basında PDA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
basında PDA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Mayıs 14, 2017

BUGÜNKÜ "BAK YEŞİL YEŞİL" KÖŞESİNDE "PEMBE DOMATES AĞI"

Gazeteci ve çevre yazarı Gürkan Akgüneş, Milliyet'deki "Bak Yeşil Yeşil" köşesinde bugün "Domatesle Toprağa Dönüş" başlıklı bir yazı yazmış... Bizim Pembe Domates Ağı'na da yer vermiş, sağolsun...




NOT: Basına içerik veren herkesin başına gelebilir böyle anlam kaymaları! Sayın Akgüneş, geçen gün telefonla aramış, PDA hakkında kısaca konuşmuştuk... Bugünkü yazıda, bana ait kısmın sonunda, sanki endüstriyel tarımın pembe domatesi keşfetmesi ve üretimin artmasında, temel neden bizim üyelerimizin verdiği tohumlarmış gibi bir anlam da çıkıyor. Oysa ben PDA vesilesiyle bilinirliğin çok artması yüzünden, endüstriyel tarımın da pembe domatesi "farkettiğini", bu yüzden artık 12 ay tatsız tuzsuz, doğallıktan uzak pembe domates bulunabildiğini, bunun da hiç hoş olmadığını söylemiştim. Sevgili üyelerimizi tenzih ederim... Ha, tohum kaptıran ya da bilerek veren olmamış mıdır? Olabilir tabii. Bu amaçla gelen o kadar çok üye adayı vardı ki ilk yıllarda. Becerebildiğimiz kadar engellemiştik... Gerçi bizim üyelerimiz vermese de önemli olan para eden bir ürünün üretimini şöyle ya da böyle artırmak değil mi zaten endüstri için? Neyse... Elinde özgün, evladiyelik, PDA (daha çok Hafize Baliç kaynaklı) tohumlar olup, onların doğal döngüsünü sürdürenlere ne mutlu...

Mart 06, 2013

BUGÜNKÜ CNNTURK SÖYLEŞİSİNİN ARDINDAN...

Biz Mehmet ile PDA konusunda konuşacağız diye, yazılı ve görsel basında ön plana çıkmayı sevmiyoruz esasen... Zaten başta "Basın Sözcü"müz Yeşim Güriş ve diğer genç üyelerimiz zaman zaman bu işi başarıyla hallediyorlar... Ama bazen kaçınamadığımız durumlar oluyor ki bugün de onlardan biri; CNNTurk'den Sevgili Başak Şengül'ün söyleşisi vardı... Daha çok ekip üyesi ile birlikte gözükmek için uğraştıksa da sonunda üç kişi katıldık...
Şuradayayının kaydı var.

Bu ekran fotoğraflarını dostumuz Sönmez Yanardağ çekmiş!
Başak Şengül, CNN ailesi içinde "BUGÜN" başlıklı haber programında uzun süredir beğenerek izlediğimiz bir profesyonel idi ama "bugün" onun işini ne kadar iyi ve etkin biçimde yaptığına bizzat tanık olduk... "Leb demeden leblebiyi anlama" özelliği oldu en başta benim dikkatimi çeken... 15 dakika süren canlı yayın boyunca en ufak bir aksama olmaması, konuların birbirine bağlanması konusundaki ustalığını da hayranlıkla izledim. Zaten hanidir bu konuya değinmek de istiyormuş...
(Bizlere gelince, galiba bu süre içine en önemli mesajları sığdırmayı başardık. Ama gene de sonradan "keşke şunu şunu da söyleseydik" ya da "keşke şunu öyle değil de şöyle söyleseydik"ler olmadı değil elbette... Onları kısaca aşağıya not edeyim sıcağı sıcağına en iyisi!) *

Daha ilginci CNN kadrosundan bizimle muhatap olan neredeyse herkesin pembe domates konusundaki bilinçli ilgisi idi...
 "Konuk Koordinasyon" ekibindeki Deniz Bulut, Reji/Haber Editörü Alpaslan Akkuş (Bu da onun blogu), CNN aracıyla ulaşımımıza yardımcı olan Hasan Karakaş ve en güzel sürpriz; yıllardır bir araya gelmediğimiz ve yayından sonra buluştuğumuz eski dost, deneyimli gazeteci, şimdi CNNTurk Haber Editörü ve Yazar; Emine Munyar!

Pembelerin bu kadar sevgiyle algılanması bizi o kadar mutlu etti ki...

NOTLAR: "Keşke daha net söyleseydik"ler: 

  • Bu yılın tohum paylaşımının fiiilen bittiği,
  • FaceBook'daki Pembe Domates Ağı sayfasına katılmanın "PDA üyeliği" anlamına gelmediği,
  • PDA Üyesi olmak için Google Gruplardaki iletişim ağına üye olunması gerektiği,
  • Oraya üyelik başvurusunun da şu anda kısa bir süreliğine durdurulduğu, tohum edinmekte geciken üyelerimizin ihtiyacı da karşılandıktan sonra tekrar açılacağı,
  • PDA içindeki paylaşımların tamamen "karşılıksız" olduğu,
  • Tohum takası konusunda net olmayan örgütlü girişimlerden niye uzak durduğumuz...
Neyse sonu geleceğe benzemiyor, en iyisi burada keselim...

Birkaç arkadaş da yayında bahsettiğimiz Vergilius'un Çiftçilik Sanatı kitabı hk. bilgi istemiş, şu link tıklanırsa kitap orada! Rasim Konyar ile bağlantı kurduğum nokta da bu blogdaki şu gönderide daha ayrıntılı olarak yer almakta... 

-Bunda büyük payı olan bütün üyelerimize ve koordinatörlerimize; bilhassa son yıllarda tohum paylaşımı konusunda özveriyle ve sonsuz dikkatle emeğini -ve bütçesini de- devreye sokmuş Ayşen Ertür'e, yıllardır İzmir'i tek başına hallettiği yetmezmiş gibi bu yıl elindeki bütün çekirdekleri tüm Türkiye ile paylaşmamıza yardımcı olan Nail Sarı'ya, her an yanıbaşımızda duran, tohum veren, moral veren, iletişim desteğine yardımcı olan Ayşe Sazak'a, ilk ve en önemli yük paylaşıcısı Nalan Cantav'a, nesli tükenmek üzere olan duyarlı ve özverili insanlardan Yeşim Güriş'e, tabii ki bu ağın doğmasının
ilk nedeni "Baliç"lere,  Konyar'lara, bir diğer "ilk neden" Münevver EminoğluZeynep Uygun ve Yalçın'laraŞefika Kamçez'e, Yaşmut'lara,  bütün bu yapılanları Web'e taşıyan Sevil Albayrak'a ve şu anda buraya sığdıramadığımız herkese teşekkürler. Onlar olmasaydı bütün bu gelişmeler olamazdı!-
Bu arada bu söyleşinin yayınlandığı gün 3.837 kişi PembeDomates.Org sitemize bir uğramış:

Summary

 MonTuesWedThurFriSatSunTotalAvg
Pageloads1471493,8376924633583105,956851
Unique Visits52691,0421931541691081,787255
First Time Visits4458968158103140911,562223
Returning Visits811743551291722532



Şubat 26, 2013

ADI GİBİ ÖZGÜR, ÖZGÜR KOCAELİ GAZETESİ!

Bugün Sevgili Basın Sözcümüz Yeşim Güriş, önce aşağıdaki videoyu bulup yolladı:
Pembe domates devrimi - Özgür Kocaeli Gazetesi

Sağolsunlar, Milliyet'in haberini sevmiş, benimsemiş, bir de çeşitli görüntülerle bezeyip videosunu yapmışlar! Derken Yeşim'den bir mesaj daha, bu kez aynı gazetedeki bir makaleyi yollamış:
M. Tanzer Ünal imzalı makaleyi... Başlık da "Bir gün Pembe Domates Toplantısına Katılmak İster misiniz?"
Hemen hepsi doğru naklettiklerinin de sevgili Baliç'lerin "sandıkta üç tohum bulması" doğrusu ilginç.
Bize verdikleri "Üç domates" doğru da üç tohum? Sandık?
Böylece Milliyet haberi hem "evrim!" geçirerek hem yeni içerikler de "kazanarak!" ilginç bir yolculuğa çıkmış bulunuyor...

Şubat 22, 2013

"PEMBE DEVRİM"!

Milliyet bugün aynen böyle başlık atmış PDA'dan yola çıkarak yaptığı pembe domates haberine...


Söylemek istediğimiz, çok önemsediğimiz hemen her konuya da yer vermiş.
Ayşen Ertür ve Mehmet'in altını kalın kalın çizdiği hususlar gibi...

Sağolsunlar..

Bu konuya böylesine dikkat çekilmesinde Sazak'ların payı inkar edilmez.
Sevgili üyemiz Ayşe Sazak'ın anlattığına göre Derya Bey, daha görür görmez bir pembe domatesin "has", "doğal", "evladiyelik bir tohumdan gelme" olup olmadığını ayırdediyormuş.

Ceren Büyüktetik imzalı haberin tamamı şurada...

Şubat 15, 2013

"BALKONUMDA TARLA VAR"

Bugünkü Radikal'den bir haber: "BALKONUMDA TARLA VAR"


"PEMBE DOMATES GERÇEK BİR BAŞARI ÖYKÜSÜDÜR’ 
Leyla Kabasakal: “Pembe domates evladiyelik, çok ince kabuklu, şekli düzgün olmayan bir tür. 2008 öncesine kadar pembe domatesin p’sini bulamazdınız. Neden? Çünkü kabukları ince, hemen bozulur. Şekli düzgün değil, kasaya düzgün koyamazsınız. Endüstriyel açıdan hiç başarılı bir tür değil. Standartlaşmıyor. Ama pembe domates ağının başarısından sonra halktan öyle bir talep geldi ki, şimdi normal pazarlarda bile var. Alın pazardan, çekirdeğini kurutun, alın size tohum! 
Tüketici talebinin piyasayı iyi yönde nasıl şekillendirebileceğinin başarı öyküsüdür bu."

Balkon Bahçeciliği Topluluk Lideri Leyla Kabasakal'ın Radikal, Emel Alptekin'e verdiği demeçten...
Haberin tamamı şurada: 15 Şubat 2013- Radikal haberi

Aralık 02, 2012

MİLLİYET'TE "ORGANİK UYANIŞ" DİZİSİ

Milliyet Gazetesi, "Organik Uyanış" genel başlığı altında, doğal tarım konusuna bir neşter attı. "Organik mi doğal mı?" tartışmasını da açması bakımından bu yayın hayati önem taşıyor.
İzlemekte büyük yarar var. Her "organik" şey aynı zamanda "doğal" mı? Burası tartışmalı çünkü.

Geçen gün bizim de fikrimizi sordular:

PEMBE DOMATES AĞI
Organik uyanış dizisinde yer vermek istediğimiz bir diğer çiftçilik serüveni ise İstanbul’da balkonlarda başlayan ‘Pembe Domates Ağı’. Avniye ve Mehmet Tansuğ çiftinin arkadaşlarının hediye ettiği üç pembe domatesle başlattığı ağ 6 yılda 2 bin 700 kişiye ulaşmış. Balkon ve çatılarına koydukları saksılara birbirlerine hediye ettikleri pembe domates tohumlarını eken... (devamı için tıklayınız!)


Bu dizi için Ayşen Ertür, Konyar'lar da görüş bildiriyordu. Organik Uyanış'ı izlersek onları da yakında okuyabiliriz...

Bu arada bugünkü Milliyet'in bir başka köşesinde, Antalya, Kumluca'daki "DOMATEXPO" Fuarında bir tohumculuk firması tarafından "tanıtılan" yeni bir endüstriyel (sarı domates ile ampul biçimli domatesin ıslahından elde edilen tohum ile üretilmiş)  domatesin seneye pazara sürüleceği yolunda ilginç bir haber var, (başlığa tıklarsanız...): 

"Ampul Domates Seneye Pazarda"












Kıssadan hisse: Elimizdeki doğal tohumların doğallığının kıymetini iyi bilelim!!! 

Temmuz 13, 2010

APARTMAN TARIMI


Toprakla bu yeniden kavuşma, çok yeni olmayan balkonda saksı yetiştiriciliğinin yeni bir dönemi. Çicek yetiştirmenin ötesine geçen, saksıda doğal sebze veya meyva yetiştirme uğraşı... Bu tarz bir yetiştiricilik, büyük ölçüde cesaret, inat ve sevgi ile yürütülmekte...

(Devamı

 

Bu da Sahrap Soysal'dan :

Siz de meyve ve sebzelerin kendilerine has tatlarını yitirdiklerini düşünenlerden misiniz? Yanıtınız evetse, balkon ya da bahçenize maydanoz, dereotu, nane ekmenin yollarını aramaya başlamışsınızdır bile...

"Pembe Domatesler"

Haziran 03, 2009

HAZİRAN GÜNEŞİ...

Şimdiye kadar herşey iyi gitti, bundan sonra da umuyoruz böyle gitsin...

Mart-Mayıs arası PDA içinde "tohumdan fideye, fideden saksıya" sürecinin telaşesi yaşandı...

Çimlendirme için son derece yaratıcı çözümler geliştirenler, fidelerinin her hareketini dikkatle izleyenler, ilk çiçeklerini görenler, ilk böceklerinden evhamlananlar...

Şimdi saksı zamanı...
Hep söylendiği gibi; saksı boyutundan ödün verilmemeli. Tabii yer konusunda kısıtlama yok ise... Saksılara toprak ağzına kadar doldurulmamalı. En az 3 kere "boğazlama" yapılacağı hatırda tutulmalı...

Rastgele!
:)

Nisan 12, 2009

DERYA SAZAK: "Pembe Domates Ağı"


Sayın Derya Sazak bugünkü Milliyet'te yazmış:

"Pembe domates ağı"

Obama’nın Türkiye ziyareti ABD’de köleliğin tarihinin hatırlanmasına, Martin Luther King’in, 1960’larda ‘Bir rüyam var’ diyerek başlattığı sivil haklar mücadelesinin ileri demokrasilerdeki yerinin kavranmasına neden oldu.
2010’lu yılların dünyasında sivil toplum örgütlenmeleri, asıl siyaset dışı alanlarda etkinlik kazanıyor.
Küresel ısınmaya karşı çevreci hareketler giderek güçleniyor.
Pembe Domates Ağı (PDA) hareketi de son dönemde üreterek sesini duyuran sivil toplum hareketlerinin başında geliyor.
Üreterek diyoruz; PDA’cılar steril ortamlarda soyut fikirlerle oyalanmıyorlar. Anadolu’da yok olan pembe domates türünü, kimyasal olmayan doğal ortamlarda üreterek, eskinin ‘plastik olmayan’ tadındaki ürünlerini yeniden canlandırıyorlar.
İki bini aşkın üye, dört yıldır pembe domates yetiştirme uğraşında.
PDA’nın pembe domatese sahip çıkması, Anadolu’da yetişen 3 binden fazla endemik/kendine has tarımsal bitki türünün korunması açısından da çok önemli. Çünkü binlerce yıldır bu topraklarda yetişen ve henüz lezzeti bozulmamış türler, 2011’de yürürlüğe girecek ‘Tohumculuk Yasası’ ile yok olma tehdidi altına girecek.
Bu tehlikeyi gören Ziraat Odaları, Anadolu çiftçisine kurulan tuzak konusunda sivil toplumu harekete geçirmeye çalışıyor.
Pembe domatesin yok olmasına karşı örgütlenen PDA, ‘Tohumculuk Yasası’na karşı da etkin bir kampanya yürütüyor.
2006 yılında çıkan 5553 sayılı yasa, 2011’den itibaren ancak ‘kayıt altına alınmış tohumların’ ekimine olanak tanıyacak. Tohumuna patent alamayan çiftçiler ise, tekel durumundaki uluslararası şirketlerin insafına terkedilecek. Dünya tohumculuğu 6 büyük tekelin elinde bulunuyor, Türkiye’de tohum ıslahı yapan şirketlerin yüzde 90’ını ise bu tekeller oluşturuyor.
2011’den itibaren kayıt altına alınmamış tohumlukları satan köylüler, ağır para cezasına çarptırılacak ve el konulan ürünler imha edilecek. Böylece Anadolu’nun zengin türleri doğallığını yitirecek.
Gözlem Gazetesi’nin Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Kamil Okyay Sındır’la görüşerek yayımladığı haber, Türkiye’nin 2007’de üye olduğu Uluslararası Yeni Çeşitleri Koruma Birliği’nin (UPOV) dayatmasıyla buğday başta olmak üzere biyoçeşitliliğin yok olma tehlikesine dikkat çekiyor.
Oysa Anadolu’da yetişen 11 bin farklı bitki türü, Avrupa’nın toplamı kadar.
Ziraatçiler, UPOV üyeliği ile Türkiye’nin genetik çeşitliliğinin yağmalanacağını, tarım ilacı ve gübre kullanımının yaygınlaşmasıyla toprakların, ürünlerin, suların kirleneceğini, sağlıksız kuşaklar yetişeceğini savunuyorlar.
Tohumculuk Yasası’na ‘dur’ denilmeli.
‘Biyogüvenlik Yasası’da süratle Meclis’ten geçmeli.
Yaşasın PDA hareketi, pembe domateslerin özgürlüğü."

* * * * * * *

Teşekkürler...

Kasım 27, 2008

"PDA"; "Dünyayı Kurtaranlar"a Dahil Edilmiş de Haberimiz Olmamış!

"NTVMSNBC"nin "Yeşil Ekran"ı PDA'dan şöyle sözetmiş:

Pespembe domatesler... İçine girdiği yemeklerin tadına tad katan, görenleri endamıyla şaşırtan pembe domatesler. Şehir hayatında onları unuttuk gitti. Oysa nesli kurumaya yüz tutan pembe domatesler aslında doğal bir miras... Bu mirası korumaya karar verenler internette biraraya geldi. Pembe Domates Ağı...

Altında da Buğday Dergisi'nden Güneşin'e ta 2007'de verdiğimiz bir röportajı yayınlamışlar... O tarihte üye sayımız 100 imiş. Bugün itibarıyla üye sayımız "1208"..

Tevekkeli son haftalarda yine çok değerli yeni üyelerimiz oldu, demek ki bu yayını okuyup gelmişler. Hoşgelmişler.

Aynı yayını gören TRT İstanbul Radyosu Karşı Kıyı programının yapımcısı Esin Yolçınar da bugün bizi canlı yayına davet etti. Anlattık TRT'mize pembeleri ve P.D. Ağı'mızı...

Ne diyelim, Yeşil Ekran'a teşekkürler!

Eylül 07, 2008

BUGÜNKÜ Pazar SABAH'TA "PDA"

Sabah yazarı, gastronom, Sayın Ahmet ÖRS, bugünkü (7 Eylül 2008) Pazar yazısında PDA'dan sözediyor:


"Evlerinin balkonunda, pencere önündeki saksılarda ya da bahçelerinde pembe domates yetiştirip, yok olmaya başlayan bu lezzete sahip çıkanların sayısı artıyor. Pembe Domates Ağı adı altında iki yıl önce bir araya gelen gönüllü grup, ellerindeki
 tohumları Türkiye'nin her yerine dağıtmayı başardı..."

Ahmet Örs, PDA'nın SlowFood hareketine de iyi bir örnek oluşturduğuna değinmiş.

Yazının tamamı burada...

Sayın Örs'e içten teşekkürler... Bu arada yazıda ilk tohumları "bizim getirttiğimiz" gibi bir satır var; bize gelen ilk pembe domatesler, Sevgili Baliç'ler eliyle gelmiş, annelerinin yetiştirdiği pembelerden bize de verdikleri "armağan"dı... Zaten pembe domatesle ilk tanışmamız da bu sayede olmuştu... Bir sonraki yıl sakladığımız çekirdekleri evde de yetiştirebileceğimizi sevgili Münevver Eminoğlu söylemiş ve bizi teşvik etmiş idi. "PDA tarihi"!nin başlangıcı budur... Daha sonra her başarılı projede olduğu gibi PDA da görünmeyen kahramanlar sayesinde gelişti yol aldı... Başta Selim Güleç, Zeynep Uygun, Nalan Cantav, Emine Yalçın, Şefika Kamçez, Ömercan Organik ve kendi pembelerinin tohumlarıyla "English Gardens"... Sonra geniş alanlarda yetiştirdikleri Baliç ve Ömercan tohumlarının meyvalarıyla tüm gruba tohum desteği veren Metin Varol, Konyar'lar, Sedat Tavşanoğlu... Datça'dan getirdiği tohumlarıyla Ayşe Sazak ve daha sonraki yıl PDA içinde karşılıksız tohum paylaşam tüm sevgili üyelerimiz...
(Aşağıda da Sevinç'in bu yılki armağanı saksıdan -27 Ağustos 2008'de yapılan- ilk hasat...)

Mart 17, 2008

PDA'NIN BÜYÜKANNESİ HAFİZE BALİÇ, BU YIL PEMBE EKMEYECEK...


Öbür yıl da. Daha sonraki yıllarda da...

Esasen 90+ yaşına rağmen, bu yıl da ekecekti geçen yıl sakladığı tohumları. Ama zamana daha fazla direnememiş.
O'nu bugün öğleyin, Çerkesköy'de İstasyon Camii üzerinden uğurluyoruz...

Baliç Ailesi'ne başsağlığı diliyoruz.

Ama onun Çerkesköy'de yıllar önce başlattığı doğal pembe domatesler, yüzlerce PDA üyesi eliyle Türkiye'ye yayılıyor...
Titizlikle korunarak, en az onun kadar özen gösterilerek, yaşamaya devam ediyorlar, edecekler...
"PDA 2007 Manifestosu"na uygun davranacaklarına söz veren PDA üyelerinin çoğu, aslında "onun pembe domateslerini emanet ettiği torunları" olarak Hafize Nine'ye de söz veriyorlar...
*******************
Nitekim, bugün PDA İletişim ağında onu tanıyan tanımayan pek çok üyemizden son derece sıcak, son derece insani mesajlar yağdı... Hepsinin de ortak noktası hiç karşılaşmadıkları halde çok sevdikleri Hafize Nine'nin çok sevdiği pembe domatesleri titizlikle yaşatmaya kararlı olduklarıydı. Hele bir tanesi var ki onu burada herkesle paylaşmalıyız:

"PEMBE ANA

Sevgili Baliç ailesinin ve tüm PDA'nın başı sağolsun. İnsanlar adları anılmadığı zaman gerçekten ölürlermiş. Hafize Anamız,her pembe tohumu meyveye dönüştüğünde Pembe Anamız olarak sonsuza dek sevgiyle var olacak...
Saygılarımla, Yeşim Güriş
- PDA"

Eylül 22, 2007

BİR ÇEKİRDEK KURUTMA BİÇİMİ...


Çekirdek kurutma için bu yıl bulduğumuz sistem bu! Böylece hem -havadar bir cam önünde- daha çabuk hem de üzerine sinek v.s. konmadan kuruyor... Sonra da hangi pembenin çekirdeği olduğunu peçeteye yazıp, şeffaf folyo ile hava almayacak biçimde paketleyip kaldırıyoruz... Bu yöntem tek bir domates icin pratik. Ama çok varsa o zaman daha oyuncaklı ! fakat daha bilimsel olan şu yöntem tercih edilmeli...
Bu arada PDA Ortak Web-Günlüğümüzde harika içerikler gelişiyor! Zaten bugünkü bu yazıyı da üyemiz Hakan Yaşmut'un tohum alma konusunda girdiği inanılmaz esprili pembelerde tohum alma sorunu başlıklı yazısı üzerine yazma geregi duyduk!

Haziran 14, 2007

AÇIK RADYO'DA AKTAR İLE SÖYLEŞİ

"Türkiye’nin Organik Tarım Potansiyelinin Farkında mısınız?"
Çiğdem Öztürk tarafından Cengiz Aktar ile Buğday Dergisi için AÇIK RADYO'da (başlığa tıklayın) yapılmış ve derginin Haziran 2007 sayısında da yayımlanan söyleşi...
(Aynı sayıda PDA ile Güneşin Aydemir'in yapıtığı bir söyleşi de var!)

Mayıs 15, 2007

PDA'DA SON HAFTA!

Son 9 gün içinde 125'ten 360'a çıkmış üye sayımız... Yeni PDA üyelerine tohum gerek! Etiketler, torbalar hazır, gözler postacıdayken Selim Güleç'in yolladığı Mersin, Kazanlı Beldesi pembelerinin yeni tohumları Istanbul'a ulaşıyor!


Selim Bey'e nasıl teşekkür edeceğimizi bilemiyoruz...
"Kaşığın ucu" ile tohumlar kardeş payı yapılıyor hemen...
Son paketler de MAT tarafından tamamlanıyor... Kase hemen hemen boşalmış...
Dağıtım nasıl oluyor?
1) Ankara- PDA kendi icinde örgütlenerek tohum paylaşıyor. İrtibat: Cemal Ören, 2) İzmir-PDA; tohumlarını Sevil Özcan'dan alacak, 3) Kocaeli-PDA'nın tohumları Sayın Halis Esen'de, 4) Adana-PDA, ile Mehmet Saygın ilgileniyor 5) Trabzon-PDA için tohumlar Erkut Ailesi'nde.
Diğer iller ve Istanbul-PDA üyelerinin tohumları, ödemeli kargo ile herkesin kendi adresine teslim edilmek üzere bugün öğleden sonra Emine Yalçın tarafından yola çıkarılıyor. Mersin'de olup da tohum isteyenlere de paket yollanıyor ama bugünden sonra Mersin'den uye olanlar icin Sayın Selim Güleç "bana başvursunlar" diyor.
Bu son parti paylaşımda tohum isteyip de adres bilgilerini giremeyenler Nalan Cantav'a yazacaklar...
Bu arada Metin Varol'un has doğal pembe fideleri hakkında yolladığı mesaj da son derece sevindirici:
PDA üyelerine, Tekirdağ'daki tarlayı emanet ettiği Necdet Usta ile temas kurarak sağlam has pembe fideleri paylaşacağını belirttiği için ona çok teşekkür ediyoruz. Oysa o bize hala şu malum haberde balkon bahçıvanlığını öne çıkarıp, tarladaki pda'nı ihmal etmişiz diye sitem ediyor. Haksız da değil hani. O tarlalar olmasa biz "topraksız"lar tarladakinin maketleriyle çok oyalanırız daha... Metin Bey, buradan size açık teşekkürümüzü kabul edin lütfen, kızmaca yok! Hem artık sloganımız "Balkonda, bahçede, tarlada PDA!"
Bu yıl Ankara'da da bir tarlalı üyemiz oldu; Hasan Tahsin Erdemir, yakında onun haberleri de buradan yayına girecek inşallah!

Mayıs 06, 2007

PDA HAKKINDA BİR HABER ve UYARI

Bugünkü Hürriyet'in Pazar ekinde:
Bu da "Pembe Domates Örgütü" başlıklı haberde PDA'mızın oluşumu, işlevi ve gelişimi anlatılıyor... Kendi kendimize "entelektüel" adını takmadıysak da ortak paydamızın "balkon bahçıvanlığı" olduğu kesin!
Blog dün tam 2,438 kişi tarafından ziyaret edilmiş. Bu haberden sonra doğal olarak pek çok yeni üyelik talebi almaktayız... Sevgili üyelerimizden ricamız, kendi coğrafyalarına yakın yerlerde oturan yeni üyelerle ellerinde kaldıysa tohum, yoksa fide paylaşımında bize yardımcı olmaları... Son tohum dağıtımından sonra bizde tohum çok az kaldı. Ama İstanbul'dakilerle paylaşacak hayli fidemiz var.

Şimdi yeni üye olmak isteyenlerden de bir ricamız var: PDA üyesi olmak için tek koşul "PDA 2007 Manifestosu"nu okuyup onayladığınızı belirtmek. Yani grup ilkelerine uyacağınıza söz vermek. Bunu sağ panelden ya da şu bağlantıyı tıklayarak yapabilirsiniz:
http://tech.groups.yahoo.com/group/pembedomates/
"Merhaba", "Ben de tohum istiyorum" v.b. yollu notlarla yapılan başvuruları dikkate almamak durumundayız çünkü herkese teker teker "Manifestomuzu okuyup onaylıyor musunuz?" diye yazacak kadar bol vakit yok.
Ayrıca; PDA ticari bir örgüt değil. Bizim tohumlarımız ya da fidelerimiz "satılık" değil, elden ele, kuşaktan kuşağa aktarılan, doğal pembeler... Burada "para" faktörü, yurtiçi kargo bedelini "alıcı"nın ödemesiyle sınırlı! Üzerimizden ticaret yapmaya kalkışana da çok şükür hiç rastlamadık.
Bu yüzden yeni üyeler konusunda titizlik göstermek zorundayız.