Aralık 31, 2007

2008'e PEMBE MUCİZELERLE GİRİYORUZ!

2008'e girmeye 24 saatten az kaldı.

2007 PDA serüvenini küresel ısınma yüzünden sevinçten çok hüsranla geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Yine de yılın şu son günlerinde pembelerimiz bize yine yaşam sevinci aşılayacak hareketler ya da haydi korkmadan söyleyelim, "Mucizeler" sergilemeye devam ediyorlar...


Ankara PDA'dan Sevgili Nevsun Ergüleç'in "daha çok kiraz domatese benziyorlar" dese bile meyva verip kızarmaya başlayan pembelerinden sonra 28 Aralık'ta Aydın'daki pembelerin haberini yollayan Feride Dramalı ve bugün (30 Aralık 2007) PDA-İstanbul'dan Sayın Eşfak Tüzün'ün "bahçe pembesi"yken; "balkon pembesi"ne dönüştürülen pembelerinin "meyva verdiği haberi" ile yine coştuk!

Güzel olan bir başka şey de 600'e yakın PDA üyemiz ya da "genişletilmiş akraba" için 2008'de nasıl tohum bulacağız konusunda karamsarlığa kapılmadan yılı tamamlamamız. Eski yeni tüm üyeler seferber oldular, herkes elinden geldiğince katkıda bulunmaya çalışıyor. Bu da "insanın insanla mücadelesi" gibi olumsuzluklardan arınıp "insanın doğa ile mücadelesi" bağlamında bir bilinç oluştuğu yolunda umutlanmaya neden oluyor. Doğal olarak ikincisi "doğaya kötü davranan insanla mücadele"yi de içerse, bu da pek kolay olmasa bile...

2008'de daha kapsamlı çalışmalar kaçınılmaz olacak...
Sağlıkla, sevgiyle.

Aralık 21, 2007

KARİKATÜRİST ÜYEMİZ YANARDAĞ'DAN KURBAN BAYRAMI MESAJI



PDA-Çorum üyemiz Sayın Sönmez Yanardağ çizmiş ve yollamış...
Sağolsun...

Bu da 5N1K'da yer alan PDA haberi... (Sayın Bülent Tandoğan'a link için teşekkürler)...

http://www.youtube.com/watch?v=p0t43ovvjOM

Aralık 02, 2007

RESIT SOLEY DE "OYLE" YAPIYORMUS...

Reşit Soley de 2100 yıl öncesinin tarım kültürüne sahip çıkan Vergilius gibi yapıyormuş:

Bozcaada'daki bağlarında 'biodynamic' (biyodinamik) bağcılık adı verilen bir sisteme geçen Soley, artık toprağı yalnızca organik gübrelerle beslemiyor, onun da ötesinde güneş, ay ve hatta yıldızların toprağa ve ürüne olumlu etkilerinden yararlanmaya çalışıyor. Soley, "İnsanlar yüzyıllar süren gözlemler sonucunda keşfetmişler bu etkileri. Ama teknoloji bunları öldürmüş zamanla. Mesela artık organik gübre kullanmıyoruz. Bir öküzün boynuzunun içindeki çok küçük miktarda bir gübreyi aktife hale getiriyor ve bunu çok az ölçeklerde toprağa katıyoruz. Ben doğayı çok fazla antibioyotik alan çocuklar gibi görüyorum şu an. Halbuki buna gerek yok," diyor. Şu an dünyada bu sistemi uygulayan sadece 100 kişi olduğunu söylüyor Soley. Bu sistemde zararlı zararsız her tür bitki ve böceğin de yaşamasına izin verildiğini anlatıyor:

"Örneğin biz Corvus bağlarının etrafında yetişen hiçbir bitki ve hayvanı yok etmeyiz. Faydalısıyla zararlısıyla, o bitkiler de hayvanlar da bir arada yaşar. Böceklerle ve otlarla ilgili hiçbir ilaç kullanmayız. Çünkü doğada hepsi bir denge oluşturuyor. Hani şu bildiğimiz uğur böcekleri var ya, bizim bağlarda milyonlarca var onlardan. Ve biz beş senedir hiç dokunmuyoruz onlara. Uğur böceklerinin de bağlara, üzüme artı bir katkısı olduğuna inanıyorum artık. Ama elbette üzümlerimize de iyi bakıyoruz; her gün yürüyüşe çıkan, dengeli beslenen ve düzenli uyku uyuyan insanlar gibi."

Devamı için tıklayın:
Cumartesi SABAH - 1 Aralık 2007, Cumartesi -