Tansuğ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tansuğ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ağustos 04, 2018

BALKONDA MUCİZE: SOLUCAN GÜBRESİ

Yıllar önce bir "English Garden" vardı İstanbul'da... Sahibi İngiliz diye olsa gerek adı böyleydi. Sonra kapandı. Kapanmadan önce "Ömercan" diye muhteşem bir organik sebze-meyva çiftliği yapıp, üyelerine inanılmaz güzellikte ve çok makul fiyatlara dağıtım yapmıştı. (Bu girişim adı da İntepe'de buldukları bir "temiz toprak" sahibi ile ortak olunması, o toprağın sahibinin oğlunun adı da Ömer olduğu için öyleydi.) Sonra toprak sahibi -galiba TIR'lara otopark gibi- daha "kârlı" bir başka ortak bulup bu girişimin dağılmasına sebep olmuştu.
Neyse. Bu girişi yapmamın nedeni ilk yıllarda balkon bahçıvanlığı için kullanacağımız toprağı English Garden'dan almamız, o toprakların içinde de bolca solucan olmasıydı... Bu olanak böylece son bulunca büyük marketlerden sebze toprağı aldık. Bir aralık Pınar Kaftancıoğlu'nun İpek Hanım Çiftliği de PDA Üyelerine özel toprak vermişti. Sonra daha küçük balkonlu eve taşındık, toprağı da artık "ne bulduysak onu" biçiminde kullandık... Sonuç mu? "Hüsran" tabii. Koca bir yaz uğraş didin, üç-beş minik domates... İkide bir hastalanan fideler vesaire...

Uzun süredir ilk kez bu yaz, mucizevi bir duruma tanığız: Solucan gübreli toprak ve inanılmaz verimli domatesler, biberler... Üstelik bunu bu ağa hiç de yabancı olmayan birisine, PDA Grup Sözcüsü sevgili Yeşim Güriş'e borçluyuz. Yeşim, ülke ekonomisi ve politikasının geldiği noktada eski mesleği profesyonel turizm rehberliğini terketti ve kendini solucan gübresi oluşturmaya adadı. Sevgili Defne Koryurek'in bir PDA Toplantısı öncesi getirdiği sütleriyle bize tanıttığı ve abonesi olduğumuz "Aysun The Sütçü" - "Gündönümü" çiftliğine komşu bir arazide. Sonra doğal tavuklar alıp yumurta üretimine de başladı. Markası ise kendi adı ile oğlunun adının karışımı "YENESOL". (Ona en kolay ulaşmak Instagram'da: YENESOL ve Facebook'ta Yenesol sayfaları yoluyla mümkün!).

Solucan gübresini sebze toprağı ile karıştırıp saksılara koyduğunuzda fideler herşeyden önce zararlılara karşı çok dirençli oluyor. Sağlıklı büyüyor. Harika biçimde de meyva veriyor. Çok teşekkürler Yeşim...

Biz bu yıl pembe fidesi yerine farklı doğal cherry fideleri diktik. Bir de iki çeşit doğal biber. Üstelik daracık duracık saksılara. Sonuçlar gözümüzü yaşartacak kadar başarılı oldu. Tabii yaz sonuna kadar başlarına birşey gelmeden böyle sürerlerse...

Şu içinde bulunduğumuz zaman kesidinde bu coğrafyada ve ülkede mutlu olmak için çokça neden bulanlara ne mutlu. Biz de işte böyle (Pınar Hanımın lezzetli doğal sebze-meyvaları, Aysun'un nefis sütleri ile komşularının doğal ürünleri, Yeşim'in yumurtaları ve solucan gübresi, Defne'nin Ayvalık - Mutluköy'de 2006 tarihli Hafize Baliç tohumlarından yetiştirdiği olağansütü güzel pembe domatesler, balkonda büyüyen şeyler gibi) umut verici sevinçlerle mutlu olabiliyoruz.

Haziran 02, 2016

BALKONA ÇIKMADAN ÖNCEKİ GÜNLER...


Bu yıl dar balkona geniş boyutlu saksılar sığmadığından yalnızca iki pembe ve biraz da cherry ile uğraşacağız...
Pembeler, Hafize Baliç tohumlarından İzmir'de yaşamını sürdürenlerden...

Bebek beklediği için pembe fidesi de isteyen iki genç dost için Nail Sarı kanalıyla gelen tohumlardan çıkan fideler bunlar. Daha doğrusu o gruptan elimizde kalan son iki fide...

Cherry'ler ise Fransa kökenli, yıllardır döngüsünü sürdüren kırmızı, mor ve sarı olanlar... Bakalım nasıl devam edecekler!


Mayıs 22, 2015

YAVAŞ YAVAŞ BALKONA HAZIRLANIYORLAR!

31 Mart'ta çimlenmeye bırakılan tohumlar, 7 Nisan'da başlarını çıkarmışlardı...

Bugün 22 Mayıs 2015!
31 Mart'tan bugüne kadar, arada yalnızca bir kere "şaşırtılıp" biraz daha ferah bir alana taşınmışlardı...

Bu fotoğraftakiler artık (20 Mayıs 2015'te) fide torbalarına alınmış halleri...

Hepsi de bizim mini balkonda bir iki kuşak büyümüş, meyva vermiş, buradaki dış koşulları genlerine kaydetmiş, pembelerin, biberlerin ve doğal "cherry"lerin torunları!
Soldaki saksıdakiler pembeler, sağda daha nazlı, daha narin "cherry"ler...


Bu kare metal kapta da ortada bir "cherry" etrafında ise doğal biberler var...
Bu çimlendirme mevsiminde yalnızca 4 biber yeniden çimlenip fideye dönüştü!
Şimdi sıra hepsinin gövde çaplarının en az 1 cm. genişliğe ulaşmasını beklemede...
Sonra haydi bakalım deyip saksılara taşınacaklar... Tabii asıl sorunlar da o zaman başlayacak...
Buraya kadar olan en kolay fasıldı...
Pembe Domates Ağı'nda asıl bundan sonra yakınmalar başlayacak!
"Çiçeklerim dökülüyor!" / "Tırtıl geldi"! / "Sarardı soldu!" / "Domatesler çok küçük!"... ve belki yenileri...
Umarız küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin etkileri bizleri bu sezon es geçer!


Şubat 24, 2015

YENİ ÜYELERİMİZLE İLETİŞİM ve 90 GÜN DAYANACAK DOMATES SORUNSALI!

Bugünkü gazetelerin çoğunda aşağıdaki spot ile şu haber yer almıştı:

2012 yılında Manisa Akhisar'da dört genç girişimci tarafından kurulan şirketin sunduğu "Uzun Raf Ömürlü, Doğal Yarı Kuru Domates" proje önerisi kabul edildi. TÜBİTAK'ın 300 bin TL destekte bulunacağı proje ile domatesin ömrünün 90 güne kadar artırılması hedefleniyor.

Bu haberi okur okumaz hemen kuşkuya kapılıp, bizim PDA grubuna yazmak ve işin aslının ne olup ne olmadığını sormak geldi aklıma...  Ayşen Ertür ilk bilgiyi veren oldu, sağolsun. Yazdıklarımızı aynen aşağıya alıyorum:

Sayın ve Sevgili PDA Üyeleri,

-Son haftalarda aramıza katılan tüm üyelere "Hoşgeldiniz" diyoruz-

Uzun zamandır bu listeden haberleşmedik. Büyük çoğunluk FaceBook'daki PDA şubesinden gayet memnun. Sayın Nail Sarı sayesinde tohum edinme konusu da daha pratik biçimde orada çözüm buldu. 
Şubat sonu - Mart başında çimlendirme sezonu da açılacak. İlk kez pembe domates yetiştirecek yeni üyelerimizin, bu işin nasıl yapılacağı konusunda soruları olursa; yanıtları www.pembedomates.org sitesindeki "Rehberler"de resimli olarak bulabileceklerini hatırlatalım. Keza aynı sitede kişisel pembe domates bloglarımızın da linkleri var...

Bu vesile ile "uzman" üyelerimizin şu haberi yorumlamalarını rica ediyorum:

Ne iş şimdi bu? Genetiğini mi değiştiriyorlar yoksa nasıl 90 gün bozulmamayı sağlayacaklar???

Sevgi ve saygıyla.
A.T.
* * * *
YANIT:

yok yok.... ne genetiği ile oynanıyor, ne başka bir şey...
toplandıktan sonra fırında bir miktar kurutuluyor.
eko food'un kendi sayfasında açıklaması var: "Tomatoes which are field grown by EkoFood in Turkey are expertly oven roasted, not sun dried, these tomatoes have a sweet,robust flavor and a juicy,tender texture"
(tarlada yetiştirilen domatesler güneşte kurutulmak yerine ustalıkla fırınlanıyor: tatlı, güçlü bir lezzetleri ve sulu, narin bir dokuları var.)

eko food'un websitesi ve, semi-dry dedikleri domatesin ürün bilgileri şurada: http://ekofood.com.tr/en/product_detail_roasted_tomato.html
Ayşen Ertür
* * * * * * *

Ağustos 22, 2014

BU YAZ DA PERDE ARKASINDAYIZ...

Geçen yaz küresel ısınma sonucu aşırı sıcaklar yüzünden önce boynunu büküp sonra da dökülen çiçekleri korumak için çareyi perdeyi dışarı çıkarıp onlara gölge yaratmada bulmuştuk. Sonuç gayet olumlu idi. Bu yaz da aynı durumla karşı karşıyayız. Emektar ve ekonomik İkea tülleri yine görev başında.
Zaten bu yaz yola geç çıktık (22 Nisan'da), üstüne de bir sıcak, bir soğuk, bir fırtına derken şaşkına döndü zavallıcıklar. Şu anda nazlı pembeler çiçek döküp durmakta, nazsız cherry'ler meyvaladılar, biraz da doğal biber var, genlerine bu balkonun iklimi kayıtlı (!), onlar da iyi gidiyor. Bakalım...



Nisan 22, 2014

DOMATES GÖZÜYLE; 22 NİSAN "DÜNYA GÜNÜ" OLSUN!


Bugün 22 Nisan Dünya Günü! 
Bizimkiler bu yıl daha yeni ekilip Dünya Gününe gözlerini ancak alttaki kadar açtılar...
Dünya Günü 2014 ise bu yılın temasını "Green Cities" olarak seçmiş. Kutlu Olsun!
Dünya Günü 2014: "Yeşil Şehirler"!



Ağustos 06, 2013

2013 YAZININ TEMMUZ SONU AĞUSTOS BAŞI

"Çıktık işte ortaya...
Kızarıyoruz!"

diyorlar!
Bu arada çekirdek kurutma da ihmal edilmiyor elbette... 
Bu yılki çekirdeklerin "hard-disk"inde öyle kayıtlar saklı ki...



Mart 04, 2013

CİDDİ EV ÖDEVİ...

2013 Paylaşımı için ön hazırlıklar tamam... Birazdan Ayşen'e geçirilecekler...
Bu yılın yaygın paylaşımı: (İzmir PDA) Nail Sarı eliyle çoğaltılanlar...

Ayşen Ertürk ile son kontrol... Eksik adreslerin tamamlanması, posta kodları ekleme vs.vs.


Şubat 26, 2013

ADI GİBİ ÖZGÜR, ÖZGÜR KOCAELİ GAZETESİ!

Bugün Sevgili Basın Sözcümüz Yeşim Güriş, önce aşağıdaki videoyu bulup yolladı:
Pembe domates devrimi - Özgür Kocaeli Gazetesi

Sağolsunlar, Milliyet'in haberini sevmiş, benimsemiş, bir de çeşitli görüntülerle bezeyip videosunu yapmışlar! Derken Yeşim'den bir mesaj daha, bu kez aynı gazetedeki bir makaleyi yollamış:
M. Tanzer Ünal imzalı makaleyi... Başlık da "Bir gün Pembe Domates Toplantısına Katılmak İster misiniz?"
Hemen hepsi doğru naklettiklerinin de sevgili Baliç'lerin "sandıkta üç tohum bulması" doğrusu ilginç.
Bize verdikleri "Üç domates" doğru da üç tohum? Sandık?
Böylece Milliyet haberi hem "evrim!" geçirerek hem yeni içerikler de "kazanarak!" ilginç bir yolculuğa çıkmış bulunuyor...

Şubat 15, 2013

"BALKONUMDA TARLA VAR"

Bugünkü Radikal'den bir haber: "BALKONUMDA TARLA VAR"


"PEMBE DOMATES GERÇEK BİR BAŞARI ÖYKÜSÜDÜR’ 
Leyla Kabasakal: “Pembe domates evladiyelik, çok ince kabuklu, şekli düzgün olmayan bir tür. 2008 öncesine kadar pembe domatesin p’sini bulamazdınız. Neden? Çünkü kabukları ince, hemen bozulur. Şekli düzgün değil, kasaya düzgün koyamazsınız. Endüstriyel açıdan hiç başarılı bir tür değil. Standartlaşmıyor. Ama pembe domates ağının başarısından sonra halktan öyle bir talep geldi ki, şimdi normal pazarlarda bile var. Alın pazardan, çekirdeğini kurutun, alın size tohum! 
Tüketici talebinin piyasayı iyi yönde nasıl şekillendirebileceğinin başarı öyküsüdür bu."

Balkon Bahçeciliği Topluluk Lideri Leyla Kabasakal'ın Radikal, Emel Alptekin'e verdiği demeçten...
Haberin tamamı şurada: 15 Şubat 2013- Radikal haberi

Aralık 31, 2012

2013...

2013, tüm Pembe Domates Ağı üyelerine
sağlık, mutluluk ve

Çekirdeği bol, doğal pembe domatesler getirsin...

Sevgi ve saygılarımızla.

Tansuğ'lar

Aralık 05, 2012

Kent Tarımı ve Müzik, Parizyen Mimari Eliyle Birleştirildiğinde...

İşte o zaman ortaya böyle bir güzellik çıkabiliyor!

Phadion Club, bu yapıyla ilgili haberinde "füzyon mutfak olur da füzyon mimari niçin olmasın?" diyerek bu yapıyı bir "füzyon mimari" örneği olarak değerlendirmiş.

Parisli mimarlık ofisi SOA, Bordeaux kentindeki eski bir depoyu, böyle bir kültürel merkeze dönüştürmüş adını da "Düşey Çiftlik" koymuş. Çevre halkı buraya gelip bir taraftan müzik dinlerken bir taraftan da düşey çiftçilik öğreniyor, kentte organik tarıma teşvik ediliyor...

Phadion'un web sitesine bakarsanız, gitmişken bu gibi eserleri bir araya getirdiği "Vitamin Green"e de göz atmayı unutmayın!

















Farming and music come together in Bordeaux | Architecture | Agenda | Phaidon




SOA Mimarlık, kent tarımı alanında uzmanlaşmış bir ekip. Bu projenin benzeri daha bir çok örnek var portfolyolarında...

Bordeaux'daki bu projede,  "Projet Darwin" kuruluşunun da parmağı var. Adını Darwin'den alan bu ekibin web sitesinde sadece Fransızca içerik olduğu için fazla bir şey anlayamadımsa da değme çevre örgütüne taş çıkartacak cinsten, dehşet işler yaptıkları görülüyor.

Ne diyelim darısı Türkiye'nin, biz kentlilerin başına!

Aralık 02, 2012

MİLLİYET'TE "ORGANİK UYANIŞ" DİZİSİ

Milliyet Gazetesi, "Organik Uyanış" genel başlığı altında, doğal tarım konusuna bir neşter attı. "Organik mi doğal mı?" tartışmasını da açması bakımından bu yayın hayati önem taşıyor.
İzlemekte büyük yarar var. Her "organik" şey aynı zamanda "doğal" mı? Burası tartışmalı çünkü.

Geçen gün bizim de fikrimizi sordular:

PEMBE DOMATES AĞI
Organik uyanış dizisinde yer vermek istediğimiz bir diğer çiftçilik serüveni ise İstanbul’da balkonlarda başlayan ‘Pembe Domates Ağı’. Avniye ve Mehmet Tansuğ çiftinin arkadaşlarının hediye ettiği üç pembe domatesle başlattığı ağ 6 yılda 2 bin 700 kişiye ulaşmış. Balkon ve çatılarına koydukları saksılara birbirlerine hediye ettikleri pembe domates tohumlarını eken... (devamı için tıklayınız!)


Bu dizi için Ayşen Ertür, Konyar'lar da görüş bildiriyordu. Organik Uyanış'ı izlersek onları da yakında okuyabiliriz...

Bu arada bugünkü Milliyet'in bir başka köşesinde, Antalya, Kumluca'daki "DOMATEXPO" Fuarında bir tohumculuk firması tarafından "tanıtılan" yeni bir endüstriyel (sarı domates ile ampul biçimli domatesin ıslahından elde edilen tohum ile üretilmiş)  domatesin seneye pazara sürüleceği yolunda ilginç bir haber var, (başlığa tıklarsanız...): 

"Ampul Domates Seneye Pazarda"












Kıssadan hisse: Elimizdeki doğal tohumların doğallığının kıymetini iyi bilelim!!! 

Ekim 23, 2012

PASTIRMA YAZINI BAHAR MI SANDIN?

Ekim'de çiçek açan pembe domates!
Geçtiğimiz haftalarda İstanbul, Ekim ayında 33 derece sıcaklığı gördü. Birkaç hafta süren bu yalancı yaz ("pastırma yazı" mı?) sırasında bir de baktık ki henüz sökmediğimiz balkon pembelerinden biri çiçeklenmiş... Hem de ne çiçek! Öyle kolayca döküleceğe de benzemiyor... Bakalım ne olacak şimdi...

Aşağıdakiler de Eylül ayının son hasatı!






Eylül 07, 2012

HAFİZE BALİÇ'İ BU YIL DA ANDIK!

2012 Hafize Baliç Pembeleri
Sevinç ve Hakkı Baliç ile geçtiğimiz Pazar günü Edirne ve Çerkesköy'e gittik. Edirne, Hakkı Baliç'in doğduğu, Sevinç'in de Çekül Vakfı yıllarında 7 Ağaç kampanyası vesilesiyle ağaçlandırılmasında payı olan şehir. Gerçek "Hemşehrilik" duygusunun ne olup ne olmadığını, hatta insanın bir yeri benimsemesi için orada doğmasının hiç de şart olmadığını somut olarak görmek için Baliç'lerle birlikte bir Edirne gezisi yapılması yeterli... Bu gezinin notlarını kişisel blogda ayrıca paylaşacağım...
Dönüş yolunun son durağı, Çerkesköy idi. Rahmetli anneleri PDA'nın da annesi Hafize Baliç'in evi... Orada son kalan pembelerden biraz toplayıp İstanbul'a döndük.

Resimdeki 2012 mahsulü yeşil pembeler, PDA'nın ortaya çıkmasına neden olan o ilk 3 pembe domates bize yine Baliç'ler tarafından armağan edildiği zaman nasıl idiyseler aynı öyleler. Aşağıda da o domateslerin pembeleşme aşaması ve Hafize Hanım'ın hala üretime devam eden bahçesi... "Nur içinde yatsın" diyerek andık onu işte... (Tabii bu üretim kendiliğinden sürmüyor, çocukları sürdürüyor! Önümüzdeki günlerde Star TV'deki Melek sabah programında Sevinç Hanım ve Hakkı Bey hem PDA hem pembe domates hakkında bilgi verecek, günü kesinleşince buradan duyuracağız!)
2006 pembeleri
Çerkesköy- Hafize Baliç evi



Ağustos 19, 2012

"BAYRAMLIK" !

Bugün "Şeker Bayramı"!

Biz de Pembe Domates Ağı'na bayramlık bir mesaj olarak, Refik Halid Karay'ın 1943'de yayınlanan "Makyajlı Kadın" kitabındaki "Yaz Sebzeleri" başlıklı makalesinin domates ile ilgili bölümlerini paylaşmak istedik...
Resimlerin üzerine tıklayıp keyifle okuyun!

(Aşağıdaki görüntlerde domatesin hemen ardından gelen "patlıcan"ı ve Karay'ın bu yazının tamamını merak edenler şuradan devam edebilir: "A.T. Kişisel Blog" )

İyi bayramlar herkese...




ANCAK...

Bu yıl evde çimlendirmeye geç başlamıştık...
Ancak şimdi bu hale gelebildiler...

Bu pembelerin kaynağı: Hafize Baliç tohumlarından Metin Varol'un Tekirdağ'da sürdürdüğü pembelerin 2010 versiyonu.

Ağustos 01, 2012

ÇAREYİ PERDEDE BULDUK!

Çiçeklerin dökülüp düşmesi çok yaygın bir sorundu...

Çok fazla sıcak ve ışığın da buna sebep olabileceğini düşünüp önce
balkon demirlerine bir  şifon örtü ile barikat yaptık...
Pembenin tepkisi hemen bir iki meyva vermek oldu...
 Pembe Domates Ağı'nda, çiçeklenen pembelerin meyvaya duramadan çiçeklerini dökmesi bu mevsimin en çok yakınılan konularının başında gelir.
Ama tepeden gene aynı fazla ışığı almaya devam
ediyordu. O zaman da çareyi balkon perdesini de dışarı
çıkarıp saksıları iyice gölgelemekte bulduk...

Bu konuyu ne kadar çok araştırdık... Ne çok çare denedik. Genellikle de işe yaramadı çoğu. Bizim iki küçük balkonda da son bir iki yıldır durum pek parlak değildi. Aşırı sıcaklar geçtikten sonra bir iki ufak meyva... Oysa balkonlarda ne güzel sonuçlar alıyorduk.

Bu yaz şu "aşırı sıcak" ve "yakıcı güneş ışınları"nın bu sorunun asıl nedeni olabileceğini düşündük ve pembeler çiçeklenmeye ve çiçek dökmeye başladıklarında onları olabildiğince bu durumdan korumak için ne yapabileceğimizi araştırdık. Onların tepesine birer şemsiye açıp balkona bağlayamazdık! Sonra şu şeffaf örtü sorunu çözdü. İlk iki küçük meyvayı görünce çok sevindik elbette. "Hazır olumlu cevap vermeye başlamışlarken, şunları iyice koruyalım güneşten" diyerek, balkon perdelerini de devreye soktuk!

Sonuç harika oldu.

Şimdi tek handikap muhtemel bir börtü-böcek taarruzu. Ama bu perdeler onlara karşı da sanki bir fizik engel oluşturuyor gibi...

Sonuç mükemmel! Son yıllarda hiç olmadığı kadar
hızlı, sağlıklı, irice meyvalar...

Şimdi her sabah perdeler dışarı fora!

Haziran 16, 2012

ERKEN ÇIKAN YOL ALIR!

Bu yıl biraz geç yola çıktık bizim balkon için!
Dolayısıyla daha yeni yeni çiçeklendi pembeler...
Egzosa, toza, börtü böceğe direnebilirlerse, çiçekler dalında kalabilirse bir ay sonra meyvaların tadına bakılıp, çekirdekler kurutulabilir...

Umarız!
(Çiçekte olmalarına rağmen geçmiş yılların deneyimlerine dayalı olarak suya boğmuyoruz, 2-3 günde bir makul miktarda sulanıyorlar, "boğazlama" yapılıyor, arada bir toprakları mini-çapa ile havalandırılıyor. Arızalı yapraklar toplanıyor...)

Mayıs 16, 2012

DOMATES ÜZERİNDE PATENT KAVGASI...

Mastronardi'nin "Angel Sweet" ürünü


Nature Sweet'in "Cherubs" ürünü






Biz istediğimiz kadar "Yaşam Patentlenemez!" deyip duralım...

"Tohum" patent konusu olmaya başlayalı beri başta Monsanto ve benzerleri olmak üzere pekçok diğer tohumculuk şirketi patent ve marka konusunda ciddi hukuk kavgaları da veriyor...
Bu sabah, bunlardan birinin -dilimize İngilizceden ithal edip "Cherry" domates dediğimiz- patentli bir kiraz domates markası ile ilgili  bir dava haberini görünce burada paylaşmadan geçemedim...
Teksas bazlı NatureSweet Tomatoes şirketi, Kanada'lı "Angel Sweet" şirketinin, kendisinin daha önce patentlediği "Cherbus" marka "grape tomato" (onlar da "üzüm domates" diyorlar!) ürününü taklit eden bir ambalaj kullanarak hak ihlalinde bulunduğunu ileri sürmüş...  Dünya kadar da tazminat talebi... Meraklısı için konuyla ilgili haberin orijinalini aşağıya aldım...

Bu haberin en manidar yanı davacı şirket, etiket, ambalaj taklidi bir yana, Angel Sweet domateslerinin, kendilerininki gibi "bütün bir yıl boyunca aynı lezzet ve nefasette olmadığını" belirtip, bunun tüketiciyi yanıltma olduğunu da iddia etmesi...

Ne demişler "şecaat arzederken merdi-i kıpti, sirkatin söyler"miş...

Elimizdeki tohumların kıymetini iyi bilelim!


* * * * * * * * * * * *
Patent/Trademark Infringement Suit Takes Aim at Grape Tomatoes
A Texas-based tomato producer has sued a Canadian company in federal court 
alleging that its packaging and label for grape tomatoes infringes the Nature 
Sweet Cherubs™ patents, issued in 2010 and 2011, and trademarks, in use since 
2007. NatureSweet, Ltd. v. Mastonardi Produce Ltd., No. 3:12-cv-01424-G (U.S. 
Dist. Ct., N.D. Tex., Dallas Div., filed May 8, 2012). According to the complaint, the 
defendant’s “Angel Sweet” label copies the Sweet Cherubs™ label by using similar 
colors and a “winged tomato design mark.” Claiming that its mark, in which the 
company has made a considerable investment, is famous and distinctive, the 
plaintiff alleges a likelihood of confusion among consumers by defendant’s use 
of similar marks and packaging. The plaintiff also claims that the defendant’s 
grape tomatoes, in contrast to its own, “do not have the same consistent great 
taste throughout the year.”
Alleging federal trademark infringement, dilution and unfair competition; unjust 
enrichment; and design patent infringement, the plaintiff seeks injunctive relief, 
recall and destruction of all infringing packaging and promotional material, an 
accounting, actual and treble damages, attorney’s fees, costs, and interest.