Şubat 27, 2008

II-PDA BULUŞMASI - AYŞE SAZAK'IN İZLENİMLERİ

Değerli PDA üyeleri,

Pazar günü Armada otelde gerçekleşen toplantı benim için 'harika' ydı doğrusu... Çok masum ve naif pembe domates sevgisinden yola çıkarak hem alaylı 'üretici' olacaksın, hem doğayı korumak için, sade yaşamı kendine ilke edineceksin, hem de sevgini paylaşan bir sürü dostla tanışacaksın deseler önce 'düş'te olduğumu sanır, bunların ne anlama geldiğini yorumlayamazdım... Ama tıpkı böyle oldu ve çok değerli Avniye ve Mehmet Tansuğ'ların sıcacık buluşturmasıyla mutlandım, döndüm. Doğru hedefler ve doğru kararlarla 'bir'den 'çok' yaratılacağını bir kez daha bu toplantıda anladım ve hayran kaldım...

Henüz kirlenmemiş toprakları ve haşin üretim tekniklerinin alıp başını gitmediği bir ülkenin bireyi olarak, tamamen doğal yöntemlerle eşsiz bir lezzetin yokolmasına direnmek ve dahası yayılmasını sağlamak gönüllü işbirliği için biraraya gelişimiz gerçekten kutlanmalı diye düşünüyorum. Çok değişik çevre ve uğraşları olan kişilerin biraraya geldiği İstanbul toplantısında, pembe domates tutkusu ortak paydaydı ama farklı deneyim ve yöntem ustaları yetiştiricilik konusunda en büyük kazanımdı. Domates gibi, hele hele Pembe Domates gibi, tarımın en nazlı ürününü balkon- camiçi gibi kısıtlı ortamlarda, 2007 gibi son derece acımasız hava koşullarında yetiştirebilen bizler, katiyen aç kalmayız !...

Değerli katılmcı Ahmet Doğan bey'in sarı domateslerini de yetiştiririz, Değerli Özden hanım gibi, 'bahçe koşulları'nda 30 kilo gürbüz (!) ürün alabiliriz. Tüm bu süreçte de kısacık zaman aralığında öğrendiğimiz Isırgan otlu, arap sabunlu, küllü, at tersili 'zararlı' mücadelesini de başarabiliriz. Üzüm çekirdeğinden, mutfak artıklarından meyve kabuklarına türlü çeşitli gübrelerle sevgili Özden hanıma 'rakip' bile oluruz. Ondan sonra da topladığımız tohumlarla yeni üretici ağını yayar gideriz.
...

Havanız, suyunuz, toprağınız pembe domatesleriniz için çok uygun olsun. / Ayşe Sazak

Hiç yorum yok: