Mayıs 14, 2006

13 MAYIS 2006: DİKİM ANI...

Neredeyse temel atma töreni gibi bir an! Onlarca fidenin içinden hangilerini önce dikeceğime karar vermem zor. Çünkü sadece 10-15 tanesini dikip bakabileceğim evde. (Diğerleri muhtelif yerlere gidecek, deneyler devam ediyor!) Kökleri en çok dışarı çıkmış, uzayıp gitmiş olanları mı, daha fazla dallanmış, yapraklanmış olanları mı yoksa gövde boyu en çok uzamış olanları mı? Bir kaynakta fide dikiminde ölçüt olarak "gövde kurşun kalem kalınlığına eriştiğinde, boy da 15 cm. olduğunda" diyor ama benim fideler zaten bu nitelikte değil. Sonuçta sosyal adaletçi bir yaklaşımla "hepsinden biraz" diyorum ve dikmeye başlıyorum ağır ağır... Çocuğu ana okuluna bırakmaya benzeyen bir duygu. Tabii bu aşamada önemli olan dikilmişlerin evin neresinde duracağı. Evde iki balkon var. Birisi bol güneşli, açık, ancak caddeye cepheli olduğundan egzos, toz, pis, börtü-böcek, beyaz-kırmızı örümcek (sonuncusu domatese bayılırmış, ben ki sardunyalarımı onlarla paylaşmaktan yoruldum, onlar hala işe devam ediyor) , karga, saksıda oturmaya bayılan meydan kumruları gibi her türlü canlının cirit attığı bir balkon. Nitekim "Denekler" oraya dört beş gün ancak dayanabildiği için şimdi içeri alındılar ve de "wellness!" seansındalar. Diğeri camekanlı, temiz havalı, serince ve az güneşli. Münevver, "egzos almayan bol güneşli balkona koy, lezzetini çok etkiler" dediyse de öyle bir balkon yok ki! Bu yüzden ön balkona bir tane ince uzun saksı, içinde üç-dört fide konup denenecek ne olacağı. Diğerleri camekanlı balkonda kalacak. Bir iki tanesi de güneş alan salonda, iç mekanda, cam önünde olacaklar...

1 yorum:

A.T. dedi ki...

Kaya,
Çiçekli iseler çapa yapın ara sıra, su vermeyin! İlk meyvalar gözüktükten sonra haftada iki kez su yetiyor...
Sevgiler