Mart 30, 2009

L 'Université Populaire de Permaculture

L 'Université Populaire de Permaculture
(Bugün Açık Radyo'da Melda Keskin'in sözünü ettiği...)

SIKIŞIK EKİLMİŞ TOHUMLAR...

Üye bloglarından bazılarında görüyoruz ki kimi dikimlerde birden çok tohum aynı yere dikilmiş...
Viyollerde her boşluğa (ortalama 3-4 santimetrekarelik olduğunu varsayarsak) yalnızca "1" adet tohum koymak gerek... Aksi halde birden çok filiz aynı noktadan fışkırır ve kökleri de birbirine dolaşır...
Bunu aşmak için ne yapmak lazım?
Herşeyden önce ikinci ya da üçüncü grup tohumlarınızı henüz ekmediyseniz, onları ekerken bu "seyrek" düzene dikkat edin.
Yok hepsini böyle şıkışık ektiyseniz şuraya bir göz atın:
"Karışmış Kökleri İncitmeden Nasıl Ayırmalı?"
Bu arada bu hafta sonu 2 PDA üye blogu daha açıldı, Pervin Bulgulu ve Hafize Mert'e çok teşekkürler!

Mart 29, 2009

TÜRKİYE'NİN PEMBE DOMATES HARİTASI...

PembeDomates.Org'a küçük bir anket koyduk: "PDA ÜYELERİNİN GÖRDÜĞÜ, TATTIĞI YA DA YETİŞTİRDİĞİ DİĞER PEMBE DOMATESLER"
Amaç: Bizim paylaştırdıklarımızın dışında, PDA üyelerinin gördüğü, daha önceden yetiştirdiği, saptadığı, tattığı, aldığı... ya da varlığını duyduğu pembe domateslerin bir haritasını çıkarmak... Ankette "diğer ülkeler" seçeneği de var ama asıl önemli olan buradan Türkiye öncelikli bir pembe domates envanteri oluşturmak elbette...

Öte yandan, Google'ın sağladığı bu olanak, istediğimiz "harita"nın sizler bilgi girdikçe kendi kendini güncelleyen, gerçek bir haritaya dönüşmesini de sağlıyor. Haritayı bir "gadget" olarak sayfalarınıza ekleyebiliyorsunuz... (Ben burada sağ panele bir tane ekledim, bir tane de kendi bilgisayarımda kullandığım "i-Google" karşılama sayfasına! Sevil de PembeDomates.Org ana sitemize ekleyecek...) Sizler de blog'larınıza ekleyebilirsiniz... (*)
Güzel bir olanak, öyle değil mi?
Bundan sonrası, şu Googgle'a hiç zeval-ziyan gelmemesini dilemek...
------------------
(*) PDA üye bloglarına değinmişken... Bu konuya has olarak bloglarınızı açarken, adını şu sıra ile koyarsanız seviniriz: "PDA+Yaşanan Şehir+Kendi seçtiğiniz bir ad"...
Daha sonra blog şablonunuza bir de PDA logosu yerleştirmeniz çok iyi oluyor.
Logoyu aşağıya ekliyoruz. Bunu farenizin sağ tuşuyla ("Resmi farklı kaydet") kendi bilgisayarınıza kopyalayarak kullanabileceğiniz gibi ona link vererek de kullanabilirsiniz...
Hoşça içerik üretmeler....

Mart 25, 2009

ZAMANLAMA

Artık çimlendirme için son haftalara girdik...
Pembelere ulaşmak 90 gün sürdüğü için daha fazla uzatmamak gerekiyor bu aşamayı...
Bu yüzden arkadaşlarımız bu ayın sonunda PDA üyelerine "tohum verme" işini de sona erdirecekler...
Şu sıralar yeni üye trafiği çok hızlanmış durumda...
Yeni üye olacakların PembeDomates.Org'daki "Üyelik" sayfasından girip, 2 aşamalı kaydı (önce o sayfadaki bilgileri doldurup, sonra Google Gruplar'daki PDA için kayıt) tamamlamaları gerekiyor.
Mart'tan sonra üye olacaklara tohum verilmeyecek...

Mart 22, 2009

PDA III. İSTANBUL BULUŞMASI'NDAN...

1 Mart 2009, Pazar'dı...
Bu yıl üçüncüsü yapılan PDA - İstanbul üyelerinin buluşmasının üzerinden üç Pazar geçivermiş bile... Buluşmanın notlarını, izlenimleri, resimleri buraya aktarmakta bu yıl biraz geciktik. Bunun nedeni biraz günlük iş koşuşturmasının ağır basması, daha çok da her yıl sayısı artan katılımcı mesajlarını "zaptedip" yazıya dökmenin ve buraya taşımanın da güçleşmekte oluşu.
Geçmiş yıllarda en çok da Emine Yalçın elle not alır, özetleri burada yayınlayıverirdik. Bu yıl Sevgili Ayşe Sazak toplantının değerlendirme notlarını sonradan kendi web günlüğünde yayınladı...

O gün neler yaptık?
Herşeyden önce "birer e.posta adresi" olmaktan çıkıp, etten kemikten insanlar olarak birbirimizi tanıdık! "-Aaaa, o sizsiniz demek!" nidaları... (*)
Mehmet toplantıyı açtı... Ayşe Sazak bir konuşma yaptı... Ben de sırayla herkese mikrofonu verip, kendilerini tanıtırken, kendi pembe domates serüvenlerini de anlatmalarını istedim... Bu yıl oldukça kalabalık olduğumuz için sunum yapmadık. Buna karşılık Sevil Albayrak'ın hazırladığı Pembedomates.Org sitemizin birlikte açılışını yaptık.

Web üstadımız Sevil bir aralık dijital kamerasıyla hareketli görüntüler (ki birazdan onları da yayına alacağız) saptamayı akıl etmeseydi sadece bu fotoğraflarla yetinecektik. (Sağ paneldeki "slide show"u da tıklayarak III. İstanbul Buluşması fotoğraf albümüne erişebilirsiniz. İsimlerini resimaltlarına yazamadıklarımız bunu yapmamıza yardımcı olurlarsa çok seviniriz... Kamera: Yeşim Güriş).

Mikrofonu eline alan herkes az öz ama çok etkileyici mesajlar verdi.
Hele bir tanesi, sevgili arkadaşımız Zehra Kocabaş Güney'inki uzun süre akıllarda kalacak cinstendi:

"Bu ağa düştüğüm için çok mutluyum!"

Anlaşılan o ki bundan sonraki buluşmaları baştan sona video ile kaydetmek gerek.
Sonra tohumlar paylaşıldı ve dağıldık...
Hepinize içten teşekkürle...

----------------------------------------------------
(*) O gün buluşan PDA'cılar:
KEREM AKYAR, SEVİL ALBAYRAK, TÜLAY ALDUMAN,YAŞİN ARSLANOĞLU, CEREN ATLI, ASLI BALAKİN, SEVİNÇ BALİÇ, HAKKI BALİÇ, GÜLSEREN BAŞTAR, PERVİN BULGULU, NALAN CANTAV, SEMA CENGİZ, NEHA ÇAYLAN, FERYAL ÇILDIROĞLU, SÜMER DEMİRTAŞ, OĞUZ DİLER, HANDAN DİZMAN, ASUMAN ERCAN, NERMİN EREN, AYCAN ERGİN, AHMET ERGÜN, MURAT ERÖZLÜ, ZERRİN ERSOY, AYŞEN ERTÜR, NİLGÜN GANİ, FİLİZ GEYİK, ARSLAN GÖNENÇ, İBRAHİM GÜNDÜZ, NERGİS GÜNDÜZ, ZEHRA GÜNEY,YEŞİM GÜRİŞ, CEMİL GÜRLEYİK, BAYAN GÜRLEYİK, AHMET HASIRCI, DENİZ KAMÇEZ, ŞEFİKA KAMÇEZ, BETÜL KARADAĞ, BÜLENT KARADAĞ, HANİFE KARAGÖZ, ARZU KARAVANA, RASİM KARAVANA, SANİYE KOCAŞ, REFİKA KORTUN, DEFNE KORYÜREK, ESRA KOYUNCU, GÜLİZ KÖNÜMAN, MURAT KUĞU, AYSEN KURT, SERTAP MANTİN, ARZU NİLGÜN, ŞAZİMET ÖMER, BERRİN ÖNER, YAVUZ ÖNER,AVNİ ÖRGÜÇ, TUĞBA ÖZBİLGİN, EMİNE ÖZTÜRK, ŞENNUR PARS, AYŞE RÜŞVANLI, MUSTAFA RÜŞVANLI, AHMET SARAÇOĞLU, FATMA KURT, MELEK SAYGIN, AYŞE SAZAK, SELÇUK ŞAHİN, FERAY ŞIHMANTEPE, ZEHRA TANIRLI, EMİNE TOPDEMİR, MERAL TOPDEMİR, ALEV TUNA, DİLEK TÜRELLİ, ZEYNEP UYGUN, MÜFİTCAN UYGUN, BAHAR UYGUN, İBRAHİM ÜNAL, METİN VAROL, EMİNE YALÇIN, FÜSUN YAŞMUT, HAKAN YAŞMUT, ESRA YATAR, NİHAN YELUTAŞ, AYTEN YILDIRIM, ESRA YILDIRIM, MURAT YILDIRIM, MERAL YÜKSEL, SEDAT TAVŞANOĞLU

İLAÇLI SEBZE ve MEYVALAR...

İlaç kalıntılı sebze ve meyveler bomba gibi / Ekonomi / Radikal İnternet

Mart 13, 2009

MANİFESTOMUZUN ÖNEMİ ya da AMAN DİKKAT!

Geçen yıl bu "Pencere Önü Bostanları" etiketli ürünleri görünce biz de sevinmiş, hatta bir iki paket alıp eşe dosta hediye etmiştik. Bir yandan da hafiften bir endişe duyup, "acaba ne tür tohumlar bunlar?" diye düşünmüştük. Sadece su vererek yetiştirilebilen bu tohumların genetiğine müdahale edilmiş miydi?

Bu sabah Hürriyet'te bu konu ile haberi görünce hemen okumaya koyulduk...
Endişeler boşuna değilmiş baksanıza;

"- Yeni çeşitler gelecek mi?
-Bunlardan sonra daha farklı kaplar içerisinde domates, biber, patlıcan gibi minyatürize edilmiş, meyvesi yenen sebzeler gelecek.
- Minyatürize edilmiş ne demek? Meyvesi mi minyatürize edilmiş?
- Evet. Çünkü domatesi ev koşullarında yetiştiremezsiniz. Bunların minyatür versiyonu var. Patlıcanlar mesela, bir yumurta büyüklüğünde ve beyaz olacak. Biz onları bir süre sonra satışa çıkarmış olacağız. "

Sırada minyatür meyvalar da varmış, paketlenip sadece su vererek büyütülmek üzere satılacak...

Manifestomuzun önemi işte bir kere daha ortaya çıkıyor:
Doğal tohumları endüstriyel üretime kaptırmayacağız!
Aman dikkat!