Ağustos 17, 2018
Ağustos 04, 2018
BALKONDA MUCİZE: SOLUCAN GÜBRESİ
Yıllar önce bir "English Garden" vardı İstanbul'da... Sahibi İngiliz diye olsa gerek adı böyleydi. Sonra kapandı. Kapanmadan önce "Ömercan" diye muhteşem bir organik sebze-meyva çiftliği yapıp, üyelerine inanılmaz güzellikte ve çok makul fiyatlara dağıtım yapmıştı. (Bu girişim adı da İntepe'de buldukları bir "temiz toprak" sahibi ile ortak olunması, o toprağın sahibinin oğlunun adı da Ömer olduğu için öyleydi.) Sonra toprak sahibi -galiba TIR'lara otopark gibi- daha "kârlı" bir başka ortak bulup bu girişimin dağılmasına sebep olmuştu.
Neyse. Bu girişi yapmamın nedeni ilk yıllarda balkon bahçıvanlığı için kullanacağımız toprağı English Garden'dan almamız, o toprakların içinde de bolca solucan olmasıydı... Bu olanak böylece son bulunca büyük marketlerden sebze toprağı aldık. Bir aralık Pınar Kaftancıoğlu'nun İpek Hanım Çiftliği de PDA Üyelerine özel toprak vermişti. Sonra daha küçük balkonlu eve taşındık, toprağı da artık "ne bulduysak onu" biçiminde kullandık... Sonuç mu? "Hüsran" tabii. Koca bir yaz uğraş didin, üç-beş minik domates... İkide bir hastalanan fideler vesaire...
Uzun süredir ilk kez bu yaz, mucizevi bir duruma tanığız: Solucan gübreli toprak ve inanılmaz verimli domatesler, biberler... Üstelik bunu bu ağa hiç de yabancı olmayan birisine, PDA Grup Sözcüsü sevgili Yeşim Güriş'e borçluyuz. Yeşim, ülke ekonomisi ve politikasının geldiği noktada eski mesleği profesyonel turizm rehberliğini terketti ve kendini solucan gübresi oluşturmaya adadı. Sevgili Defne Koryurek'in bir PDA Toplantısı öncesi getirdiği sütleriyle bize tanıttığı ve abonesi olduğumuz "Aysun The Sütçü" - "Gündönümü" çiftliğine komşu bir arazide. Sonra doğal tavuklar alıp yumurta üretimine de başladı. Markası ise kendi adı ile oğlunun adının karışımı "YENESOL". (Ona en kolay ulaşmak Instagram'da: YENESOL ve Facebook'ta Yenesol sayfaları yoluyla mümkün!).
Solucan gübresini sebze toprağı ile karıştırıp saksılara koyduğunuzda fideler herşeyden önce zararlılara karşı çok dirençli oluyor. Sağlıklı büyüyor. Harika biçimde de meyva veriyor. Çok teşekkürler Yeşim...
Biz bu yıl pembe fidesi yerine farklı doğal cherry fideleri diktik. Bir de iki çeşit doğal biber. Üstelik daracık duracık saksılara. Sonuçlar gözümüzü yaşartacak kadar başarılı oldu. Tabii yaz sonuna kadar başlarına birşey gelmeden böyle sürerlerse...
Gönderen A.T. zaman: 10:16 2 yorum
Kategori: balkon bahçıvanlığı, balkonda domates, doğal biber, Doğal Cherry domates, HafizeBalic, İpek Hanım Çiftliği, PDA Istanbul, solucan gübresi, Tansuğ, YENESOL, Yesim Guris
Mart 31, 2018
18 YIL ÖNCE YAZMIŞIM: "DOMATESE KASİDE"
Bundan tam 18 yıl öncesi imiş... O yıllarda geniş bir kültür sanat sayfası olan Milliyet'te haftalık yazılar yazıyordum, Internet'ten erişilebilecek kültür sanat kaynakları hakkında... Daha domates konusu gündemimize girmemişti ama has domates özlemi elbette o yıllarda da vardı... İşte o yazılardan birine Neruda'nın "Domatese Kaside"si konuk olmuş:
WEB'DE KÜLTÜR SANAT
DOMATESE KASİDE
Domates ve barış
Vefakâr arama motorum, “google.com" bakın daha neler getirdi “domates domates" diye sordukça... Bir gün Gertrud Stein, Henri Matisse’e komik bir soru sormuş. “Domates yerken onu ne gözle görürsün?" gibisinden. O da “yerken onu herkesin gördüğü gibi görürüm, ama resmini yaparken, ona bir sanatçı gözüyle bakarım" diye cevaplamış. Nedense bu alıntı bir “özdeyiş" kimliği kazanmış. Birçok sanatseverin kişisel sayfalarında kenar süsü gibi bol bol kullanılıyor. Stein’ın buna benzer soruları en sık sorduğu bir başka dostu, Picasso ise domatesi nasıl gördüğünü en kestirme yoldan; resmederek belirtmiş. 1944 yazında Paris’teki apartmanında yaptığı bu resim, Picasso’nun kendini tümüyle “savaşsız bir yaşamöa adadığı dönemin bir kaç ay öncesine rastlıyor. “Domates ve barış" bağlamında Neruda ile ilginç bir kesişme olabilir mi? “Picasso Online" projesi de bu ve benzeri ayrıntıları araştırıyor. Prof. Dr. Enrique Mallen’in başlattığı “tamu.edu/mocl/picasso" adresindeki bu çalışmanın, elektronik Picasso kaynakları içinde en ilginci olduğu söylenebilir. Neruda’nın kasidelerine iki ve üç boyutlu kasidelerle saygısını belirten birisi daha var: William Matthews. “galleryoffunctionalart.com/matthewsphotos.shtml" adresinde “Neruda’ya Saygı" sergisinde ilginç yerleştirmeler görebilirsiniz...
Katil domatesler...
Domatesin dünya barışında ve sanatta üstlendiği roller saymakla bitmiyor. “Dört Kare Yapım" film şirketi eliyle John DeBello, Steve Peace ve Costa Dillon üçlüsünün başının altından çıkan “Katil Domatesler" dizileri de domatese “bina edilmiş"! Teknik açıdan da uzun süre sizi ekran başında tutabilecek Web siteleri “www.killertomato.com" yakında bu dizilerin yenilerinin piyasaya sürüleceğini haber verirken, bir taraftan da, domates dahil, organik olarak yiyeceklerin üzerinde oynayanları dünya çapında protesto etmeye davet ediyor. Masum ve barış elçisi domatese “katil" kimliğini reva görmek nereden mi akıllarına gelmiş? Bir gün, bilerek ya da bilmeyerek, doğal yöntemlerle yetiştirilmeyen sebze ve meyvaları yiye yiye ne olacağımızı tartışıyorlarmış. Birisi demiş ki, “mesela, bir gün, mutfakta tasın içinde yıkanmayı bekleyen domateslerden biri çıkıp, büyüse büyüse ve o evin kadınını yese!"... Ondan sonra gelsin “Killer Tomatos" dizisi... Yaa, işte daha neler var ama, yerimiz yok! Bizden bir “domates" parçası ile kapatalım: “erkekadam.com/erk/erk23.htm". Hedef kitlesinin “toplumun genel geçer kurallarını yıkmak yerine üzerine sinsice giydirilen rol ve davranış biçimlerini sorgulayan erkekler" olduğu belirtilen bu derginin “Erkek Gözüyle" bölümünde Bora Akün yazmış; “Domates Yemek İçin Güneşi Beklemeliyiz". Aşkla domates arasında benzetme yapıyor. Tevekkeli, Fransızlar boşuna domatese “aşk meyvası" dememişler...
Gönderen A.T. zaman: 13:17 0 yorum
Kategori: avniye tansug, Domatese Kaside, Milliyet, Pablo Neruda, webdekultursanat
Mayıs 14, 2017
BUGÜNKÜ "BAK YEŞİL YEŞİL" KÖŞESİNDE "PEMBE DOMATES AĞI"
Gazeteci ve çevre yazarı Gürkan Akgüneş, Milliyet'deki "Bak Yeşil Yeşil" köşesinde bugün "Domatesle Toprağa Dönüş" başlıklı bir yazı yazmış... Bizim Pembe Domates Ağı'na da yer vermiş, sağolsun...
NOT: Basına içerik veren herkesin başına gelebilir böyle anlam kaymaları! Sayın Akgüneş, geçen gün telefonla aramış, PDA hakkında kısaca konuşmuştuk... Bugünkü yazıda, bana ait kısmın sonunda, sanki endüstriyel tarımın pembe domatesi keşfetmesi ve üretimin artmasında, temel neden bizim üyelerimizin verdiği tohumlarmış gibi bir anlam da çıkıyor. Oysa ben PDA vesilesiyle bilinirliğin çok artması yüzünden, endüstriyel tarımın da pembe domatesi "farkettiğini", bu yüzden artık 12 ay tatsız tuzsuz, doğallıktan uzak pembe domates bulunabildiğini, bunun da hiç hoş olmadığını söylemiştim. Sevgili üyelerimizi tenzih ederim... Ha, tohum kaptıran ya da bilerek veren olmamış mıdır? Olabilir tabii. Bu amaçla gelen o kadar çok üye adayı vardı ki ilk yıllarda. Becerebildiğimiz kadar engellemiştik... Gerçi bizim üyelerimiz vermese de önemli olan para eden bir ürünün üretimini şöyle ya da böyle artırmak değil mi zaten endüstri için? Neyse... Elinde özgün, evladiyelik, PDA (daha çok Hafize Baliç kaynaklı) tohumlar olup, onların doğal döngüsünü sürdürenlere ne mutlu...
Gönderen A.T. zaman: 09:47 2 yorum
Kategori: balkonda domates, basında PDA, endüstriyel domates, endüstriyel tarım, Gürkan Akgüneş, Milliyet, Pembe Domates Ağı
Mart 30, 2017
İŞTE AMAÇLADIĞIMIZ "PDA" TAM DA BUYDU!
Bu yıl, GoogleGruplar'daki emektar PDA İletişim Ağı birden hareketlendi... Üye sayısı artık 3000'lerde... Tabii her gelenin ilk mesajı tohum talebi olmakta...
Bugün bir ilke tanık olup çok da mutlu olduk.
Bir üyemiz, Sayın Sümer Demirtaş, elindeki PDA tohumlarının fazlalarını paylaşacağını, üstelik tüm grubu meşgul etmemek için talepleri, "PDA - İSTANBUL, Kazasker" başlıklı kişisel blogu üzerinde açtığı "Tohum Paylaşımı" sayfası aracılığı ile toplayacağını duyurdu!
O sayfada tohumlarının kaynaklarını böyle göstermiş:
Bu tohumların kaynağı:
2005 Hafize Baliç Çerkezköy (Tansuğ'lar tohum alma 2005 Eylül).
2006 Konyar'lar Şile
2007 Konyar'lar Şile
2008 yılında bana geldi.
2008 yılında balkon denemem çok başarılı olmadı.
2009 yılında Cavidan Hanım Çiftliği Hobi Bahçesinde başlayan çalışmaların sonucunda elde edilen 2013-2016 yıllarında elde edilen tohumları dağıtıyorum.
Not: Tohumlar ortalama 5 yıl canlılığını korumaktadır.
Ne diyelim, Sayın Demirtaş'a içten teşekkür ediyor, PDA'yı kurarken amacımızın, bu güzel yaratığın doğal döngüsünün sürebilmesi için tam da onun yaptığını yapan üyelerin çoğalması olduğunu tekrarlıyoruz...
Gönderen A.T. zaman: 12:56 0 yorum
Kategori: domates tohumu, evladiyelik tohum, PDA, PDA Istanbul, PDA İstanbul Kazasker, pembe domates, Pembe Domates Ağı, Sümer Demirtaş, Tansug, tohum paylaşımı
Ocak 29, 2017
AHİR ZAMAN DOMATESLERİ...
İspanya Ulusal Araştırma Kurulu’nda görev yapan profesör Antonio Granell, söz konusu 13 bileşenin günümüzde yetiştirilen domateslerde bulunmadığına dikkat çekti...
Kaynak: DİKEN
Gönderen A.T. zaman: 07:19 1 yorum
Kategori: domateste tad, endüstriyel domates, endüstriyel tarım, PDA, Pembe Domates Ağı