Ağustos 22, 2011

HABERTÜRK'TE PDA HABERİ!

İsrail domatesine rakip: Pembe domates!
Yerli ürün pembe domates, son yıllarda yine gözde hale geldi!

Anadolu topraklarında asırlardır yetiştirildiği bilinen ancak üretimi azalan yerli ürün pembe domates, son yıllarda yine gözde olurken, doğal ürün olması dolayısıyla İstanbul'da kilosunun 10 liraya ulaşan fiyatlardan satıldığı bildirildi.

Alınan bilgiye göre, ince kabuklu, kendine has kokulu, etli ve Türk damak tadına sahip oldukça lezzetli olan pembe domates, Anadolu'nun yerli ürünleri arasında yer alıyor.

Özellikle yaz aylarında yetiştirilen bu ürün, üretiminin azalması nedeniyle yıllardır kırsal alanda yaşayanlar tarafından az miktarda üretilip, tüketiliyor.

Raf ömrünün kısa olması nedeniyle pazar ve marketlerde fazla yer verilmeyen pembe domates, son yıllarda gözde olurken, vatandaşların fazla talep etmesiyle pazar yerlerinde daha çok satılmaya başlandı.

Tarla domateslerinin Ramazan ayında, ortalama 1 liradan satıldığı Bursa'daki pazarlarda pembe domatesler, kilosu 4 liraya varan fiyatlardan alıcı buluyor.

Yalova Ziraat Odası, yerli tohumdan üretilen pembe domatesin il genelinde yaygınlaştırması için çalışma başlatırken, bu yıl 20 bin kök fidenin dikimini gerçekleştirdi.

Yalova Ziraat Odası Başkanı Şaban Beşli, Yalova'nın dağ köylerinden buldukları pembe domatesin daha fazla üretilmesi için yoğun çalıştıklarını belirterek, üretilen domateslerin dolgun fiyatlarla pazarlandığını anlattı.

Pembe domatesi iyi tarım uygulamalarıyla üretmek istediklerini belirten Beşli, şunları kaydetti:

''İsrail'in hibrit tohumundan üretilen domatesine karşı Yalova'nın pembe domatesini yetiştiriyoruz. Türk halkı, daha lezzetli olan kendi yerli ürününü tüketmeli. İsrail tohumları yüzünden domatesimizin kalitesi bozuldu.

Domateslerin sadece yazın tüketilmesi için harekete geçtik. İnsanlar, Osmanlı'dan kalma doğal ürünümüzü tüketsin istiyoruz. Yalova'nın bazı köylerinde yetişen pembe domatesler, İstanbul'da satılıyor. İstanbul'un pahalı yerlerinde kilosunu 10 liradan sattıklarını söylediler. Daha çok üretilirse, daha ucuza tüketilebilir. Biz bu konuda kararlıyız.''

PEMBE DOMATES AĞI...
Yalova'daki gibi birçok yerleşim biriminde pembe domatesin üretimiyle ilgili çalışma yapılırken, bu yerli ürünü yaşatmaya, daha fazla kişiye ulaştırma çabasında olan kişilerce de Pembe Domates Ağı (PDA) kuruldu.

İnternette yer alan, ülkedeki doğal pembe domatesleri, kentlerde, evlerinin balkon ve bahçelerinde doğal tarım yöntemleriyle yaşatmaya çalışanların oluşturduğu toplumsal bir ağ olan PDA'nın üyeleri, tohumları parayla satmıyor, yaygınlaşması için ağa katılanlarla paylaşıyor.

Ağı kuranlar, ilk kez 2005 yılında tanıştıkları pembe domatesi beğenmeleri ve Anadolu ürünü olduğunu öğrenmelerinin ardından, tohum elde ederek harekete geçiyor.

Önce tohumları paylaşan kurucuların oluşturduğu ağa, ilk başta 5-10 kişi katılırken, bu yıl itibarıyla üye sayısı 2 bin 500'e kadar ulaşıyor.

Ağ üyeleri, kendi yetiştirdikleri pembe domateslerle ilgili hikayelerini, yakaladıkları lezzeti, üretimde yaşadıkları zorlukları ve sevinci paylaşarak, ürünün yaygınlaşmasında önemli rol oynuyorlar.

Yerli ürünlerin korunmasından yana olan PDA'nın manifestosunda şunlar yazıyor:

''Bizler, 2006'da bu ülkenin ürünü olan ve gelecek kuşaklara miras bırakılması gereken doğal tohumlara, nesli kurumaya yüz tutan, leziz pembe domatesler üzerinden sahip çıktık. Onları, 2007 ve gelecek yıllarda da evlerde, balkonlarda, bahçe ve tarlalarda, temiz toprak ve doğal yöntemlerle yetiştirmeye azimliyiz.

Bu domatesleri aynı renk, aynı güzel koku, aynı lezzet ve aynı doğallıkta sürdürebilmesi için elde ettiğimiz tohumları çocuklarımıza ve gelecek kuşaklara aktarmakla sorumluyuz. Bunun için kendi aramızda yardımlaşırken tohumlarımızın genetiği ile oynanmaması, terminatör teknolojiler eliyle endüstriyel hale gelmemesi için pembe domates ağının genişlemesine çalışacağız.''

HABERTÜRK: İsrail domatesine rakip: Pembe domates! - En Son Makro Ekonomi Haberleri - HTEkonomi
******************************************************************************************************
Habertürk'ün başlığı Yalova'daki gelişmeye ve verilen demece çok uygun belki, ama bizce doğal pembeleri kıyaslamak için çok talihsiz bir benzetme!

Ağustos 16, 2011

15 AĞUSTOS 2011...

 Ağustos'un ilk yarısında nihayet renklenmeye başladılar...
Şimdi geçen yılın Ağustos ayında balkonda durum nasılmış diye baktım da pek de farklı değilmiş... Hemen hemen aynı manzara varmış pembelerde...

Bu sağdaki de 1000. PDA Üyesi, Saygıdeğer Ayşe Rüşvanlı'nın birkaç yıl önce "Bunlar da 50 yıllık has tohum" diyerek bana verdiği pembe tohumlarından bu yıl ilk kez meyva almayı başarabildiğimiz domates... Kafa göz yara yara da olsa bu yıl o tohumu önce meyvaya durdurtup, sonra da bu aşamaya kadar getirmeyi başardık! Geçen yılın iklim koşullarında hiç meyva olmamıştı, kocaman bir domates ağacı ve durmadan dökülen çiçekleri seyretmiştik hep...


TEMMUZ AYINDA DURUM...



Bu yaz İstanbul'a güneşli günler geç geldi... Temmuz ayında balkon pembeleri hala yeşil... Üstte: "Purple Calabash" türü... Ortada ve altta: Hafize Baliç pembesinden 2007 yılında Metin Varol'un Tekirdağ'da yetiştirdiği domateslerin çekirdeklerinden çıkanlar...

Ağustos 07, 2011

DOĞAYI HAK SAHİBİ KILAN BİR ANAYASA...

Güncel Hukuk Dergisi, Ağustos 2011 sayısında kapak ve ayın dosya konusu olarak "Yaşabilir Bir Çevre"yi seçmiş... Benden de görüş istediler. "Pembe Domates Ağı" adına yazdıklarım şurada!

Ağustos 02, 2011

PDA; Radyo CAZKOLİK, "BİR GÖLGENİN ARDINDAN" PROGRAMINDA!

Sayın Ahmet Erözenci, bir Internet radyosu; Radyo Cazkolik'te yaptığı "Bir Gölgenin Ardından" başlıklı programına geçen hafta beni de davet etmiş, geçmişte ve günümüzde bilgi çağında "paylaşım" kavramı etrafında bir söyleşi yapmıştık. "Pembe Domates Ağı" da söyleşimizde önemli bir yer kapladı! Hatta, bu konudan sonra Ella Fitzgerald ve Louis Armstrong'un söylediği "Let's Call The Whole Things Off" adlı parçayı çaldık...
Programı Internet üzerinden dinlemek isterseniz burada!