HAŞARAT İLE İLK FLÖRT...
O kadar sarıp sarmaladık ama dışarıdaki saksılardan birinde küçük bir vukuat var! Üstüne giydirdiğimiz o koruyucu şeyin deliklerinden içeri sızan sızmış bile. Yaprakların bir kaçının tadına bakılmış! Bunu yapanın kim olduğunu saptayamadım. Neyse önemli değil. Bunları bekliyoruz zaten. Kahramanca savunacağız bizim canlıyı.
Ben en çok kırmızı örümceklerden korkuyordum hemen hücum edecekler diye. Çünkü aynı balkonda yaşayan sardunyalarda sanki kırmızı örümcek fuarı var. Sabunlu suyla yıkıyoruz "bize misin?" bile demiyorlar. Ha, biraz renkleri atıyor, "pembe örümcek" oluyorlar bir kaç saatliğine. Domatese bayılırmış bunlar. Evin içindekilere de bazen sinek, sivrisinek, tatarcık gelip gidiyor, özellikle cam önündekilere. Onlar da görüldüğü yerde (Denize Karabuda'nın hediyesi olup tesadüfen işin ruhuna da çok uyan yeşil renk ve yaprak biçimindeki, "özel tasarım"!) bir "sineklik" ile hallediliyorlar! Ama kırmızı ya da beyaz örümcekler balkondaki domateslere "sardırırsa" "sabunlu su" ile başa çıkabilecek miyim bilmiyorum... Arka balkondakiler en şanslı grup galiba. Güneşi daha az alıyorlar ama rahatları yerinde!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder