Mart 22, 2009
Mart 13, 2009
MANİFESTOMUZUN ÖNEMİ ya da AMAN DİKKAT!
Geçen yıl bu "Pencere Önü Bostanları" etiketli ürünleri görünce biz de sevinmiş, hatta bir iki paket alıp eşe dosta hediye etmiştik. Bir yandan da hafiften bir endişe duyup, "acaba ne tür tohumlar bunlar?" diye düşünmüştük. Sadece su vererek yetiştirilebilen bu tohumların genetiğine müdahale edilmiş miydi?
Bu sabah Hürriyet'te bu konu ile haberi görünce hemen okumaya koyulduk...
Endişeler boşuna değilmiş baksanıza;
"- Yeni çeşitler gelecek mi?
-Bunlardan sonra daha farklı kaplar içerisinde domates, biber, patlıcan gibi minyatürize edilmiş, meyvesi yenen sebzeler gelecek.
- Minyatürize edilmiş ne demek? Meyvesi mi minyatürize edilmiş?
- Evet. Çünkü domatesi ev koşullarında yetiştiremezsiniz. Bunların minyatür versiyonu var. Patlıcanlar mesela, bir yumurta büyüklüğünde ve beyaz olacak. Biz onları bir süre sonra satışa çıkarmış olacağız. "
Sırada minyatür meyvalar da varmış, paketlenip sadece su vererek büyütülmek üzere satılacak...
Manifestomuzun önemi işte bir kere daha ortaya çıkıyor:
Doğal tohumları endüstriyel üretime kaptırmayacağız!
Aman dikkat!
Gönderen A.T. zaman: 09:55 2 yorum
Kategori: ev bahçıvanlığı malzemesi, gdo, PDA Manifesto
Şubat 28, 2009
PEMBEDOMATES.ORG
Sevgili Sevil Albayrak, üç yıldır web günlükleri ile yola devam eden Pembe Domates Ağı'na bir "ana site" armağan etti: Pembedomates.Org . Yarınki PDA buluşmasında açılışını yapacağız!
(Hatta becerebilirsek, toplantıyı web yayını ile uzaktaki üyelerimize de iletmeyi deneyeceğiz...)
Artık temel adresimiz burası!
Şimdilik en gerekli içerik var sitede, yavaş yavaş zenginleşecek elbette... Önerilerinizi bekliyoruz...
Ellerine sağlık Sevil'ciğim...
Gönderen A.T. zaman: 21:49 0 yorum
Kategori: PDA Web Sitesi
Şubat 27, 2009
2009 İSTANBUL BULUŞMASI
Bu yıl da yine Armada evsahipliğinde, 1 Mart 2009, Pazar sabahı İstanbul PDA üyeleriyle buluşuyoruz...
Şubat 15, 2009
ÖMERCAN'A NAZAR DEĞDİ ya da BU ÜLKEDE İYİ ŞEYLERİN ÖMRÜ NİÇİN KISA OLUR?
Bu pembe domates serüveninin başlamasına vesile olanlardan arkadaşım Münevver Eminoğlu'ndan Ömercan Organik Tarım Çiftliği'nin faaliyete başlayacağını ilk duyduğumuzda (5 Nisan 2006 imiş!) bizi de üye kaydetmelerini istemiştik. Ondan sonra "Ömercan" başta sağlıklı beslenme olmak üzere hayatımıza hep lezzet ve kalite kattı durdu... Pembe Domates Ağına da... Tohum katkısı, bilgi katkısı, doğal pembe domateslerin kendisi... bunların en önemlilerindendir.
Arasıra yazılı ve sözlü olarak, çoğu zaman içimden her organik sebze kutusu evimize teslim edildiğinde bu zahmete katlandıkları için bu ekibe teşekkür ediyordum. Sürekli olmasını da dileyerek... Ama her güzel şey gibi maalesef "Ömercan" da ömrünü tamamlamış. Nedeni de organik tarım için kullanılan arazinin sahibi -nedense- ortaklığı bozması imiş. Ya da bizim duyduğumuz neden bu...
Başka bir ülkede olsaydık, vatandaşın, tüketicinin bilinç düzeyi ve tepki verme kültürü yüksek bir toplumda yani, böyle bir durumda herhalde sessiz kalınmazdı...
Oysa bizde ikisi de işe yaramayan iki ihtimal var. Birincisi "vaaaah vah, Ömercan'a nazar değdi" demek. İkincisi "bu ülkede neden iyi şeylerin ömrü kısa olur?" gibisinden yanıtı belli bir soru sormak...
Her hal ü karda elimizdeki pembe tohumlarının değerini daha çok bilmek gerektiği açık.
Gönderen A.T. zaman: 11:22 0 yorum
Kategori: organik tarım
Şubat 08, 2009
PDA İZMİR BULUŞMASI...
Az önce PDA İzmir Buluşması'ndan ilk resimler geldi...
Çok mutlu olduk...
Özellikle çocukların da bu toplantılara katılması çok önemli.
PDA logolu tohum paketleri hazırlanmış, bunlar sonra paylaşılmış, belli ki yetiştirme teknikleri de tartışılmış... Daha ne olsun... Darısı diğer illerdeki PDA üyelerine... Sağolun İzmir'li dostlar... En başta da sevgili Sevil Özcan ve Nail Sarı'ya ta en başından beri PDA İzmir'in gelişip genişlemesine böylesine candan ve bilinçle destek verdiklerinden dolayı içten teşekkür...
Gönderen A.T. zaman: 10:09 3 yorum
Kategori: PDA Buluşmaları, PDA İzmir
Ocak 25, 2009
PDA ÇEKİRDEK KADRO İŞBAŞINDA!
Geleneksel tepsi, küçük kaşıklar, küçük paketler yine ortaya çıkarıldı... Geriye -ve ileriye!- tohum sayımı başladı... Bu yıl en sevindirici olan şey, eski PDA üyelerinin artık yeni tohum paylaşıcısı olduğunun iyice belirginleşmesi... Bütün mesele 7 bölgeli ülkemizde, bölgelere en uygun pembe tohumlarının bulunup yollanmasında... Bu da çözüleceğe benziyor... Bu arada bazı telaşlı mesajlar geliyor kimi üyelerden. "Haydi, bir an önce tohumları yollayın" diye. Sakin olmalılar. "Doğal döngü" diye diye bir hal oluyoruz. Daha çok zaman var (doğrulandı bu uzmanlarımız tarafından da) çimlendirme için...
Bu gibi durumlarda insanın aklına Manifesto'daki "...terminatör teknolojiler eliyle endüstriyel hale gelmemesi için... çalışacağız..." söylemi geliyor ve ardından paranoyalar basmıyor değil...
Sadece güvene dayalı bu ağ. Başka bir şeye değil...
Bu arada dünkü buluşmaya Yeşim'in getirdiği "Şeylerin Hikayesi" için tekrar teşekkürler. Sürdürülebilir Yaşam Filmleri Festivali'ni kaçıranların bu bağlantıdan, en azından bu filmi izlemesi mümkün... Aslında çok istediğimiz, uzun uzun duyurduğumuz halde, biz de gidemedik... Yeşim de festivali kaçırdığı için hayıflanırken, 8. Ekoloji Fuarı'nda tekrarının olduğunu görüp, koşa koşa gitmiş. Anlata anlata bitiremedi... Bugün en çok merak ettiğim filmlerden biri olan "Ağız Devrimi"nin de sorunsuz izlenebileceği bir bağlantı buldum. Bu filmdeki "Mouthfesto" ibret verici!
Gönderen A.T. zaman: 12:10 7 yorum
Kategori: Ağız Devrimi, PDA, PDA Manifesto, Şeylerin Hikayesi, tohum
Ocak 18, 2009
YEMEZLER!
Bugün yeni üyelerimizden Sayın Emine Çiğdem Tugay, Adalar Postası başlıklı web-günlüğünde yayınladığı şu bağlantıyı gruba yollamış:
genetiği değiştirilmiş organizmaları yemezler!
Aralık 31, 2008
MUTLU YILLAR PDA...
2009'da,
Doğal pembe domateslerimizin,
Olumlu enerji yaymayı
Sürdürebilmesi
Dileği,
Sevgi
ve
Saygılarımızla...
Tansuğ'lar...
Gönderen A.T. zaman: 13:58 2 yorum
Kategori: kış pembeleri
Aralık 24, 2008
ARALIK BİTERKEN...
Aralık bitiyor... Yeni yıla girerken, bizim balkon pembelerinden biri yeniden yapraklandı... Şimdi hava karladığı için onu içeri aldık. Bakalım ne olacak!
İnsan sevinemiyor "erken öten horoz" misali ortaya çıkıveren bu yapraklara... İklim değişikliği yüzünden şaşıran bitkiye karşı içten içe bir mahcubiyet, bir suçluluk duygusu egemen oluyor insana...
Tüm üyelerimize ve buraya gelip bunları okuyanlara şimdiden mutlu yıllar...
Gönderen A.T. zaman: 17:15 0 yorum
Kategori: balkonda domates, iklim değişikliği
Kasım 27, 2008
"PDA"; "Dünyayı Kurtaranlar"a Dahil Edilmiş de Haberimiz Olmamış!
"NTVMSNBC"nin "Yeşil Ekran"ı PDA'dan şöyle sözetmiş:
Tevekkeli son haftalarda yine çok değerli yeni üyelerimiz oldu, demek ki bu yayını okuyup gelmişler. Hoşgelmişler.
Aynı yayını gören TRT İstanbul Radyosu Karşı Kıyı programının yapımcısı Esin Yolçınar da bugün bizi canlı yayına davet etti. Anlattık TRT'mize pembeleri ve P.D. Ağı'mızı...
Ne diyelim, Yeşil Ekran'a teşekkürler!
Gönderen A.T. zaman: 15:29 0 yorum
Kategori: balkonda domates, basında PDA, Yeşil Ekran
Kasım 21, 2008
SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM FİLMLERİ FESTİVALİ'NDEN, BADEMLİ ve KONYAR'A...
İstanbul'da Sürdürülebilir Yaşam Filmleri Festivali başlıyor...
Bu konu bizim PDA içinde de çok ilgi çekti... Üyemiz Sayın Melek Saygın, "Festivaldeki Kutsal Tohumlar filmi, bana birilerini hatırlattı... (bizi ve PDA'nı onurlandırmış burada!) ....iyiyle-kötünün mücadelesinin hiç bitmeyeceğini düşünüyorum. Film 27 kasım 12.40'da, gidebilen olursa paylaşımları bekleriz. " diye bir mesaj yollamış bu sabah. Bu mesaj üzerine festivalin "Filmler" sayfasına bir daha baktım. "Kutsal Tohumlar"ın yanısıra mesela "Ağız Devrimi" de PDA'nı çağrıştırıyor:
"Ağız Devrimi" organik ürünleri tüketmenin önemini vurgularken hem eskiyi, hem de zamanımızı hicveden 4.5 dakikalık bir canlı-aksiyon parodisi... ...ağızlar ne yiyeceklerini ve hangi yiyecekleri yemeyeceklerini bir "mouthifesto" (devrimci ağız manifestosu) ile deklare ediyorlar: trans yağlara, genetiğiyle oynanmış gıdalara, tarım ilaçlarına, sentetik ve yapay katkı maddelerine HAYIR!"
Keza "ŞEYLERİN HİKAYESİ", "Permakültür" kavramını tanıtan "YERKÜRENİN BAHÇIVANI" da kaçırılmaması gerekenlerden... Bu festivali düzenleyen, "Permakültür"den yola çıkarak bir arayagelen, "Sürdürülebilir Yaşam Kolektifi" kurucuları Pınar, Filiz ve Tuna'yı; PDA'na davet etmeli. İçimden bir ses onlarla PDA arasında sinerjik bir iletişim doğabileceğini söylüyor... Yalnız, şu "sürdürülebilirlik" sözcüğünün son yıllarda çift yönlü, yani, çıkarları kurdukları düzenin böylece sürüp gitmesinden yana olan endüstriler ve politika belirleyiciler tarafından da -hem de seve seve- kullanılmakta olduğuna nasıl dikkat çekmeli? İçi boşaltılıp, başka amaçlarla kullanılan diğerleri gibi, örneğin "yönetişim" gibi... Acaba şu bağlantı işe yarayabilir mi?
Biz "Permaculture" ya da "Permakültür" ile ilk kez 2006'da karşılaşmıştık... Bu vesile ile rahmetli Raci Bademli dostumuzun "Kültür Zinciri Mühendisliği"ni burada yine anımsamak gerekiyor belki de. Prof. Dr. Raci Bademli, kültürün “elle tutulamayan” şeyleri de içerdiğini vurgular ve “bir bütün olan kültür zincirinin kırılmaması” gerektiğine dikkat çekerdi. Bademli, belki de bir “kültür zinciri mühendisliği” disiplininin gelişmesi gerektiğini, bir tür “kırsal yaşam bilgeliği” diye adlandırılabilecek bu “elle tutulamayan” kültürün genç kuşaklara aktarılmasında, ülkemizde “genetik bir sıkıntı” yaşandığını söylerdi... Bu konuda daha önce şurada, ÇEKÜL'de, ve daha bir çok yerde sözedildi, o güzel insanın gerçekleştiremeden gittiği bu projesinin ve diğer yaptıklarının unutulmaması için... Hatta PDA oluşurken, O'nun "zincir" dediği şeyin tarımla ilgili bir halkasını, Bafralı bir çiftçinin sütle sulama yaptığı haberinden sonra yakalamış ve halkanın 2100 yüzyıl önceye, Vergilius'a kadar uzandığını görmüştük...
Sonra daha neler gördük... Zincirin günümüzdeki halkası çitfçileri bekleyen "akılalmaz" düzenlemeleri...
Bütün bunları anımsamak, bu sabaha hem heyecan, hem hüzün katıyor...
Bütün bunları yazmaya yol açan şey Sayın Saygın'ın mesajındaki, PDA'nın ortaya çıkışının "insanların hayatta kalmalarını sağlayan bir içgüdüden kaynakladığı" düşüncesi mi yoksa?
O "içgüdü"nün "bilinç"le takviye edilmezse bir işe yaramayacağı kaygısı belki...
Haydi yine de -O güzelim filmlere ek olarak- "pembe" bir haberle bitsin bu yazı!
Sevgili üyemiz Rasim Konyar'ın, 29 Kasım'da, İstinye Park'ta "Alşimist Formlar" başlıklı heykel sergisi açılacak, İstanbul'daki üyelere duyurulur!
Gönderen A.T. zaman: 11:03 0 yorum
Kategori: Çiftçilik Sanatı, PDA, Permakültür, Raci Bademli, Rasim Konyar, tohum, Tohumculuk Yasası
Ekim 28, 2008
85. CUMHURİYET BAYRAMINI ÖZGÜRCE KUTLAYAN PEMBELER!
Son 4 gündür Blogger.Com'a Türkiye'den erişim engellenmişti...
Bugün durumun vehametini "idrak" edip, yasağı kaldırdılar...
Böylece 29 Ekim 2008'e girerken yandaki selamlamayı buradan bütün PDA Ailesi ile ve ifade özgürlüğü dahil, temel hak ve özgürlüklere sahip bir "ulus", saygın ve çağdaş bir "Cumhuriyet" olmanın değerini bilen herkesle paylaşabiliyoruz...
Nice 29 Ekim'lere...
Gönderen A.T. zaman: 16:04 3 yorum
Kategori: balkonda domates, blog, ifade özgürlüğü, PDA web-gunlukleri /blogları
Ekim 24, 2008
2008 EKİM AYI BİTERKEN 2 PEMBE DAHA!
Aşırı sıcaklar bitip de azıcık güneşli günler görünce bizim üç yıldır aynı semtte, aynı atmosferde yaşamını sürdüren pembeler yeniden çiçek açtı! Açmakla da kalmayıp iki yeni meyva daha verdi... Benzer durumda daha bir çok PDA üyemiz var. Şimdi , artık pastırma yazı mı olur, şaşıran iklim koşulları mı olur ne olur bilemiyoruz ama, bütün mesele bu arkadaşların biraz daha büyüyüp, çekirdek alınabilecek olgunluğa erişebilmeleri... 2006 Kasım'ında biz bunları yeşilken toplayıp, içerde pembeleşmelerini izlemiştik... Hani ne derler, "tekne kazıntısı" misali...
Gönderen A.T. zaman: 13:20 2 yorum
Kategori: balkonda domates, geç oluşan pembeler, pembe domates
Eylül 28, 2008
2009 TOHUM PAYLAŞIMI
PDA Üyeleri arasında 2009 yazında yetiştirilmek üzere paylaşılacak tohumlar için harekete geçtik.
Üyelerimiz http://groups.google.com.tr/group/pembedomates adresinde, ana sayfadan bağlantıları verilen formları doldurmaya başladılar... Formlardaki bilgilerden -PDA 2007 Manifestosu kurallarına uygun olarak- tohum isteyenler ile tohum verebilecekleri bölgelere göre gruplayacağız...
Gönderen A.T. zaman: 07:47 2 yorum
Kategori: PDA Manifesto, tohum
Eylül 20, 2008
PDA WEB GÜNLÜKLERİ 35'E ULAŞTI...
Bininci (1000.!) üyemiz her nasılsa bir "öğretmen" oldu: Sayın Ayşe Rüşvanlı! (*)
Gönderen A.T. zaman: 23:33 0 yorum
Kategori: balkonda domates, evde domates çimlendirme, PDA web-gunlukleri /blogları
Eylül 14, 2008
BÖCEKLERLE BARIŞ İÇİNDE YAŞAMA MESELESİ
Az önce bizim PDA iletişim ağına "Güve kelebeklerine dikkat!" başlıklı şu mesajı yolladık:
"Pazar pazar başka konu yok muydu şimdi?" demeyin!Pembelerin yaprakları, kokusuyla hepimizi mest ediyor ama mest olan başkaları da var: "güve kelebekleri"! Özellikle balkonlardaki pembeleri akşam hava kararırken ziyaret edip onlarla haşır neşir olmaya bayılıyorlar! Sonra... içerde açık ışıklarınız varsa ve balkon kapılarınız da açıksa, hane halkınıza yeni katılımlar olabiliyor.
Uzmanlarımız bu çekimin yararı-zararı konusunda ne derler acaba?
Tam yukardaki mesajı yollamıştık ki arkasından bugünkü Hürriyet'te Böceklerin imajını düzeltme projesi başlıklı haberi gördük... Önce bir "Böcek farkındalığı" yaratıp sonra da yararlı böcekleri sevdirmeyi/korumayı amaçlayan projeye ilgi çok yoğundu...
Gönderen A.T. zaman: 10:29 0 yorum
Kategori: Bakım, balkonda domates, domateste tırtıl, güve kelebeği
Eylül 07, 2008
BUGÜNKÜ Pazar SABAH'TA "PDA"
Sabah yazarı, gastronom, Sayın Ahmet ÖRS, bugünkü (7 Eylül 2008) Pazar yazısında PDA'dan sözediyor:
Gönderen A.T. zaman: 14:43 0 yorum
Kategori: "Slow Food", basında PDA, Hafize Baliç
Ağustos 14, 2008
"3. KUŞAK" - "ÜÇÜNCÜ ÇOCUK"
Geçen yıl, Hafize Baliç pembelerinin 2006'da bizim balkondaki ürünlerinden aldığımız tohumları tekrar ekmiş, fakat küresel ısınma yüzünden çok başarılı olamamıştık. Evladiyelik Hatay'lılar İstanbul balkonunda onca lükse rağmen (onlara dev saksılara ekmiş, elimizden geleni yapmıştık) "bana mısın" dememişlerdi.
Ama bu balkona alışık Hafize Baliç tohumlarından bir tanesi Ağustos ayında herşeye tağmen meyva vermişti (Balkonda 2. Kuşak!). Hatta Eylül'de iyice coşup, boyutları küçük olsa da meyva vermeyi sürdürmüştü...
İşte ondan aldığımız çekirdekleri bu yıl biraz geç de olsa çimlendirmeye koyulmuştuk. Nitekim 1 Mayıs'ta 9-10 çekirdekten sadece 3-4 tanesi çimlenebilmişti. (Oysa onlarla beraber yola çıkan organik "cherry"ler hızla yol alıyordu! Tırtıllanmalarına mırtıllanmalarına rağmen onlardan da çekirdek almıştık!)...
Bu yılki balkonumuz geçen yıla göre daha kısıtlı olduğundan diğer fideleri eşe dosta verip sadece iki tanesini saksıya ektik. (Hiç üç çocuğumuz olmadı ama olsaydı herhalde "üçüncü"yü daha "kalender" yetiştirirdik... Ama üçüncü kuşak-üçüncü çocuk pembemiz öyle oldu. ) Tıpkı bir "üçüncü çocuk" yetiştirir gibi o kadar da üstüne düşmedik. Düşemedik.
Amaaa... o bizi mahcup etti. Sessiz sedasız bir meyva vererek... Resimdeki o. Küçük saksısında, ağabey ve ablalarının gördüğü ihtimamın onda birini görmediği halde varlığını sürdürüyor.
Bakalım daha neler göreceğiz ondan!
Gönderen A.T. zaman: 19:09 0 yorum
Kategori: balkonda domates, domateste tırtıl, Hafize Baliç, kuraklık
Temmuz 13, 2008
FRANSIZ BALKONA PEMBE İNADI!
"-Sen Fransız balkon' musun? Ben yine de pembeliğimi göstereyim, efendilik bizde kalsın!"
Sanki böyle diyor Baliç'lerden gelen "bir ve tek" pembe saksısı yeni evde... Yer dar olduğu için şimdilik toprak ekledik ona. Daha sonra ona bir Zeynep usulü boğazlama yapmayı planlıyoruz. Bu yıl Baliçlerle rolleri değiştik. Onlar, bu pembe işine yol açalı beri Hafize Nine sayesinde bol bol pembe sahibi oluyorlardı. O gittikten sonra bu yıl geniş çaplı bir balkon bahçıvanlığı içindeler. Dün aradığımda, Koçtaş'ta çıktılar. Yeniden toprak alıyorlardı. Hakkı Baliç, "1 ton oldu evdeki toprakların toplam ağırlığı" diye endişeleniyordu. Aynı kaygıyı geçen yıl kullandığımız dev saksılarla biz de yaşamıştık. Hatta yapı biliminden anlayan dostlara danışır olmuştuk balkonların ne kadar ağırlığa dayanabildiğini...
Ne demişler; gülü seven dikenine katlanır!
;)
Gönderen A.T. zaman: 14:34 0 yorum
Kategori: balkonda domates, pembe domates