Kasım 19, 2011
Ekim 28, 2011
88. CUMHURİYET BAYRAMI KUTLU OLSUN...
İnsan-insan ve insan-doğa çelişkisinin sonuçlarının olumsuz biçimde yaşandığı şu günlerde Cumhuriyet'in 88.yılı için coşku duyulması da olumsuz etkilendi doğal olarak...
Yere daha sağlam basılacak, barış ve doğayla dost yaşanacak nice yıl dönümlerine...
Gönderen A.T. zaman: 18:40 0 yorum
Kategori: cumhuriyet, PDA, Pembe Domates Ağı
Ekim 24, 2011
VAN...
Ekim 02, 2011
SALT'da TOHUM HASADI
Sonra İSTANBULLAŞMAK sergisini gezdik...
Pelin Demireli’nin işbirliğinde yapılan bu atölyede 12 yaş ve altı çocuklar, gelecek sezonda yeniden dikilmek üzere tohum toplamayı, kurutmayı ve korumayı öğreniyorlar. Atölyeyle bağlantılı olarak 13.00-14.00 saatlerinde ise Açık Sinema’da, sanatçı ve mimar Fritz Haeg’in Londra ve Los Angeles’ta yürüttüğü bahçe projelerini belgeleyen Edible Estates [Yenilebilir Mülkler] filmleri gösterildi.
SALT Beyoğlu’nun dördüncü katındaki Bahçe, Fritz Haeg tarafından, sürekli bir eğitim ve kültür programına merkez oluşturacak bir yenilebilir bitki yetiştirme projesi şeklinde geliştirilmiş... Haeg, 2005’ten bu yana yerel halk ve organizasyonlarla işbirliği içerisinde, Edible Estates [Yenilebilir Mülkler] olarak bilinen, alışılmadık kentsel alanlarda sebze, meyve ve bitki yetiştirilen bahçeler yaratıyor. Pelin Demireli, çeşitli dönemlerde Sulukule Gönüllüleri Derneği, Şişli Ekolojik Pazar, Kuzguncuk İlköğretim Okulu, Kınalı Yaz Kampı ve Minik Fırın'da çocuklara yönelik bahçe ve yemek atölyeleri düzenliyor. Ayrıca, tohum kardeşliği ile İstanbul içi ve dışında geleneksel tohumların takası ve yaygınlaşması için çalışıyor.
Gönderen A.T. zaman: 12:20 0 yorum
Kategori: PDA, SALT Beyoğlu, tohum
Eylül 16, 2011
6 YILLIK TOHUMUN PERFORMANSI...
Bu yaz başında bundan 6 yıl önce elime geçen bir doğal pembe domates türünün (aslında mor; "Purple Calabash" !) tohumundan ürün almayı denedim... Esasen tohumlar 7. yılındaydı... Biz ortalama 5 yıl ömrü olduğunu biliyorduk tohumların ama gene de denemeye değerdi...
Sonuç: "1" adet meyva ile canlılığını sürdürdü! (Ondan da tohum aldık elbette bakalım seneye onlar ne gösterecek bize?)
Balkonda 7 yaşına girmiş bir tohumdan yetişen "Purple Calabash"- Temmuz 2011... |
Aynı domates, 18 Ağustos 2011... |
Aynı domates, tabakta! |
Aynı domates, tohumları alınıyor!.. |
Gönderen A.T. zaman: 14:19 0 yorum
Kategori: avniye tansug, balkonda domates, çekirdek, doğal tohum, evde domates çimlendirme, PDA Istanbul, Tansuğ, tohum
Eylül 15, 2011
HAFİZE BALİÇ'İN BAHÇESİNE GİTTİK!
Hafize Baliç Evi ve Bahçesi- Çerkesköy, 2011 |
Hafize Baliç'in çocukları ve gelinleri... Soldan: Ferah Baliç, Sevinç Baliç, İlhan ve Hakkı Baliç... |
Sadece pembe domatesler değilmiş rahmetlinin merakı... Bu gül de onun ektiği çiçeklerden... |
Çocukları evi canlı tutuyorlar. Bütün kardeşler bayramlarda o evde toplanıp bir kaç gün geçiriyorlar. Evin içi pırıl pırıl...
Kendileri de Çerkesköy'de oturan İlhan ve Ferah Baliç ile tanıştık. Onlar hem bahçe hem ev ile ilgilenip sanki Hafize Hanım yaşıyormuşçasına onun ektiklerini biçiyorlar... Hem de aynı özen ile. Yani doğallığı sürdürerek!
İlhan Bey, bundan bir iki ay önce bir gün, boy atmaya başlayan fidelere bakım yaparken, sırtında ilaç tüpleriyle kapıya gelen, "buraya da sıkalım" diyen bir "zirai mücadeleci" gördüğünde onu nasıl geri püskürttüğünü anlattı!
"-Böyle ilaçsız milaçsız, ne kadar olursa o kadar olsun, bizim de kimsenin de annemin tohumlarını bozmaya hakkı yok" diyor...
Aslen Saray'lı olan Ferah Hanım da adı gibi insanın içini ferahlatan, sevecen, cıvıl cıvıl bir Trakya insanı. "-Ben bu bahçe işlerine alışık değilim hiç, ama bu son iki yıldır gide gele sevmeye başladım bu işi" diyor...
Doğal olarak 7/24 saat o bahçeyle uğraşan Hafize Hanım'ın elde ettiği sonuçları elde edememişler son iki yıldır. Ama gittikçe daha çok ustalaşıyorlar. İlhan Bey'in cep telefonu tıka basa domates fotoğraflarıyla doluydu! Hakkı Baliç de önümüzdeki mevsim toprağın hazırlanma aşamasında onlara yardıma gideceğini söylüyor.
Fatma Özgür... Hafize Hanım'ın yan komşusu... O da "asla ilaç atmadan" pembe domates yetiştiriyor... |
Baliç'ler daha sonra annelerinin evine hayli yakın bir alanda hem kokoreç yapıp satan hem de bostancılık yapan bir ailenin de pembe domates yetiştirdiğini söylediler... Oraya gidildiğinde pembelerin artık bittiği, daha çok "armut domates" dedikleri bir kırmızı domates türünün bol olduğu görüldü. Onlar da kalan pembeleri sarıp sarmalamışlar, tohumluk olarak ayırmışlardı... Yalnız, adını sormayı unuttuğum, resimde görülen bahçıvan, ilaçlama konusunda daha esnekti. "İlaç atmadan zor olur" gibisinden konuşuyordu... Oysa ne Hafize Hanım'ın ne de Fartma Hanım'ın bahçelerinde domateslere musallat olmuş başka canlılar vardı. Bu bostanda ise "ilaca rağmen" pek çok domates "hastalanmıştı"...
Bu pembeler de Çerkesköy'de bostancılık yapan bir ailenin bahçesinden... |
Hafize Hanım'ı hayırla, sempatiyle, rahmetle anarak, Çerkesköy gezisini noktaladık...
Geriye de bu anıyı PDA ile paylaşmak kaldı...
Sağlıcakla kalın!
Gönderen A.T. zaman: 15:12 2 yorum
Kategori: doğal tarım, doğal tohum, domates yetiştirmede sorunlar, evladiyelik tohum, Hafize Baliç, Heirloom, PDA, pembe domates, Pembe Domates Ağı, Tansuğ, tohum
Ağustos 22, 2011
HABERTÜRK'TE PDA HABERİ!
Alınan bilgiye göre, ince kabuklu, kendine has kokulu, etli ve Türk damak tadına sahip oldukça lezzetli olan pembe domates, Anadolu'nun yerli ürünleri arasında yer alıyor.
Özellikle yaz aylarında yetiştirilen bu ürün, üretiminin azalması nedeniyle yıllardır kırsal alanda yaşayanlar tarafından az miktarda üretilip, tüketiliyor.
Raf ömrünün kısa olması nedeniyle pazar ve marketlerde fazla yer verilmeyen pembe domates, son yıllarda gözde olurken, vatandaşların fazla talep etmesiyle pazar yerlerinde daha çok satılmaya başlandı.
Tarla domateslerinin Ramazan ayında, ortalama 1 liradan satıldığı Bursa'daki pazarlarda pembe domatesler, kilosu 4 liraya varan fiyatlardan alıcı buluyor.
Yalova Ziraat Odası, yerli tohumdan üretilen pembe domatesin il genelinde yaygınlaştırması için çalışma başlatırken, bu yıl 20 bin kök fidenin dikimini gerçekleştirdi.
Yalova Ziraat Odası Başkanı Şaban Beşli, Yalova'nın dağ köylerinden buldukları pembe domatesin daha fazla üretilmesi için yoğun çalıştıklarını belirterek, üretilen domateslerin dolgun fiyatlarla pazarlandığını anlattı.
Pembe domatesi iyi tarım uygulamalarıyla üretmek istediklerini belirten Beşli, şunları kaydetti:
''İsrail'in hibrit tohumundan üretilen domatesine karşı Yalova'nın pembe domatesini yetiştiriyoruz. Türk halkı, daha lezzetli olan kendi yerli ürününü tüketmeli. İsrail tohumları yüzünden domatesimizin kalitesi bozuldu.
Domateslerin sadece yazın tüketilmesi için harekete geçtik. İnsanlar, Osmanlı'dan kalma doğal ürünümüzü tüketsin istiyoruz. Yalova'nın bazı köylerinde yetişen pembe domatesler, İstanbul'da satılıyor. İstanbul'un pahalı yerlerinde kilosunu 10 liradan sattıklarını söylediler. Daha çok üretilirse, daha ucuza tüketilebilir. Biz bu konuda kararlıyız.''
PEMBE DOMATES AĞI...
Yalova'daki gibi birçok yerleşim biriminde pembe domatesin üretimiyle ilgili çalışma yapılırken, bu yerli ürünü yaşatmaya, daha fazla kişiye ulaştırma çabasında olan kişilerce de Pembe Domates Ağı (PDA) kuruldu.
İnternette yer alan, ülkedeki doğal pembe domatesleri, kentlerde, evlerinin balkon ve bahçelerinde doğal tarım yöntemleriyle yaşatmaya çalışanların oluşturduğu toplumsal bir ağ olan PDA'nın üyeleri, tohumları parayla satmıyor, yaygınlaşması için ağa katılanlarla paylaşıyor.
Ağı kuranlar, ilk kez 2005 yılında tanıştıkları pembe domatesi beğenmeleri ve Anadolu ürünü olduğunu öğrenmelerinin ardından, tohum elde ederek harekete geçiyor.
Önce tohumları paylaşan kurucuların oluşturduğu ağa, ilk başta 5-10 kişi katılırken, bu yıl itibarıyla üye sayısı 2 bin 500'e kadar ulaşıyor.
Ağ üyeleri, kendi yetiştirdikleri pembe domateslerle ilgili hikayelerini, yakaladıkları lezzeti, üretimde yaşadıkları zorlukları ve sevinci paylaşarak, ürünün yaygınlaşmasında önemli rol oynuyorlar.
Yerli ürünlerin korunmasından yana olan PDA'nın manifestosunda şunlar yazıyor:
''Bizler, 2006'da bu ülkenin ürünü olan ve gelecek kuşaklara miras bırakılması gereken doğal tohumlara, nesli kurumaya yüz tutan, leziz pembe domatesler üzerinden sahip çıktık. Onları, 2007 ve gelecek yıllarda da evlerde, balkonlarda, bahçe ve tarlalarda, temiz toprak ve doğal yöntemlerle yetiştirmeye azimliyiz.
Bu domatesleri aynı renk, aynı güzel koku, aynı lezzet ve aynı doğallıkta sürdürebilmesi için elde ettiğimiz tohumları çocuklarımıza ve gelecek kuşaklara aktarmakla sorumluyuz. Bunun için kendi aramızda yardımlaşırken tohumlarımızın genetiği ile oynanmaması, terminatör teknolojiler eliyle endüstriyel hale gelmemesi için pembe domates ağının genişlemesine çalışacağız.''
HABERTÜRK: İsrail domatesine rakip: Pembe domates! - En Son Makro Ekonomi Haberleri - HTEkonomi
******************************************************************************************************
Habertürk'ün başlığı Yalova'daki gelişmeye ve verilen demece çok uygun belki, ama bizce doğal pembeleri kıyaslamak için çok talihsiz bir benzetme!
Ağustos 16, 2011
15 AĞUSTOS 2011...
Şimdi geçen yılın Ağustos ayında balkonda durum nasılmış diye baktım da pek de farklı değilmiş... Hemen hemen aynı manzara varmış pembelerde...
Bu sağdaki de 1000. PDA Üyesi, Saygıdeğer Ayşe Rüşvanlı'nın birkaç yıl önce "Bunlar da 50 yıllık has tohum" diyerek bana verdiği pembe tohumlarından bu yıl ilk kez meyva almayı başarabildiğimiz domates... Kafa göz yara yara da olsa bu yıl o tohumu önce meyvaya durdurtup, sonra da bu aşamaya kadar getirmeyi başardık! Geçen yılın iklim koşullarında hiç meyva olmamıştı, kocaman bir domates ağacı ve durmadan dökülen çiçekleri seyretmiştik hep...
Gönderen A.T. zaman: 13:49 1 yorum
Kategori: avniye tansug, balkonda domates, evladiyelik tohum, Heirloom, iklim değişikliği, kent tarımı, PDA
TEMMUZ AYINDA DURUM...
Bu yaz İstanbul'a güneşli günler geç geldi... Temmuz ayında balkon pembeleri hala yeşil... Üstte: "Purple Calabash" türü... Ortada ve altta: Hafize Baliç pembesinden 2007 yılında Metin Varol'un Tekirdağ'da yetiştirdiği domateslerin çekirdeklerinden çıkanlar...
Gönderen A.T. zaman: 12:13 0 yorum
Kategori: balkonda domates, doğal tarım, evladiyelik tohum, Hafize Baliç, PDA Istanbul, Pembe Domates Ağı
Ağustos 07, 2011
DOĞAYI HAK SAHİBİ KILAN BİR ANAYASA...
Güncel Hukuk Dergisi, Ağustos 2011 sayısında kapak ve ayın dosya konusu olarak "Yaşabilir Bir Çevre"yi seçmiş... Benden de görüş istediler. "Pembe Domates Ağı" adına yazdıklarım şurada!
Gönderen A.T. zaman: 09:32 0 yorum
Kategori: avniye tansug, biyolojik çeşitlilik, hukuk, ortak tarım politikası, Pembe Domates Ağı, Türk tarım politikaları, yasal düzenlemeler
Ağustos 02, 2011
PDA; Radyo CAZKOLİK, "BİR GÖLGENİN ARDINDAN" PROGRAMINDA!
Sayın Ahmet Erözenci, bir Internet radyosu; Radyo Cazkolik'te yaptığı "Bir Gölgenin Ardından" başlıklı programına geçen hafta beni de davet etmiş, geçmişte ve günümüzde bilgi çağında "paylaşım" kavramı etrafında bir söyleşi yapmıştık. "Pembe Domates Ağı" da söyleşimizde önemli bir yer kapladı! Hatta, bu konudan sonra Ella Fitzgerald ve Louis Armstrong'un söylediği "Let's Call The Whole Things Off" adlı parçayı çaldık...
Programı Internet üzerinden dinlemek isterseniz burada!
Gönderen A.T. zaman: 07:49 2 yorum
Kategori: avniye tansug, kent tarımı, paylaşım, PDA, PDA Manifesto, pembe domates, Pembe Domates Ağı
Temmuz 28, 2011
Temmuz 19, 2011
Let's Call The Whole Thing Off - YouTube
Let's Call The Whole Thing Off - YouTube
"I say tomato, you say tomato..."
Ella Fitzgerald- Louis Armstrong
Temmuz 14, 2011
Prof. DEMİRKOL'DAN PDA ÖRNEĞİ...
Sayın Prof. Dr. Kenan DEMİRKOL’un 26 Şubat 2011’de “Başka Bir Gıda Mümkün”
hareketinin düzenlediği toplantıda yaptığı konuşma ve sorulan sorulara
verdiği cevaplardan:
"...Çatı ve balkon sebzeciliği de mutlaka bu doğal gıda kullanımı konusunda
teşvik edilmeli. Bir insanın bir yıllık sebzesini temin etmesi için 40
metrekare toprak yeterli. Öyle çok büyük topraklara ihtiyaç yok.
Dolayısıyla genişçe bir teras olduğu zaman rahatlıkla 4 kişilik ailenin
bir yıllık sebzesini üretmemiz mümkün.. Yani kent içinde büyük kentlerde
yakında sizin Bursa örneğinde olduğu gibi tarla bulmak çok mümkün
değil. Doğru ama kent içinde de bazı şeyler mümkün.. İstanbul’da bir
pembe domates grubu var ve kendi aralarında pembe domatesin tohumunu
paylaşabiliyorlar. Ve çok güzel ev ortamında da pembe domates
yetişebiliyor. Zaten ticari değeri olmayan bir domates çok narin bir
domates. Uzun mesafelere gidemiyor..."
Gönderen A.T. zaman: 17:52 0 yorum
Kategori: Kenan Demirkol, PDA, pembe domates, Pembe Domates Ağı, tohum
Temmuz 13, 2011
EVLADİYELİK ya da HEIRLOOM DOMATES HAKKINDA...
"Heirloom tomatoes are most typically grown from seeds handed down through time that have not been genetically altered. The resulting fruit comes in all sorts of colors, sizes, shapes and most importantly, flavors. Although commercial farmers have taken liberties with varieties of heirloom tomatoes because of their recent comsumer popularity, there are still a few genuine heirloom tomato varieties out there. Generally, heirloom tomatoes are the result of one of the following lineages:
And because industrial farming is rapidly killing off entire varieties of tomatoes, it's never been more important to preserve the lush diveristy of tomatoes. You can read all about the history and legacy of heirloom tomatoes at Gary Ibsen's TomatoFest, a comprehensive site dedicated to all things tomato.
- Commercial Heirlooms: Open-pollinated varieties introduced before 1940, or tomato varieties more than 50 years in circulation.
- Family Heirlooms: Seeds that have been passed down for several generations through a family.
- Created Heirlooms: Crossing two known parents (either two heirlooms or an heirloom and a hybrid) and dehybridizing the resulting seeds for how ever many years/generations it takes to eliminate the undesirable characteristics and stabilize the desired characteristics, perhaps as many as 8 years or more.
- Mystery Heirlooms: Varieties that are a product of natural cross-pollination of other heirloom varieties.
Image Sources: See-ming Lee
Gönderen A.T. zaman: 20:19 0 yorum
Kategori: doğal tarım, doğal tohum, domates, evladiyelik tohum, Heirloom, PDA, Pembe Domates Ağı
Haziran 15, 2011
imkanmekan
Sevgili üyemiz İrem Çağıl'ın FaceBook üzerinden paylaştığı ilginç bir proje:
"Atölye/Workshop: Tohum Bombası/Seed Bombs (imkanmekan)
...Erişilmesi güç kamusal alanlar, atıl kalmış veya bırakılmış kent içi bölgeler için artık faydalı bir silahınız var: Tohum bombaları! imkanmekan, SALT’ta düzenleyeceği atölyede, Japonya’da yaşayan çiftçi filozof Masanobu Fukuoka’nın doğal tarım teknikleri ile doğal tarıma geri dönüş önerileri arasında yer alan klasik killi toplardan üretecek. Bu toplar toprak, kuru kil, su ve tohum karışımından oluşuyor. Güneş altında biraz kuruttuktan sonra kent içinde uygun gördüğünüz yerlere atabilir veya bırakabilirsiniz. Kil, tohumların güneş altında kurumasını, uçup gitmesini veya fare ve kuş gibi potansiyel avcılardan korunmasını sağlıyor. Yeterli su killi yüzeyi geçtiğinde, tohumlar filizlenmeye başlıyor. Tohum bombalarında yaygın olarak hızlı ve zahmetsiz büyüyen çiçek tohumları kullanılıyor ama imkanmekan’ın atölyesinde farklı tohumlar da hazır bulundurulacak.
“Gerilla bahçecilik” yeni bir akım değil, kökeni 1970’lerin başına kadar uzanıyor. Kamusal alanda göz ardı edilmiş, kullanılmayan, atıl bölgelerin yakınında yaşayanların, bir şeyler yetiştirmek ve ekim-dikim amacıyla bu alanlara bir tür el koyması anlamına geliyor. Bazı gerilla bahçeciler geceleri gizlilik içerisinde hareket ederken, bazıları da hem yakın çevre sakinlerinin desteğini almak hem de yaratılan alanların mahalleli tarafından sahiplenilerek sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla gündüz çalışıyorlar. Kentsel alanlarda yenilebilir bitkilerin ekim-dikimi ve ürünlerin toplanması, gerilla bahçeciliğini yeni bir aşamaya taşıyor. Bu bağlamda imkanmekan’ın çalışmaları, İngiltere’de 1600’lerin ortalarında ortaya çıkan ve yenilebilir bitkilerin ekildiği ortak ve ücretsiz kullanılabilecek kamusal alanları savunan “The Diggers” grubuna gönderme yapıyor (The Diggers/Kazıcılar ile ilgili detaylı bilgi için www.guerrillagardening.org adresindeki kaynaklardan Lewis Henry Berens’ın 1906 tarihli yazısı incelenebilir). Günümüzde permakültür, sürdürülebilirlik, çevre ile uyumlu tasarım ve yaşam gibi konulardaki tartışmalara paralel olarak, bu meselelere ve gerilla bahçeciliğine duyulan ilgi de gitgide yaygınlaşıyor.
Evren Uzer, Şebnem Şoher, Okay Karadayılar ve Hakan Tüzün Şengün’den oluşan imkanmekan, 2007’den bu yana kamusal alanda küçük ölçekli müdahalelerin tartışılmasına aracı oluyor, projeler üretiyor ve kamusal alanda farklı ölçeklerde tasarım üzerine denemeler yapıyor. Tasarımcıları, kamusal alanda kamu yararı için yapılacak uygulamalar üzerinde düşündüren çalışmalar yapmaya teşvik eden atölyelerin yanı sıra kent içi uygulamaları da hayata geçirmeye çalışıyor. Bu çalışmalara 2009’dan itibaren kentsel kamusal yeşil alanların artırılması ve çeşitlendirilmesi üzerine yaptıkları gerilla bahçecilik ve kentsel tarım çalışmaları da eklenmiş. Tohum bombası atölyesi, kentlinin yeşil alanını geri alabilmesi ve kente müdahale edebilmesi için bir araç niteliğini taşıyor. Bu ve imkanmekan'ın aracı olduğu diğer müdahaleler, başarılı oldukları ölçüde taklit edilerek veya türetilerek kent genelinde yaygınlaşma potansiyeline de sahipler. Bkz: www.imkanmekan.org "
Mayıs 31, 2011
ARTIK SAKSILANDILAR!
Altta pembeler... Balkon boyutlarının elverdiği en büyük saksılara geçirildiler...
Tek tük beyaz sinekler etrafta görülmüyor değil... Onlar için de saf arap sabunu suyla karıştırılıp püskürtülmek üzere yedekte bekliyor!
Gönderen A.T. zaman: 12:36 0 yorum
Kategori: balkonda domates, PDA, Pembe Domates Ağı
Mayıs 28, 2011
MAYIS BOYUNCA...
Gönderen A.T. zaman: 07:43 0 yorum
Kategori: evde domates çimlendirme, PDA, pembe domates
Mayıs 18, 2011
Bill Mollison ile Figen YAnık Röportajı: "Patatesinizi Kendiniz Yetiştirin!"
Gönderen A.T. zaman: 06:05 0 yorum
Kategori: Bill Mollison, kent tarımı, Permakültür