Haziran 28, 2016

İŞE YARAYACAK GALİBA!

Aşağıda "90 Derece Açı Meselesi" başlıklı gönderide sözünü ettiğim sorunu, "Mahcup Müdahale..." başlıklı gönderide görüldüğü gibi 180 dereceye getirmeye çalışmıştım... Sonra flasterin fazlalıklarını kesmiş, biraz gevşetmiştim... Bu sabah gördüm ki sarı yapraklar kurumuş, çiçeği tutan yeşiller ok gibi uzayıp açılmış... Görüntüye arkasından bakınca, çocuk resimlerinde çizilmiş güneş ışınları gibi hani...
Bekliyoruz! Bir tanecik pembe çıkıp büyüyebilse son yıllardaki küresel ısınma kaynaklı hezimeti unutabiliriz!!! Sonra baktık, ikinci pembe saksısındakiler de aynı pozda! Ha gayret! Esasen bu sap kalınlaşırken, o güneş gibi yapraklar sonuna kadar domatesi taşıyacak... Manavdan alınıp eve geldiğinde yıkarken koparılmamasında fayda olan koyu yeşil sap -ve domatese göre minnacık kalan- o buruşuk yaprakçıklara dönüşecek...





Bu arada "nazsız" cherry neredeyse kızardı kızaracak...

Aşağıda da 90 dereceliklerden birinin toprağa düşmüş hali, içinde de oluşmaya başlamış pembecik...




Haziran 17, 2016

MAHCUP MÜDAHALE: DOKSANDAN YÜZSEKSENE

10 yıldır balkonda pembe domates yetiştirme için uğraşmak demek ki insana bir cesaret de veriyor!
Korka korka da olsa bir önceki içerikte 90 derece açıyla sapından büküldüğü için "acaba dökülecek mi" diye endişe edilen ilk pembe çiçeğine yavaşça müdahale edildi.
Sap, büküldüğü yerden düzeltilip 180 derecede saydam bant ile düzeltildi! Kırık kolu alçıya almak gibi tıpkı. Fazla da yapıştırmamaya özen gösterilerek... Bakalım ne olacak?

 Bu arada iki şeye dikkat çekmek gerek:
 1) Pembe domateslerin lk veya daha sonraki çiçekleri, böyle bükülüp dökülseler de iklim koşulları düzeldiğinde yeniden açıp meyvaya dönüştüğünü yaşayarak gördük...
2) Herşeye rağmen -üzerine çok titrenen çocuklarda daha çok sorun çıkması misali- balkondaki diğer pembe sessiz sedasız çiçeklenip, meyvaya durmuş ve sağlıklı biçimde büyümesine devam ediyor, onu da bu sabah farkedip bir tuhaf oldum!
Ne desek acaba!!! :)

Haziran 14, 2016

DOKSAN DERECE AÇI MESELESİ...

Bizim fideler gövdeleri kurşun kalem çapına geldiğinde balkona çıktı... Hallerinden memnun görünüyorlar... Bu yaz, iki Hafize Baliç pembesi, bir kaç da organik cherry var... Fazlası bu balkona sığmıyor zaten... Az- öz! Yavaştan da çiçekleniyolar...

Bu sabah korkunç bir fırtına çıktığından hepsini içeri aldık. Bu arada cherrylerin meyva vermeye başladıklarını da gördük!

Esasen, öyle rüzgar çıktı, dolu yağdı filan gibi gerekçelerle balkona çıkmış saksıları kolay kolay içeri alamayız. Çünkü sırık yerine bambularla askıya alınmış, bambular da sağlam dursunlar diye balkon parmaklıklarına bağlanmış olur. Bu yıl açık havaya daha yeni çıktıkları için henüz bambu desteklerini takmamıştık...

Amaaa... İşte bu tatsız bir durum. En büyük pembenin ilk ve büyük sarı çiçeği, hemen sapından 90 derece boynunu bükmüş. Bu dik açılı boyun büküş "ben büyüyüp meyva veremeyebilirim" anlamına geliyor... Daha doğrusu geçmiş yıllarda öyle olmuştu... 

Şimdi içimden onu hafifçe doğrultup, kırık sarar gibi, bir yapışkan bantla 180 dereceye düzeltmek geliyor! Geliyor da onun doğasını kandırmak mümkün mü? Bilemiyorum... 

Haziran 02, 2016

BALKONA ÇIKMADAN ÖNCEKİ GÜNLER...


Bu yıl dar balkona geniş boyutlu saksılar sığmadığından yalnızca iki pembe ve biraz da cherry ile uğraşacağız...
Pembeler, Hafize Baliç tohumlarından İzmir'de yaşamını sürdürenlerden...

Bebek beklediği için pembe fidesi de isteyen iki genç dost için Nail Sarı kanalıyla gelen tohumlardan çıkan fideler bunlar. Daha doğrusu o gruptan elimizde kalan son iki fide...

Cherry'ler ise Fransa kökenli, yıllardır döngüsünü sürdüren kırmızı, mor ve sarı olanlar... Bakalım nasıl devam edecekler!