Şubat 27, 2011

"PDA" ALTINCI YILINA YAKLAŞIRKEN ...

Bu yılın Mayıs'ında, "Evde Pembe Domates Serüveni" ve ardından gelişen "P.D.A"; Pembe Domates Ağı altı yaşına basacak!

Geçen beş yıl içinde yola çıkarken amaçladığımız Türkiye'de yetişen "doğal pembe domates"e dikkat çekmek ve onu koruma konusunda hayli yol alındı...
Bu arada sayısı 3000'lere varan PDA üyesi tarafından "balkonda tarım" uygulaması yapıldı.
Yalnız, PDA Manifestosu'nun son maddesinde

"...Bunun için kendi aramızda yardımlaşırken tohumlarımızın genetiği ile oynanmaması, "terminatör" teknolojiler eliyle endüstriyel hale gelmemesi için pembe domates ağının genişlemesine çalışacağız!"

demiştik. Moda deyişle yeterince "farkındalık" yaratıldı! Ama şimdi bazı kuşkularımız da var. Çünkü "farkındalık"ın çok ötesinde bir pembe domates piyasası da oluştu. Pazara gelene kadar geçen süre ve yola dayanamadığı için köylünün üretmekten vazgeçtiği pembeler şimdi gene piyasada!
Lüks manavlarda mevsiminden önce ortaya çıkan ve tornadan çıkmış gibi birbirine benzeyen pembe domatesler, hatta "%100 de 100 ekolojik" pazarlarda seralardan getirilip, Ocak'ta Şubat'ta satılmaya başlanan "organik pembe domates"ler görmek mümkün artık... Çeşitli piyasalarda alınıp satılan ya da değiş tokuş edilen kimi pembe domates tohumları, endüstriyel olarak hazırlanıp, paketlenip satışa sunulan pembe domates tohumları, Internet üzerindeki kimi açık artırma sitelerinde satılan pembe domates tohumları görmek mümkün... Bu manzara iyi mi, kötü mü? Sevinelim mi yoksa daha da dikkatle mi bakalım? İster istemez ikinci yolu tutuyoruz.

Tarih:26 Şubat 2011... Pembe Domatesler... Yerseniz!

Öte yandan "PDA Manifestosuna uygun davranacağına söz verilmesi" koşulunu yerine getirip PDA'na üye olanlar içinden bile "aykırı" davranışlara girenlere rastlandı. Diğer üyelere ya da başka gruplara tohum satmaya ya da  endüstriyel üretimle pembe domates ticareti yapmak için bu ağı reklam aracı gibi kullanmaya kalkışmak gibi. Hele "Bunlar PDA tohumu" diyenlere de rastlanınca kendimize sorduk, "...biz ne amaçlamıştık, bunlar ne yapıyor?" diye...


Gelinen bu kesitte bütün bu gerekçelerle artık "evladiyelik doğal pembe domates" tohumlarının toplu gönderimlere malzeme yapılmasından vazgeçtik. Zaten eski üyelerimiz kendi tohumlarını elde edip sürdürüyorlar.  50 yıllık evladiyelik tohumlarıyla bu ağın oluşmasına vesile olan Hafize Nine ise artık aramızda değil. Baliç'ler onun bahçesinin yaşaması için ellerinden geleni yapsa bile... Gene onun tohumlarını sürdüren Metin Varol kendi tarlalarını bir süreliğine nadasa bıraktığı için o lüksümüz de artık kalktı... Bu yüzden onun tohumlarıyla yola çıkanlar ellerindekinin değerini iyi bilmeli...

PDA'na yeni üye olup da tohum isteyenlere gelince... İzmir ve Ankara gibi üyelerin birbirini tanıdığı yerlerde paylaşım sürüyor. Yöntemi de üyelerimiz kendi aralarında geliştirip uyguluyorlar. Sevgili Nail Sarı'nın İzmir'de yaptığı gibi... İstanbul'da da koordinatörük işlevi üstlenen arkadaşlarımızdan bazıları ve kimi deneyimli PDA üyeleri şu sıralarda benzeri planlar yapıyor. Basın sözcümüz Yeşim Güriş ve tam bir yararlı bilgi deposu dostumuz Ayşen Ertür, İstanbul'a, yeni üyelere mesaj vermeye hazırlanıyorlar.
Biz sessiz kalarak izliyoruz bu gelişmeleri. Pembe Domates Ağı'nın kendi kendini yönetmesini yani. Son aylarda aşırı iş yükü altında çalışan, çalışma temposu ve düzeni normale dönene kadar Koordinatörlük'ten ve "moderasyon"dan affını isteyen sevgili Nalan Cantav da öyle. Kendi kendini yöneten bir PDA görmek hepimizi çok mutlu ediyor...

Hazır uzun uzun lafa girişmişken yeni üyelerimize de bir iki ipucu verelim.
Artık yavaş yavaş çimlendirme zamanı geliyor. Sıcak iklimli yörelerde tam zamanı. İstanbul'da, Marmara'da da Mart başında tohumlar çimlendirme kaplarına girmeli. Bunu ilk kez yapacaklar için resimli rehberler PDA Ana Sitesi'nde! Keza farklı yörelerdeki uygulamaların da görülebileceği PDA Üye Web Günlükleri hep el altında...
Bu serüven bir balkonda başladı biliyorsunuz... Amaç kentte de doğal tarım yapılabileceğini görebilmek ve göstermekti. Yalnız balkondan balkona fark var ve bu başarınızı doğrudan etkileyecek bir husus. Şayet balkonunuz günde en az 6 saat güneş görüyorsa, çapı en az 40 cm. yüksekliği de 50-60 cm. olan bir kaç saksıyı barındırmaya elverişli ise orada pembe domates yetiştirebilirsiniz. Böyle değilse pembe yerine "cherry" ya da küçük saksılarda yetişebilen kırmızı domates türlerine yönelin. Bazıları da camekanla kaplı balkonlarda denemeye girişiyor. Camekanlı ise balkonunuz o zaman camları açmanız gerek. Bazı balkonlar da işlek taşıt trafiği olan caddeler üzerinde. Sevgili Münevver Eminoğlu söylemişti, "böyle yerlede egzos, mazot, v.s. kokabilir ürünler" diye. Öyle de oluyor gerçekten. Biz bunu aşmak için koruyucu torbalardan bir ölçüde yararlanmıştık.
Bu yüzden balkon deyip geçmemek lazım işte... Bahçeniz, tarlanız varsa o zaman olgunlaşan fideleri doğrudan toprağa dikeceğiniz için işiniz daha kolay...



İşte PDA altıncı yaşına yaklaşırken durumlar böyle böyle...
Hepinize bol hasatlı bir 2011 yazı diliyoruz...

Ocak 16, 2011

ŞUBAT'TA İKİNCİ BASKISI ÇIKIYOR: "TÜRK TARIMININ BİLİNÇLİ YOKEDİLİŞİ"

Gazeteci Yazar Serpil Özkaynak'ın "Türk Tarımının Bilinçli Yokedilişi" başlıklı kitabının ikinci baskısı Şubat 2011'de (öncelikle Kabalcı'da, D&R'de, Beyaz Adam'da ) satışa çıkacak!
Özkaynak bu kitabı hakkında şöyle diyor:
"... zaten amaç, tarımın sorunlarını daha fazla insana duyurabilmek değil mi? Kitabın birinci baskısı 3 yıl önce yapılmıştı. Hoş, aradan geçen zaman içinde sorunlarda pek bir şey değişmedi. İkinci baskı için kitapta bir değişiklik yapmadım... Onun yerine, 2010 baskısına önsöz yazdım ve burada son 3 yıl içinde neler olup bitti, özetledim. Hatta bu özeti de Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Ahmet Atalık ile birlikte yaptık!"

Kitabın içeriği şu bölüm ve konuları içeriyor:

  • Atatürk Ne Dediyse, Tersi Yapılıyor
  • Büyük Suçlama: Tarımı Tarım Bakanı Bile Kurtaramaz
  • AB'den Türk Çiftçisine: Sen üretme, al parayı!
  • Yabancılar Ne Derse, O Yasalaşıyor IMF'in elinde oyuncak olduk!
  • Türkiye'yi Gerileten İlerleme Raporu
  • ABD'nin Her Tarım Hamlesinden Nasibimizi Aldık
  • Tohum Savaşını Türk Çiftçisi Kaybetti
  • Türk Çiftçisini "fişliyorlar"
  • Yöresel Toprak Ağaları Yerine Toprak Holdingleri
  • Tarımı Önce Hormonlayıp Sonra Organikleştirdiler
  • Nerede O "pamuk üretim devi" Türkiye? Pamuk elimizden uçuyor!
  • Şeker Fabrikasını bize sat, Karını Hazineye Bağışlayalım!
  • Buğdayı "kuraklık" değil, "vurdumduymazlık" vurdu!
  • Türk pirinci ABD'ye teslim!
  • Tütüne kıyıyorlar
  • Çayın da Tadını Kaçırdılar
  • Fındığın Var, Derdin Var!
  • Zeytin Dalında Kurudu
  • Sebze ve Meyvede Sistem Değişmiyor Köylü Üretiyor, Aracı Kazanıyor
  • Süt Üreticisi de Tüketicisi de Mutsuz
  • Etin Kilosu Maliyeti Karşılamıyor
  • Topraksız Tarım: Arıcılık
  • Bölgeler ve Sorunları
  • Sulama Projeleri Yıllarca Engellendi
II. Kısım
  • Tekel Özelleşecek Reji Geri Gelecek
  • Bağımsızlığın Bittiği Nokta Reji
  • Sanki IMF'nin Osmanlı Şubesi: Düyun-u Umumiye İdaresi
  • Paranın Gücü: Rotschild Ailesi
  • İmparatorluk İçinde İmparatorluk
  • Osmanlı'nın ekonomisi nasıl çöktü?
  • Reji'den Ders Almayan Liberal Saflık: Ali Paşa'nın Vasiyeti
  • TEKEL'in gerçek değeri
EK:1   Bazı İllerin Tarıma Yönelik 2007 Değerlendirme Raporları
Ek 2   TZOB'nin Tarım ve Gıda Fiyatlarıyla İlgili Son Gelişmeleri Değerlendirmesi
Ek 3:  TZOB Genel Bşk. Şemsi Bayraktar'ın Süt Sektör Değerlendirmesi Basın Toplantısı Konuşma Metni
Ek:4   Atatürk'ün Ziraat Bankası'na çizdiği yol

ISBN: 978-605-5622-37-4
2. Basım Aralık 2010
Billdik Basın Yayın Dağıtım - www.yayinb.com

Ocak 15, 2011

BİTKİ PASAPORTU

BİTKİ PASAPORTU SİSTEMİ VE OPERATÖRLERİN KAYIT ALTINA
ALINMASI HAKKINDA YÖNETMELİK

Amaç
             MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; zararlı organizma taşıyıcısı olabilecek bitki, bitkisel ürün ve diğer maddeler ile bunları üreten, ithalatını ve ticaretini yapan ve depolayanları kayıt altına almak, bu materyallerin hareketlerini izlemek, herhangi bir zararlı organizmaya rastlanması durumunda kaynağı bulunarak gerekli tedbirleri almaktır.
 Devamı: 12 Ocak 2011 tarihli, Resmi Gazete'de!

Aralık 30, 2010

2011'e GİRERKEN...

Tüm PDA Üyelerine mutlu, sağlıklı, verimli bir yeni yıl diliyoruz...

Aralık 20, 2010

Crop Diversity Topics no.24 2010

A decade ago, internet mania coursed through the world’s equity markets. For a brief time, Cisco, a maker of internet routers and switchers (does anyone really know what they do?) had the highest market value of any company in the world. Stock markets wobbled with intoxication in a huge and historic investment bubble. The pop was inevitable. So was the hangover.

Today we have a genebank bubble. Someone needs to say it. The message will not be welcomed, just as warnings of the internet bubble were derisively dismissed while the bubble and the risk grew larger and larger.

What’s a genebank bubble and what evidence do we have of one?

Devamı:


Crop Diversity Topics no.24 2010:

Ağustos 30, 2010

100 Ways to Use a Tomato | Endless Simmer

100 Ways to Use a Tomato | Endless Simmer:
Sonu yok gerçekten! Yeter ki doğru domateslerimiz olsun!

Ağustos 12, 2010

TUTALARA BİYOLOJİK SİLAH: 3 BÖCEK

"Closterocerus Clavus", "Bracon Didime" ve "Ratzeburgiola Cristatus"... Bunlar bu yıl ciddi tehdit oluşturan Tuta Kelebeği ya da Domates Güvesi ile de doğal yoldan mücadele eden 3 böcek.

MKÜ Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Miktad Doğanlar,  tarım ilaçlarının kullanılmadığı MKÜ Araştırma Enstitüsü'ne ait domates seralarında çeşitli parazitlerin zararlıya yöneldiğini tespit ettiklerinin ve yüzde 70’lere varan düzeyde "yok edici" etki gösterdiklerini belirtmiş...

Radikal'deki haberin ayrıntıları şurada!

Ağustos 09, 2010

Ahmet ÖRS:- En iyi yerli yemek blogları

Ahmet ÖRS bugünkü Sabah /Pazar'da yazmış: "En iyi yerli yemek blogları"

pembedomates.blogspot.com
İlk tanıştığım bloglardan biri 'Pembe Domates Ağı' idi. Genleriyle oynanmış, tatsız, kokusuz domateslere mahkûm olduğumuz bugünlerde pembe domateslere gönül vermiş kişilerin ortak blogunu okudukça, damağımda bu nefis domatesin zarif lezzetini, aromalarını hissettim. Pembe domates grubunun kendi aralarında yaptıkları tohum alışverişine, bu meyveleri organik koşullarda yetiştirmek için gerekli doğal yöntemler hakkında bilgi ve deneyim paylaşımına hayranlık duydum. Önce blogu sayesinde tanıştığım pembe domatesler artık favorim. Organik pazarlarda bulabildikçe alıyor, çocukluğumun incecik kabuklu, neredeyse çekirdeksiz ve sulu o nefis domatesleri mütevazı soframı bir ziyafet ortamına dönüştürüyor.

Ağustos 03, 2010

Güngör Uras dikkat çekiyor: Tuta Kelebeği!

Bugünkü Milliyet'te Güngör URAS "tuta kelebeği"ne dikkat çekiyor:
"Tarla Domatesi Yemek Hayal Oluyor!"

Bu da aynı gazeteden bir başka domates haberi:
"Bir kilo ağırlığında domates yetiştirdi!"

Temmuz 13, 2010

APARTMAN TARIMI


Toprakla bu yeniden kavuşma, çok yeni olmayan balkonda saksı yetiştiriciliğinin yeni bir dönemi. Çicek yetiştirmenin ötesine geçen, saksıda doğal sebze veya meyva yetiştirme uğraşı... Bu tarz bir yetiştiricilik, büyük ölçüde cesaret, inat ve sevgi ile yürütülmekte...

(Devamı

 

Bu da Sahrap Soysal'dan :

Siz de meyve ve sebzelerin kendilerine has tatlarını yitirdiklerini düşünenlerden misiniz? Yanıtınız evetse, balkon ya da bahçenize maydanoz, dereotu, nane ekmenin yollarını aramaya başlamışsınızdır bile...

"Pembe Domatesler"

Haziran 09, 2010

"TOHUM KATEDRALİ"

Zeynep Uygun yollamış:

"Bitkilere ihtiyacımız var"!

Tohum Katedrali World Expo 2010 fuarında Birleşik Krallık’ın fuara katıldığı standın adı... Ziyaretçilerine basit bir mesaj veriyor: "Hayatın devamı için bitkilere ihtiyacımız var." İnsanların teknolojik yenilikler içinde kendilerini kaybettiği bir ortamda doğa ile ilgili bir mesajın fütüristik bir tasarım içinde verilmesi etkiyi en üst seviyeye çıkarıyor.
Tohum Katedrali | Haberler | Mimari || Mimari Platform

Nisan 05, 2010

SAYIN PDA ÜYELERİNE ve İLGİLENEN HERKESE...

Geçtiğimiz hafta sonu Şişli Ekolojik Pazarında "Emanetçiler Derneği, Fikir Sahibi Damaklar ve Pembe Domates Ağı temsilcileri envai çeşit sebze tohumunu ücretsiz olarak dağıttı, tohumlar konusunda sohbet etti ve Tohum Ağı konusunda bilgi verdi."  diye haberler yayınlanmakta...
İlk bakışta çok olumlu bir işbirliği ve onun tezahürü gibi görünüyor, öyle değil mi?

"Fikir Sahibi Damaklar"ın bu konudan haberi olmadığını bu sabah öğrendik. "Pembe Domates Ağı" da orada değildi. Bir takım pembe domates tohumları dağıtılmış olabilir, bizimle, PDA ile bu olayın hiç bir ilgisi yoktur! Bizim kime ve nasıl tohum verdiğimizi en iyi siz sayın PDA Üyeleri bilir.

Bu vesile ile sayın PDA üyelerine ve konuyla ilgilenen herkesle şunları tekrar paylaşma gereğini duyduk:

  • Bizler elimizdeki evladiyelik ("heirloom") pembe domates tohumlarını karşılıksız olarak 2006'dan bu yıla kadar paylaştık. Ama bunu yaparken öyle isteyen herkese değil, yalnızca kimliğini belirtip, PDA Manifestosu'na uygun davranacağına söz verenlere, yani "PDA üyeleri"ne dağıttık. (Zaten bu yıla ayrılan tohumlar da bittiğinden ve üyelerimize açıkladığımız birtakım başka nedenlerden dolayı) 2010 yılı da bu işi son kez yaptığımız yıl oldu. Bundan sonra bu ortamda ve grup haberleşme ağımızda yalnızca bilgi ve deneyim paylaşacağız...
  •  PDA eliyle paylaşılan tohumlardan elde edilen yeni tohumları bundan böyle üyelerimiz dilediği gibi kendi dostlarıyla paylaşabilir. Onlara güveniyoruz, çünkü onları verirken zaten Manifesto'ya uygun davranacaklarını biliyoruz. Hiçbir PDA üyesinin kalkıp da Monsanto'ya, İsrael ilintili GDO laboratuvarlarına, hatta daha önce de talepte bulunduklarını bildiğimiz kimi süper marketlerin ürün geliştirme departmanlarına bu tohumlardan vereceğini, ya da s a t a c a ğ ı n ı hiç sanmıyoruz, buna ihtimal dahi vermiyoruz.
  • PDA "Fikir Sahibi Damaklar" dışında hiçbir oluşum ya da örgütle işbirliği içinde de değildir. 2006 yılında Buğday Derneği'nin başlattığı Tohum Ağı Projesinde sadece bilgi paylaşımı bağlamında yer aldık. Türkiye'de nerelerde doğal pembe domates yetiştirildiği, kent tarımında pembe domatesin evlerde, balkonlarda nasıl yetiştirilebileceği gibi konularda bildiklerimizi paylaştık. Ancak bu projenin denetimi/yönetimi bir başka derneğin eline geçeli beri bu projenin de içinde olmamayı tercih ettik. (*)

Bu nedenle nerede ve nasıl olursa olsun ortalıkta "PDA Tohumu" diye dolaşan pembe domates tohumları görür ya da duyarsanız, biliniz ki bizimle hiçbir ilişkisi yoktur.

Ayrıca "PDA - Pembe Domates Ağı" unvan ve logosu yasal koruma altında olup, bizim adımıza veya bu adı kullanarak tohum alıp verenlerden bizi haberdar ederseniz seviniriz...
*****************************************************************

(*) Neden her yerel tohuma sahip çıkışa kuşku ile bakılması gerektiği hk. mesela bakınız: 
http://pembedomates.blogspot.com/2006/06/oregonda-trk-pembeleri-yeni-kaynaklar.html

Şubat 04, 2010

FİKİR SAHİBİ DAMAKLAR, ETİKET HAFİYELERİNİ ÇAĞIRIYOR!

Sevgili Defne yazmış:



...ilisikte 15 Subat Pazartesi ve 21 Subat Pazar gunleri !f Istanbul 9. AFM Uluslararasi Bagimsiz Filmler Festivali kapsaminda gerceklestirecegimiz etkinliklerin basin bultenini bulacaksiniz. ayrica www.fikirsahibidamaklar.org/basin/ link'inde de bir basin dosyasi olusturduk. 

gidadaki kirlenmenin ozellikle ve oncelikle GDO uzerinden konusuldugu bugunlerde, kavradigimiz yegane gercek: meselenin mevzuata birakilamayacak kadar onemli oldugu oldu. gidamiza, herkesten once biz tuketiciler sahip cikmak mecburiyetindeyiz. 

toprak anaya sahip cikmanin yolu, sehirlerden, supermarket raflarindan geciyor. sehirli tuketicinin satin almakta oldugu gidayi yakindan tanimasi gerek.

bu amacla kurguladigimiz kampanyamizin bilgisini uygun gordugunuz kisi ve kurumlara ileterek cabamiza destek vermenizi rica ediyor, konuyu ilginize sunuyorum.

sevgilerimle,
D.

Aralık 30, 2009

2010'a GİRERKEN...

2010'a girerken Pembe Domates Ağı'nın tüm üyelerine mutlu, huzurlu, sağlıklı, verimli, keyifli günler,
haftalar, aylar... diliyoruz...

Aralık 06, 2009

DANIŞTAY'IN GDO YÖNETMELİĞİ İLE İLGİLİ DURDURMA KARARLARI

Danıştay'ın, GDO Yönetmeliği ile ilgili son kararları:

E:2009/14562
ÖZET: Gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerin ithalatı, izlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimi konularındaki düzenlemenin yasa ile yapılabileceği hk.


          T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas  No   : 2009/14562
           

                Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen:

                Davalı                                               :  Tarım ve Köyişleri Bakanlığı - ANKARA
                Davanın Özeti                     :  26.10.2009 tarih ve 27388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmeliğin iptali ve öncelikle 11. ve 20. maddelerinin  yürütülmesinin durdurulması istenilmektedir.
                Danıştay Tetkik Hakimi      :
                Düşüncesi                           :Dava, 26.10.2009 tarih ve 27388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmeliğin iptali ve öncelikle 11. ve 20. maddelerinin  yürütülmesinin durdurulması istemiyle açılmıştır.
                Gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerinin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimi konularında, dava konusu yönetmelikte kapsamı ve içeriği belirtilen şekilde, mevzuatımızda ilk defa ayrıntılı düzenlemerin yapılması, öncelikle bu konuda yasa çıkartılarak, esaslarının belirlenip çerçevesinin çizilmesini gerektirmektedir.
                Dava konusu Yönetmeliğin 3.maddesinde "dayanak" olarak belirtilen çeşitli yasalarda davalı idareye yetki veren hükümler;  esasları belirlenmeden ve çerçevesi çizilmeden genel ifadelerle ve bazı alanlarda da sınırlı düzenleme yapma yetkisi verdiği, bu hükümlerin ; davalı idareye, GDO lu ürünlere ilişkin olarak, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili temel ilkeler, esaslar, yasaklar ve yaptırımlar koyup, kurullar oluşturarak, onlara görev ve yetkiler verecek şekilde kapsamlı düzenlemeleri mevzuatımızda ilk defa yapmasına, dolayısıyla dava konusu yönetmeliğe yeterli hukuki dayanağı oluşturmamaktadır.
                Belirtilen  nedenle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesinde yürütmenin durdurulması için aranılan koşulların gerçekleştiği anlaşıldığından; yürütmenin  durdurulması isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
                Danıştay Savcısı                 :
                Düşüncesi                           : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 27. maddesi uyarınca yürütmenin durdurulması isteminin incelenmesi için davalı idarenin savunmasının alınması; bununla birlikte davanın durumuna, uyuşmazlığın niteliğine ve davacı tarafından ortaya konulan savlara göre Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesinin, aynı maddenin 5., 6. ve 7. fıkralarının, 14. maddesinin 1. fıkrası ile 15. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "... %0,9'un üzerinde GDO içermesi halinde ..." tümcelerinin yürütmesinin, davalı idarenin savunması alındıktan sonra yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilinceye kadar, durdurulması gerektiği düşünülmektedir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
                Hüküm veren, 2575 sayılı Danıştay Kanununun Ek 1. maddesi uyarınca, Danıştay Onuncu ve Onüçüncü Dairelerinden oluşan Müşterek Kurulca,  gereği görüşüldü :
                Dava, 26.10.2009 tarih ve 27388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmeliğin iptali ve öncelikle 11. ve 20. maddelerinin  yürütülmesinin durdurulması istemiyle açılmıştır.
                Anayasanın; 56.maddesinde, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin Devletin ve vatandaşların ödevi olduğu, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak amacıyla faaliyette bulunacağı öngörülmüş, 172.maddesinde de, Devletin, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alacağı hükme bağlanmıştır.
                Anayasanın 124. maddesinde ise, "Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler."   hükmüne  yer verilmiştir.
        Dava konusu 26.10.2009 tarih ve 27388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmeliğin 1. maddesinde, yönetmeliğin, insan yaşamı ve sağlığı, hayvan sağlığı ve refahı, tüketici çıkarları ve çevrenin en üst düzeyde korunması için genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri ile genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünlerini içeren gıda ve yem maddeleri hakkında karar verme, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili usul ve esasları belirlemek amacıyla çıkartıldığı belirtilmektedir.
         Anılan Yönetmeliğin; 2.maddesinde, kapsamı ve istisnası; 3. maddesinde, bu Yönetmeliğin; 18/4/2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanunu'nun 10 uncu maddesi, 7/8/1991 tarihli ve 441 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun, 29/5/1973 tarihli ve 1734 sayılı Yem Kanunu ile 29/6/2001 tarihli ve 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanmasına Dair Kanuna dayanılarak hazırlandığı; 4.maddesinde, yönetmelikte geçen tanımlar; 5.maddesinde,  genel hükümler, zorunluluklar ve yasaklar; 6.maddesinde, izin koşulları; 7.maddesinde, "komite" nin oluşturulması; 8.maddesinde, komitenin görev ve yetkileri; 9. maddesinde,  GDO lu  ürünün  komite  tarafından  değerlendirilmesi  amacıyla  gen sahibi tarafından yapılacak başvuru; 10.maddesinde, maddede belirtilen konularda çalışmalar yapmak  üzere  çalışma  grupları  kurulabilmesi;   11. maddesinde,  GDO   lu  ürünün  ithalatı; 12.maddesinde, GDO lu ürünlerin işlenmesi ve depolanması; 13.maddesinde, GDO lu ürünün ihracatı; 14.ve 15. maddelerinde, GDO lu gıdaların ve yemlerin etiketlenmesi; 16.maddesinde, GDO lu ürünlerin ithal veya ihracından son tüketiciye ulaşana kadar  izlenmesi; 17.maddesinde, denetim ve kontrol; 19.maddesinde, bu yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında uygulanacak idari yaptırımlar düzenlenmiş olup; 20.maddesinde,  bu yönetmeliğin yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği öngörülmüştür.
        20.11.2009 tarih ve 27412 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle, 26.10.2009 tarih ve 27388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan dava konusu Yonetmeliğin; 5. maddesinin 1.fıkrası, 7.maddesinin 1.fıkrası, 11.maddesinin 1/a fıkrası ve 15.maddesinin 1.fıkrası değiştirilmiş, 5.maddesinin 6.,7.,8.fıkraları ile 11.maddesinin 1/b fıkrası yürürlükten kaldırılmış, ayrıca yönetmeliğe bir geçici madde eklenmiştir. Öte yandan, değişikliğe ilişkin bu yönetmeliğin 26.10.2009 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde  yürürlüğe girdiği belirtilmiş ve Yönetmeliğin genel esaslarıyla varlığı devam ettirilmiştir.
     Bakılan uyuşmazlıkta, davalı idarenin, yukarıda sözü edilen alanı, dayanağı olarak gösterilen mevzuat esas alınarak ve yönetmelikle düzenleyip düzenleyemeyeceğinin irdelenmesi  gerekmektedir.
        Yukarıda aktarıldığı üzere, dava konusu Yönetmeliğin 3.maddesinde, Yönetmeliğe dayanak olarak gösterilen düzenlemelerden sadece 5488 sayılı Tarım Kanunu'nda dayanak yasa maddesinin 10.madde olduğunun belirtildiği, diğer dördünde ise, açıkça dayanılan maddeler belirtilmeyerek, Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin adlarının sayılmasıyla yetinilmiş bulunmaktadır. Anılan düzenlemelerde; konunun çerçevesi çizilmeden, genel kavramlara yer verildiği ve bu haliyle dava konusu Yönetmeliğin ancak belli kısımlarına dayanak oluşturabilecekleri anlaşıldığından; idarece, yukarıda belirtilen kapsamda, ayrıntılı olarak ve mevzuatımızda ilk defa ortaya konulan düzenlemelerin (yönetmeliklerin) yapılabilmesi  için  yeterli  dayanağı  oluşturamayacakları  sonucuna  varılmaktadır.
      Anayasa Mahkemesinin, bir çok kararında olduğu gibi, 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun' un bazı maddelerinin Anayasaya aykırılık iddiasının incelendiği 8.1.2009 tarih ve E:2004/69 K:2009/6 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Anayasa’nın 7. maddesinde, yasama yetkisinin Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olduğu ve bu yetkinin devredilemeyeceği; 8. maddesinde,  yürütme yetki ve görevinin Anayasa’ya ve yasalara uygun olarak kullanılacağı ve yerine getirileceği, buna göre, yürütmenin düzenleme yetkisinin, sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetki olduğu, Anayasa’da öngörülen ayrık durumlar dışında, yasalarla düzenlenmemiş bir alanda, yasa ile yürütmeye genel nitelikte kural koyma yetkisi  verilemeyeceği ve yasada açıkça esasları belirlenmeden, çerçevesi çizilmeden, Bakanlığa Yönetmelikle alt düzenlemeler yapması konusunda çok geniş yetkiler verilmesinin yasama yetkisinin devri niteliği taşıyacağı tartışmasızdır.
                Bu durumda, gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimi konularında, yukarıda kapsamı ve içeriği belirtilen şekilde, öncelikle bu konuda yasa çıkartılarak, esaslarının belirlenip çerçevesinin net olarak çizilmesini gerektirmektedir.               
                Bu itibarla, çeşitli yasalarda yer alan, esas belirlemeyen ve çerçeve çizmeyen genel ifadeler ile bazı alanlarda sınırlı düzenleme yapma yetkisi veren, konuyla ilgili hükümler ; davalı idareye, GDO lu ürünlere ilişkin olarak, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili temel ilkeler, esaslar, yasaklar ve yaptırımlar koyup, daha önce hiçbir yasada düzenlenmemiş olan "komite" adlı kurul ile çalışma grupları oluşturarak, onlara görev ve yetkiler verecek şekilde kapsamlı düzenlemeleri ilk defa yapmasına ve dolayısıyla da dava konusu yönetmeliğe yeterli hukuki dayanağı oluşturmamaktadır.
                Nitekim, dava konusu yönetmelikle düzenlenen konulara ilişkin olarak, ülkemizde çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı ile bitki, hayvan ve insan sağlığı ve yaşamının korunması için 4898 sayılı Kanunla onaylanan Cartagena Biyogüvenlik Protokolü de dikkate alınarak, modern biyoteknoloji kullanılarak elde edilen genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünler ile ilgili faaliyetleri düzenlemek, denetlemek, izlemek üzere biyogüvenlik sistemini kurmak, geliştirmek ve uygulanmasını sağlamak amacıyla, araştırma ve geliştirme, muamele, kullanım, taşıma, ithalat ve ihracatı da kapsayan ticari işlemler de dahil olmak üzere GDO ve ürünlerini içeren faaliyetler, bu faaliyetlerle ilgili gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişilerine dair hükümleri kapsar şeklinde davalı idarece çalışmaları yapılan, "Ulusal Biyogüvenlik Kanun Taslağı" nın Bakanlar Kuruluna sunulduğu yolundaki, davalı idarenin resmi internet sitesinde haber olarak yer alan bilgiler de, dava konusu yönetmelikle düzenlenen konuların tamamıyla bu konuda çıkartılacak bir yasa ile düzenlenmesi gerektiğinin bir diğer göstergesidir.
                Bu haliyle, dava konusu yönetmeliğin yasal dayanağı olarak, Kanunların ad ve numaralarının sayılması suretiyle gösterilen mevzuatın; Yönetmeliğin düzenlediği konuların, çevre, insan ve toplum sağlığı gibi temel hususları ilgilendirdiği dikkate alındığında, yönetmeliğin yasal dayanağı olarak kabulüne olanak bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
                Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesinde yürütmenin  durdurulması  için  aranılan  koşulların  gerçekleştiği  anlaşıldığından; 26.10.2009 tarih ve 27388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmeliğin 11. ve 20. maddelerinin yürütülmesinin durdurulmasına, 20.11.2009 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas  No   : 2009/14646
 
               Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen: Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi                                                                                                             Derneği
                Vekili                                                  :Av.

                Davalı                                              :  Tarım ve Köyişleri Bakanlığı - ANKARA
                Davanın Özeti                : 26.10.2009 tarih ve 27388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmeliğin  iptali ve yürütülmesinin durdurulması istenilmektedir.
                Danıştay Tetkik Hakimi      :
                Düşüncesi                           :Dava, 26.10.2009 tarih ve 27388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmeliğin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle açılmıştır.
                Gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerinin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimi konularında, dava konusu yönetmelikte kapsamı ve içeriği belirtilen şekilde, mevzuatımızda ilk defa ayrıntılı düzenlemerin yapılması, öncelikle bu konuda yasa çıkartılarak, esaslarının belirlenip çerçevesinin çizilmesini gerektirmektedir.
                Dava konusu Yönetmeliğin 3.maddesinde "dayanak" olarak belirtilen çeşitli yasalarda davalı idareye yetki veren hükümler;  esasları belirlenmeden ve çerçevesi çizilmeden genel ifadelerle ve bazı alanlarda da sınırlı düzenleme yapma yetkisi verdiği, bu hükümlerin ; davalı idareye, GDO lu ürünlere ilişkin olarak, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili temel ilkeler, esaslar, yasaklar ve yaptırımlar koyup, kurullar oluşturarak, onlara görev ve yetkiler verecek şekilde kapsamlı düzenlemeleri mevzuatımızda ilk defa yapmasına, dolayısıyla dava konusu yönetmeliğe yeterli hukuki dayanağı oluşturmamaktadır.
                Belirtilen  nedenle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesinde yürütmenin durdurulması için aranılan koşulların gerçekleştiği anlaşıldığından; yürütmenin  durdurulması isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
                Danıştay Savcısı                 :
                Düşüncesi                           : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 27. maddesi uyarınca yürütmenin durdurulması isteminin incelenmesi için davalı idarenin savunmasının alınması; bununla birlikte davanın durumuna, uyuşmazlığın niteliğine ve davacı tarafından ortaya konulan savlara göre Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesinin, aynı maddenin 5., 6. ve 7. fıkralarının, 14. maddesinin 1. fıkrası ile 15. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "... %0,9'un üzerinde GDO içermesi halinde ..." tümcelerinin yürütmesinin, davalı idarenin savunması alındıktan sonra yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilinceye kadar, durdurulması gerektiği düşünülmektedir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
                Hüküm veren, 2575 sayılı Danıştay Kanununun Ek 1. maddesi uyarınca, Danıştay Onuncu ve Onüçüncü Dairelerinden oluşan Müşterek Kurulca,  gereği görüşüldü :
                Dava, 26.10.2009 tarih ve 27388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmeliğin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle açılmıştır.
                Anayasanın; 56.maddesinde, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin Devletin ve vatandaşların ödevi olduğu, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak amacıyla faaliyette bulunacağı öngörülmüş, 172.maddesinde de, Devletin, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alacağı hükme bağlanmıştır.
                Anayasanın 124. maddesinde ise, "Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler."   hükmüne  yer verilmiştir.
        Dava konusu 26.10.2009 tarih ve 27388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmeliğin 1. maddesinde, yönetmeliğin, insan yaşamı ve sağlığı, hayvan sağlığı ve refahı, tüketici çıkarları ve çevrenin en üst düzeyde korunması için genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri ile genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünlerini içeren gıda ve yem maddeleri hakkında karar verme, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili usul ve esasları belirlemek amacıyla çıkartıldığı belirtilmektedir.
         Anılan Yönetmeliğin; 2.maddesinde, kapsamı ve istisnası; 3. maddesinde, bu Yönetmeliğin; 18/4/2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanunu'nun 10 uncu maddesi, 7/8/1991 tarihli ve 441 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun, 29/5/1973 tarihli ve 1734 sayılı Yem Kanunu ile 29/6/2001 tarihli ve 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanmasına Dair Kanuna dayanılarak hazırlandığı; 4.maddesinde, yönetmelikte geçen tanımlar; 5.maddesinde,  genel hükümler, zorunluluklar ve yasaklar; 6.maddesinde, izin koşulları; 7.maddesinde, "komite" nin oluşturulması; 8.maddesinde, komitenin görev ve yetkileri; 9. maddesinde,  GDO lu  ürünün  komite  tarafından  değerlendirilmesi  amacıyla  gen sahibi tarafından yapılacak başvuru; 10.maddesinde, maddede belirtilen konularda çalışmalar yapmak  üzere  çalışma  grupları  kurulabilmesi;   11. maddesinde,  GDO   lu  ürünün  ithalatı; 12.maddesinde, GDO lu ürünlerin işlenmesi ve depolanması; 13.maddesinde, GDO lu ürünün ihracatı; 14.ve 15. maddelerinde, GDO lu gıdaların ve yemlerin etiketlenmesi; 16.maddesinde, GDO lu ürünlerin ithal veya ihracından son tüketiciye ulaşana kadar  izlenmesi; 17.maddesinde, denetim ve kontrol; 19.maddesinde, bu yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında uygulanacak idari yaptırımlar düzenlenmiş olup; 20.maddesinde,  bu yönetmeliğin yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği öngörülmüştür.
        20.11.2009 tarih ve 27412 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle, 26.10.2009 tarih ve 27388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan dava konusu Yonetmeliğin; 5. maddesinin 1.fıkrası, 7.maddesinin 1.fıkrası, 11.maddesinin 1/a fıkrası ve 15.maddesinin 1.fıkrası değiştirilmiş, 5.maddesinin 6.,7.,8.fıkraları ile 11.maddesinin 1/b fıkrası yürürlükten kaldırılmış, ayrıca yönetmeliğe bir geçici madde eklenmiştir. Öte yandan, değişikliğe ilişkin bu yönetmeliğin 26.10.2009 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde  yürürlüğe girdiği belirtilmiş ve Yönetmeliğin genel esaslarıyla varlığı devam ettirilmiştir.
     Bakılan uyuşmazlıkta, davalı idarenin, yukarıda sözü edilen alanı, dayanağı olarak gösterilen mevzuat esas alınarak ve yönetmelikle düzenleyip düzenleyemeyeceğinin irdelenmesi  gerekmektedir.
        Yukarıda aktarıldığı üzere, dava konusu Yönetmeliğin 3.maddesinde, Yönetmeliğe dayanak olarak gösterilen düzenlemelerden sadece 5488 sayılı Tarım Kanunu'nda dayanak yasa maddesinin 10.madde olduğunun belirtildiği, diğer dördünde ise, açıkça dayanılan maddeler belirtilmeyerek, Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin adlarının sayılmasıyla yetinilmiş bulunmaktadır. Anılan düzenlemelerde; konunun çerçevesi çizilmeden, genel kavramlara yer verildiği ve bu haliyle dava konusu Yönetmeliğin ancak belli kısımlarına dayanak oluşturabilecekleri anlaşıldığından; idarece, yukarıda belirtilen kapsamda, ayrıntılı olarak ve mevzuatımızda ilk defa ortaya konulan düzenlemelerin (yönetmeliklerin) yapılabilmesi  için  yeterli  dayanağı  oluşturamayacakları  sonucuna  varılmaktadır.
      Anayasa Mahkemesinin, bir çok kararında olduğu gibi, 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun' un bazı maddelerinin Anayasaya aykırılık iddiasının incelendiği 8.1.2009 tarih ve E:2004/69 K:2009/6 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Anayasa’nın 7. maddesinde, yasama yetkisinin Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olduğu ve bu yetkinin devredilemeyeceği; 8. maddesinde,  yürütme yetki ve görevinin Anayasa’ya ve yasalara uygun olarak kullanılacağı ve yerine getirileceği, buna göre, yürütmenin düzenleme yetkisinin, sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetki olduğu, Anayasa’da öngörülen ayrık durumlar dışında, yasalarla düzenlenmemiş bir alanda, yasa ile yürütmeye genel nitelikte kural koyma yetkisi  verilemeyeceği ve yasada açıkça esasları belirlenmeden, çerçevesi çizilmeden, Bakanlığa Yönetmelikle alt düzenlemeler yapması konusunda çok geniş yetkiler verilmesinin yasama yetkisinin devri niteliği taşıyacağı tartışmasızdır.
                Bu durumda, gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimi konularında, yukarıda kapsamı ve içeriği belirtilen şekilde, öncelikle bu konuda yasa çıkartılarak, esaslarının belirlenip çerçevesinin net olarak çizilmesini gerektirmektedir.               
                Bu itibarla, çeşitli yasalarda yer alan, esas belirlemeyen ve çerçeve çizmeyen genel ifadeler ile bazı alanlarda sınırlı düzenleme yapma yetkisi veren, konuyla ilgili hükümler ; davalı idareye, GDO lu ürünlere ilişkin olarak, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili temel ilkeler, esaslar, yasaklar ve yaptırımlar koyup, daha önce hiçbir yasada düzenlenmemiş olan "komite" adlı kurul ile çalışma grupları oluşturarak, onlara görev ve yetkiler verecek şekilde kapsamlı düzenlemeleri ilk defa yapmasına ve dolayısıyla da dava konusu yönetmeliğe yeterli hukuki dayanağı oluşturmamaktadır.
                Nitekim, dava konusu yönetmelikle düzenlenen konulara ilişkin olarak, ülkemizde çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı ile bitki, hayvan ve insan sağlığı ve yaşamının korunması için 4898 sayılı Kanunla onaylanan Cartagena Biyogüvenlik Protokolü de dikkate alınarak, modern biyoteknoloji kullanılarak elde edilen genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünler ile ilgili faaliyetleri düzenlemek, denetlemek, izlemek üzere biyogüvenlik sistemini kurmak, geliştirmek ve uygulanmasını sağlamak amacıyla, araştırma ve geliştirme, muamele, kullanım, taşıma, ithalat ve ihracatı da kapsayan ticari işlemler de dahil olmak üzere GDO ve ürünlerini içeren faaliyetler, bu faaliyetlerle ilgili gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişilerine dair hükümleri kapsar şeklinde davalı idarece çalışmaları yapılan, "Ulusal Biyogüvenlik Kanun Taslağı" nın Bakanlar Kuruluna sunulduğu yolundaki, davalı idarenin resmi internet sitesinde haber olarak yer alan bilgiler de, dava konusu yönetmelikle düzenlenen konuların tamamıyla bu konuda çıkartılacak bir yasa ile düzenlenmesi gerektiğinin bir diğer göstergesidir.
                Bu haliyle, dava konusu yönetmeliğin yasal dayanağı olarak, Kanunların ad ve numaralarının sayılması suretiyle gösterilen mevzuatın; Yönetmeliğin düzenlediği konuların, çevre, insan ve toplum sağlığı gibi temel hususları ilgilendirdiği dikkate alındığında, yönetmeliğin yasal dayanağı olarak kabulüne olanak bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
                Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesinde yürütmenin  durdurulması  için  aranılan  koşulların  gerçekleştiği  anlaşıldığından; 26.10.2009 tarih ve 27388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmeliğin yürütülmesinin durdurulmasına, 20.11.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Referans Gazetesi'nde Danıştay'a bu konuda başvuruda bulunan avukat Gonca Eren ile ilgili haber:


 

 

 
 
 
AZLIK OYU : Aynı istemle açılmış olan 2009/14646  esas sayılı dosyada, 20.11.2009 tarih ve E:2009/14646 sayılı kararla, dava konusu Yönetmeliğin yürütmesinin durdurulmasına karar verildiğinden; bu dosyadaki aynı istem hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.

GDO'da bakanlığı dize getiren Gonca Hanım

Ankaralı genç avukat Gonca EREN, Danıştay'ın GDO Yönetmeliğini durdurmasını sağladı...
Haberin ayrıntıları için bkz:
Referans - | GDO'da bakanlığı dize getiren Gonca Hanım

Bravo Gonca Hanım...
:))