biyoteknoloji ve hukuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
biyoteknoloji ve hukuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Şubat 23, 2008

SAKLATSAK DA MI SAKLASAK, YOKSA KENDİMİZ Mİ SAKLASAK?

"Tohum çeşitliliği dünyanın en iyi koruma sistemini hakediyor" diyerek kurulan, Norveç'teki şu devasa; "SVALBARD KÜRESEL TOHUM MAHZENİ" ile ilgili gelişmeleri oldukça yakından izleyip burada da yayınlıyoruz. Hatta onların web sitesine de abone olduk, gelişmelerden hemen haberdar oluyoruz böylece... Kuzey Kutbu'ndan 500 mil uzaklıkta Antarktika'da bir adada kurulan bu tohum deposu; "Kıyamet Günü Mahzeni" ("Doomsday Vault") diye de adlandırılıyor.

Bundan 13.000 yıl önceki atalarımız, o dönemde hemen hemen aynı anda ve yerkürenin heryerinde, avcılıktan tarıma yavaşça bir geçiş yapmışlar. Bu olgunun nedenleri üzerinde çok tartışılmış. Bilim insanları sonunda şu ikisini benimsemişler:

a) yerkürenin hızlı soğuması sonucunda, insan topluluklarının
"avcılık / toplayıcılık"tan eski verimi alamaması, böylece bitkilerini kendi kendilerine yetiştirmeye odaklanma,
b) insanların ve bitkilerin hareket halinde olması!

Şu harita ilk olarak Amazon'da görülen "Cassava" ("Manyok" ya da "tapyoka" denen ve kökünden doğal nişasta elde edilen tropikal bitki ki onu çocukluğumuzun ya Robenson Crusoe okumalarından anımsarız!) bitkisinin bugün dünya üzerindeki üretimini gösteriyor:

"Domates"e de getirelim sözü elbette!
Domates, (mısır, fasulye ve kabak ile birlikte) yerküre üzerinde ilk kez Yeni, Dünya'da görülmüş. Ama Kristof Kolomb'dan sonra, 1492 sonrası, Atlantik'i geçip "bizim taraflara" doğru gelmiş! Aynı anda Akdeniz- Yakın Doğu'dan kaynaklanan arpa, buğday, mercimek, keten, üzüm gibi başka tohumlar Yeni Dünya'ya doğru yolculuk ederken...
Şimdi bu SVALBALD'çılar yerkürenin, günümüzde maruz kaldığı iklim değişiklikleri sonucu, varolan tohum çeşitlerinin çok önemli bir bölümünün yokolduğundan hareketle; "bari olanları iyi saklayalım" diyerek sürekli depolama halindeler. Yine bizim "domates"e dönersek, bugün dünya üzerindeki 400 domates çeşidinden % 81'inin yokolduğunun da altını çiziyorlar. Örneğin yalnızca "pirinç"in dünya üzerinde 120.000 çeşidi varken, "bunların yokolmasına karşı seyirci kalamayız, olanları iyi saklamalıyız" diyorlar. Bütün dünyadan topladıkları tohumları önce dondurup sonra canlılıklarını koruyup korumadıklarını test eden bu Norveçliler, "durum gayet iyi" diyorlar. Bu kurumun yöneticilerinden Dr. Cary Fowler, Dünya Gıda Örgütü FAO ve benzeri kuruluşların oluşturdukları tohum bankalarındaki tohumların sağlıklı saklanamadığından bahisle; "mekanik bir dondurma sistemi kullansaydık, canlılık kayboluyordu, oysa zaten şu anda yerkürenin doğal olarak en soğuk bu noktasında ve doğal dondurma yöntemiyle, biz bu tohumları küresel ısınmaya, meteor çarpmalarına, nükleer savaşlara karşı en az 100, ortalama 100o yıl koruyabileceğiz" diyor.

22 Şubat 2008'den beri, BBC "Dünya Raporu" ("Earth Report")web sitesinden şu anda kapılarını açmak üzere olan SVALBALD'ın çalışmalarını belgesellerle tüm dünyaya duyuruyor. Son gelen bültene göre, 26 Şubat 2008, Salı günü "Kıyamet Mahzeni" bütün dünyadan gelen tohumlara kapılarını açıyor:

"Dear Friend

High in the Arctic, the Svalbard Global Seed Vault will open its doors to millions of seeds from around the world on 26th February. This incredible building, and this extraordinary event, will change forever the security we can provide for one of our most valuable natural resources.

The world's media will be in attendance - TV crews from all over the world are travelling to Svalbard as I write - and we hope that you will be able to follow this historic occasion on TV and in the newspapers next week. As the coverage becomes clearer, I hope you will not mind that we will write to provide more information.

Starting today, BBC World's Earth Report will show a documentary about the vault during the week beginning February 22nd. For timings please see our homepage http://www.croptrust.org/ .

We at the Global Crop Diversity Trust are very pleased to have been involved in the Vault from its birth as an idea to the exciting opening next week and beyond. We have committed to fund the Vault's operations, and we are also funding the world's developing countries to send their seeds to Svalbard for safekeeping.

The Trust has a vision of a world in which the diversity of all our crops is secure, forever. Although the Seed Vault is just one component of fulfilling that vision, there is no more eloquent demonstration of the importance of this whole issue than the Seed Vault - built by Norway and a major achievement of international cooperation. But as you will see next week, it is also a wonderful tribute to human ingenuity and imagination.

Cary Fowler"


Dünyanın önde gelen bütün önemli kitle iletişim araçları (nam-ı diğer "medya"!) Svalbald'a ekiplerini yolluyormuş şu anda...
"Biyoteknoloji ve hukuk", "Biyoteknoloji ve etik" gen bankaları olgusunu hanidir sorgulamakta. Bu bağlamda bu projeye de kuşku ile yaklaşanlar var.

Ama insan hani sormadan da edemiyor, biz ki (yani PDA) İmece Evi'inin KazDağlarındaki ev buzdolabıyla saklanan tohum deposuna bu tohumlardan yolladık, acaba bizim doğal pembe domateslerden -18 derecede ve doğal ortamda saklanan tohumlarla birlikte, burada da saklatsak mı?

Ne dersiniz sevgili PDA?