nisan 15, 2007

FİDE KABI İÇİN ALTERNATİF MALZEME ADRESİ

İstanbul'da büyük marketlerin bahçe malzemesi satan bölümlerinde, pembeleri, çimlendirme için kullandığımız küçük plastik kaplar ya da "viol"lerden çıkarıp, "ilk şaşırtma"da ekeceğimiz sıkıştırılmış kartonumsu kaplardan nedense pek bulamıyoruz artık. Bunları PDA Rehber-I'de de tavsiye etmiştik. Biz elimizdekiler tükenince şeffaf plastik bardak kullanmayı denedik. Onlar da hemen çatlayıp işe yaramaz hale geliyor. O yüzden bugün Eminönü'ndeki Çiçekçiler Pazarı'nda (10 numaralı dükkandan) temiz malzemeden yapılmış fide naylon torbalarından aldık. Kilosu 8 YTL. Bir kiloda 80 kadar torba var. Uzunluğu 20 cm. kadar. Başlangıçta kenarlarını kıvırıp dikeceğiz. Böylece iyice geliştiklerinde kıvrımları açıp, biraz daha toprak koyarak asıl saksılarına geçene kadar rahatça boy atacakları bir ortamda tutmak mümkün olabilecek...

Nisan 03, 2007

MAYIS'A KADAR BAKIM REHBERİ SİTEDE!

Gerek yeni üyeler, gerek eskilerden kimileri, giderek içeriği katlanan bu web kütüğünde bakım ve yetiştirme için ipuçlarını aramakta sıkıntı yaşıyor olacaklar ki bu aralar "bakım için bir dosya var mı?" sorusuna sıkça muhatap olmaya başladık. Gerçi Sayın Selim Güleç'in "Balkonda Domates Yetiştiriciliği" dosyası e-haberleşme sitemizden indirilebiliyordu, ancak Sayın Gökhan Elmacıoğlu'nun tavsiyeleri için siteyi iyice aramak, arşivlere bakmak gerekiyordu.

Sonuçta her ikisinin önerilerinden ve bizim deneyimlerimizden oluşan bir rehber hazırlayıp buraya yükledik. Sağ panelde "P.D.A. Rehberler" başlığı altında bulacağınız "PDA-REHBER-I" böylece ortaya çıktı. Eksikler olabilir ama bu rehber bizi Mayıs'a kadar idare edecek. Mayıs'ta esas saksılara geçme zamanına doğru ikincisini elbirliğiyle çıkarırız...

Tartışmaya açık tabii, her zaman olduğu gibi burada yazılanlar da!