Ağustos 24, 2007

DAVETSİZ MİSAFİRLERİMİZ VARMIŞ...

Son günlerde bizim balkon domatesleri de yaşanan kuraklıktan nasiplerini iyice almışa benziyorlardı... Kimi dallarda bir sararma, bir kuruma, önce neşesizleşip sonra "bu dünyadan gitme" halleri... Zaten "hasat"tan yana yeterince şanssız bir yıl yaşarken, üstüne bir de bu manzara eklenince bizim de neşemiz kaçtı... Derken bir de ne görelim! (Allahtan "pembe"lerde değil, ama bu da organik "cherry" idi, çekirdekten büyüyüp ilk meyvalarını da vermeye başlamıştı, zarif mi zarif, kopkoyu yeşil yapraklı, "şık" bir arkadaş, sıkışık balkon sakinleri içinde kendi halinde büyüyüp giden bir tanesi!) Yapraklarda bir sürü küçük delik... Sanki biri eline bir yorgan iğnesi almış, üşenmeden delikler açıp durmuş... Biz topluyoruz, o görünmeyen "fail" gece çalışıp ertesi sabaha yeni delikler açıyor...
"Şunları bir de makro ile görüntüleyelim bakalım" diye, üç dört küçük dalı kopardık. Masanın üstüne aldık. Resimler çekildi. 5-10 dakika sonra bir de baktık ki "fail" orada! O ana kadar hiç ortada olmayan bu yaratık, yaprağın neresine saklanmıştı da hiç gözükmüyordu, ne işti bu? Şimdi ben bu satırları yazarken, "O" masamın üstünde kahvaltı rehaveti içinde. Yaprağın arkasında ve ana damara uzunlamasına kendini iyice "araziye uydurmuş", çıplak gözle ve uzaktan farkedilmesi imkan dışı, öylece hareketsiz duruyor. Hatta uyuyor galiba. Uyu bakalım yeşil davetsiz! Şimdi bütün arama motorlarına bakacağız senden doğal yöntemlerle kurtulmak nasıl mümkün diye! İnşallah çok geç kalmamışızdır tabii.
İpek böcekçiliği yapmıyoruz ki biz burada...



Hiç yorum yok: