Temmuz 13, 2011

EVLADİYELİK ya da HEIRLOOM DOMATES HAKKINDA...

Bizim Türkçe'de "evladiyelik" diye kullanmayı yeğlediğimiz "Heirloom" domatesin ne olduğu, "Foodista" sitesinde bugün
 tarafından da aşağıdaki gibi açıklanmış... Özetle evladiyelik domatesin genetiği ile oynanmamış tohumlardan yetiştiği, faklı lezzet, biçim, boyut ve renkte olabildiği vurgulanmış. Evladiyelik tohumların geçtiği kulvarları da şöyle grupluyor yazar: 
1) Ticari Evladiyelikler: 1940'dan önce ortaya çıkan açık tozlaşma türleri ya da 50 yıldır dolaşımda olan domates türleri 
2) Aile Evladiyelikleri: Bir aile içinde birkaç kuşaktır bir sonraki kuşağa devredilen tohumlar
3) Yaratılmış/üretilmiş Evladiyelikler: Bilinen iki ana tohumdan (iki evladiyelik ya da bir evladiyelik ve bir hibrid tohumdan) ortaya çıkmış olanlar
4) Meçhul Evladiyelikler: Diğer evladiyelik çeşitlerinin doğal açık tozlaşması ürünü olan...


"Heirloom tomatoes are most typically grown from seeds handed down through time that have not been genetically altered. The resulting fruit comes in all sorts of colors, sizes, shapes and most importantly, flavors. Although commercial farmers have taken liberties with varieties of heirloom tomatoes because of their recent comsumer popularity, there are still a few genuine heirloom tomato varieties out there. Generally, heirloom tomatoes are the result of one of the following lineages: 

  1. Commercial Heirlooms: Open-pollinated varieties introduced before 1940, or tomato varieties more than 50 years in circulation.
  2. Family Heirlooms: Seeds that have been passed down for several generations through a family.
  3. Created Heirlooms: Crossing two known parents (either two heirlooms or an heirloom and a hybrid) and dehybridizing the resulting seeds for how ever many years/generations it takes to eliminate the undesirable characteristics and stabilize the desired characteristics, perhaps as many as 8 years or more.
  4. Mystery Heirlooms: Varieties that are a product of natural cross-pollination of other heirloom varieties.
And because industrial farming is rapidly killing off entire varieties of tomatoes, it's never been more important to preserve the lush diveristy of tomatoes. You can read all about the history and legacy of heirloom tomatoes at Gary Ibsen's TomatoFest, a comprehensive site dedicated to all things tomato. 

Image Sources: See-ming Lee

Haziran 15, 2011

imkanmekan

Sevgili üyemiz İrem Çağıl'ın FaceBook üzerinden paylaştığı ilginç bir proje:

"Atölye/Workshop: Tohum Bombası/Seed Bombs (imkanmekan)

...Erişilmesi güç kamusal alanlar, atıl kalmış veya bırakılmış kent içi bölgeler için artık faydalı bir silahınız var: Tohum bombaları! imkanmekan, SALT’ta düzenleyeceği atölyede, Japonya’da yaşayan çiftçi filozof Masanobu Fukuoka’nın doğal tarım teknikleri ile doğal tarıma geri dönüş önerileri arasında yer alan klasik killi toplardan üretecek. Bu toplar toprak, kuru kil, su ve tohum karışımından oluşuyor. Güneş altında biraz kuruttuktan sonra kent içinde uygun gördüğünüz yerlere atabilir veya bırakabilirsiniz. Kil, tohumların güneş altında kurumasını, uçup gitmesini veya fare ve kuş gibi potansiyel avcılardan korunmasını sağlıyor. Yeterli su killi yüzeyi geçtiğinde, tohumlar filizlenmeye başlıyor. Tohum bombalarında yaygın olarak hızlı ve zahmetsiz büyüyen çiçek tohumları kullanılıyor ama imkanmekan’ın atölyesinde farklı tohumlar da hazır bulundurulacak.

“Gerilla bahçecilik” yeni bir akım değil, kökeni 1970’lerin başına kadar uzanıyor. Kamusal alanda göz ardı edilmiş, kullanılmayan, atıl bölgelerin yakınında yaşayanların, bir şeyler yetiştirmek ve ekim-dikim amacıyla bu alanlara bir tür el koyması anlamına geliyor. Bazı gerilla bahçeciler geceleri gizlilik içerisinde hareket ederken, bazıları da hem yakın çevre sakinlerinin desteğini almak hem de yaratılan alanların mahalleli tarafından sahiplenilerek sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla gündüz çalışıyorlar. Kentsel alanlarda yenilebilir bitkilerin ekim-dikimi ve ürünlerin toplanması, gerilla bahçeciliğini yeni bir aşamaya taşıyor. Bu bağlamda imkanmekan’ın çalışmaları, İngiltere’de 1600’lerin ortalarında ortaya çıkan ve yenilebilir bitkilerin ekildiği ortak ve ücretsiz kullanılabilecek kamusal alanları savunan “The Diggers” grubuna gönderme yapıyor (The Diggers/Kazıcılar ile ilgili detaylı bilgi için www.guerrillagardening.org adresindeki kaynaklardan Lewis Henry Berens’ın 1906 tarihli yazısı incelenebilir). Günümüzde permakültür, sürdürülebilirlik, çevre ile uyumlu tasarım ve yaşam gibi konulardaki tartışmalara paralel olarak, bu meselelere ve gerilla bahçeciliğine duyulan ilgi de gitgide yaygınlaşıyor.

Evren Uzer, Şebnem Şoher, Okay Karadayılar ve Hakan Tüzün Şengün’den oluşan imkanmekan, 2007’den bu yana kamusal alanda küçük ölçekli müdahalelerin tartışılmasına aracı oluyor, projeler üretiyor ve kamusal alanda farklı ölçeklerde tasarım üzerine denemeler yapıyor. Tasarımcıları, kamusal alanda kamu yararı için yapılacak uygulamalar üzerinde düşündüren çalışmalar yapmaya teşvik eden atölyelerin yanı sıra kent içi uygulamaları da hayata geçirmeye çalışıyor. Bu çalışmalara 2009’dan itibaren kentsel kamusal yeşil alanların artırılması ve çeşitlendirilmesi üzerine yaptıkları gerilla bahçecilik ve kentsel tarım çalışmaları da eklenmiş. Tohum bombası atölyesi, kentlinin yeşil alanını geri alabilmesi ve kente müdahale edebilmesi için bir araç niteliğini taşıyor. Bu ve imkanmekan'ın aracı olduğu diğer müdahaleler, başarılı oldukları ölçüde taklit edilerek veya türetilerek kent genelinde yaygınlaşma potansiyeline de sahipler. Bkz: www.imkanmekan.org
"



Mayıs 31, 2011

ARTIK SAKSILANDILAR!

Üstte tohumdan yetişmeye çalışan kadife çiçekleri...
Altta pembeler... Balkon boyutlarının elverdiği en büyük saksılara geçirildiler...
Tek tük beyaz sinekler etrafta görülmüyor değil... Onlar için de saf arap sabunu suyla karıştırılıp püskürtülmek üzere yedekte bekliyor!

Mayıs 28, 2011

MAYIS BOYUNCA...

"Mevsim değişikliği" bu Mayıs ayı boyunca kendisini "bir türlü ısınamayan havalar" biçiminde gösterdi... O yüzden tohumdan fideye geçiş aşaması geçmiş yıllara göre daha yavaş oluyor...

Mayıs 18, 2011

Bill Mollison ile Figen YAnık Röportajı: "Patatesinizi Kendiniz Yetiştirin!"

""Permakültür"ün yaratıcısı Bill Mollison İstanbul'daydı...
Figen Yanık'ın röportajından:
"...Şu an pazara gitseniz, alacağınız her patatesten biri sizi öldürebilir. Çünkü bir patateste 18 farklı kimyasal ilaç var. Kendi patatesimizi kendimizin dikmemesi büyük bir kayıp. "
"...Şu anda soğanlarda 32 farklı çeşit kimyasal ilaç kullanılıyor, bu yıldan itibaren dışarıdan soğan almayacağız. Doktorum kendi soğanlarını bir çiftçiden alıyor. Geçenlerde çitfçi ona, 'Bu yıl 29 ilaç kullanmak zorunda kaldım,' demiş. Doktorum bir anda elinde ölümü tuttuğunu fark etmiş. Bu sayede soğan yetiştirmeyi öğrendi. Eğer yemek yemek istiyorsanız, ki başka bir alternatifiniz de yok, yiyeceğinizi yetiştirmeyi öğrenmelisiniz..."

Fazla söze ne hacet! Röportajın tamamı şurada!

BEYOĞLU'NDA TERAS_BOSTAN!

Sevgili üyemiz İrem ÇAĞIL (Sinek Sekiz Yayınevi) , Beyoğlu'nda bir binanın teras katında oluşturulmaya başlanan bostanı blogunda adım adım yayınlıyor:
Tıklayın:
"Şehrin Göbeğinde, Binaların Tepesinde Besin Yetiştirmek!"


Kutluyoruz bu girişimi...


Not: Bu arada bu binanın seçimi bir rastlantı mı?  Bu işin orada yapılmasında acaba binadaki kültür sanat etkinlikleriyle, bazı dost küratörlerle ve onların eşleriyle bir ilintisi var mı? ;) 
Kısacası, sevgili Defne'nin de yer sağlanmasında parmağı var mı acaba? diye merak etmedik değil!