Ekim 04, 2006

İYİMSER PEMBELER ve PASTIRMA YAZI

Ne kadar iyimserler!

İstanbul'un bu kötü havalı balkonunda Temmuz'dan bu yana çiçek açıp, meyva verip, sonra yeniden çiçek açıp, canla başla yaşam savaşı verip duruyorlar... Onların bu yaşam savaşı bize de hep yaşam sevinci veriyordu. Ama son zamanlarda benim duygularım yerini daha çok "mahcubiyet"e bırakıyor. Elinizi yapraklara her dokunduruşunuzda üzerlerinde simsiyah bir tabaka olduğunu farketmek... "Daha da kirlenmesinler bari" diye üzerlerindeki o koruyucu-olgunlaştırıcı naylon kılıfları yazın en sıcak günleri dahil, hiç çıkaramamak...

Şefika Kamçez, balkonundaki pembelerde bir "kuruma" gözlemlemiş, "nedendir?" diyor PDA iletişim listesinde... Herhalde sonbahardandır... Baksanıza Zeynep, "Artık Toplanma Zamanıdır" demiş bile... Sevinç Baliç'in söylediğine göre Hafize hanım da pembe domates bahçeli evinden kışlığına geçmiş. Ama biz balkonlarda hala pembeleşmeyi bekleyenleri ne yapalım peki?
Üstteki resimde aynı bitkide hem olgunlaşmış, hem yeşil, hem de çiçekteki pembeler... Altta da (Sayın Emine Erten'in Çanakkale pazarından buluşturup, sonradan PDA'lılara yolladığı fidelerden bizde büyüyen tek örnek olduğu için) "Çanakkaleli" adını taktığımız pembe var. Diğerlerinin "mürüvvetini" gördük! Ama "Çanakkaleli"nin pembelerinin nasıl olacağını çok merak ediyoruz.
O yüzden bütün umutlar şimdi "Pastırma Yazı"nda... "Kızılderili Yazı" da denirmiş bu mevsime!
Sevin Okyay'ın Radikal'de bu konuda yazdığı neşeli bir yazı var ki bizim pembelerin iyimserliği ile çok örtüşüyor!

Hiç yorum yok: