P.D.A- TEKİRDAĞ- M.VAROL PEMBELERİ- "Biçim" mi "İçerik" mi?
(PDA- Tekirdağ) Sayın Metin Varol, Tekirdağ'daki bahçesinde artık iyice ortaya çıkmaya başlamış olan pembelerin biçim açısından "çok çirkin" olduğunu söylüyor. Biraz da alçak sesle söylüyor bunu, alınırız diye herhalde. Niye alınalım canım? Bize armağan edilen domateslerin çekirdeklerinden çıkanlar da onlara benzeyecek elbette. Sonuçta anne-baba onlar. Linki tıklarsanız onların "vesikalık" (!) fotoğrafını görürsünüz. Biri Çanakkale'den diğerleri de Çerkezköy'den (Trakya) gelen domatesler ve onların da alt kısmı böyle biraz "karışık desen ve biçimde". Bizden giden fideler içinde, hangilerinin "altı daha düzgünce" olandan, hangilerinin "biçimsizler"den türediği konusunda net bir şey söylemek zor. "Pembe" türünden ama farklı anne babalardan türeyen iki grup fide birbirine karışmış durumda... Nitekim Metin Bey, pembe adayı bu yeşillerin resmini çekerken "estetik" gözükmeyenlerden de bir kare almış... Bizim balkondakiler de tıpkı böyle. Bunlar gibi olanlar ve altları daha düzgün olanlar...
Tabii şimdi eğri oturup doğru konuşmak gerek. Gerçekten, yukarıdan bakıldığında balkabağı gibi tombul, pofuduk gözüken bu domateslerin altına bakıldığında "finishing" mafiş! Bu lezzeti etkilemiyor mamafih.
Bu durumun ilk nedeni "kalıtım" imiş. İşin uzmanları, bütün canlılar gibi bu pembe domateslerin de bulundukları ortama göre türlerini sürdürebilmek için bir tür mutasyona uğradıklarını belirtiyor. (Bu konuyu en iyi bilenlerden biri aslında -PDA Şile- Rasim Konyar olup, kendilerinden de hanidir haber alınamamaktadır! )
Bu tür -sadece domateste görülmüyor- biçimlenen meyvalara "cat face" diyorlar. Son linkteki doğal domates yetiştirme ile ilgili belgeden, bu durumun "abiotic" yani, canlı olmayan koşullardan kaynaklandığını, bunların başlıcalarının da ışık, ısı ve atmosferik gazlar olduğunu anlıyoruz. Diğer bir neden de çiçeklenme döneminde iken yaşadığı olumsuz koşullar imiş. (Metin Bey'inkilere Tekirdağ'da korkunç yağmurlar yağmıştı dikimden üç dört hafta sonra örneğin...) Bu da bir öncekini doğrulayan bir bilgi. Olumlu dış koşullarda ve iyi bakımla evrim geçiren canlı bunu daha sonraki kuşaklarda aşabiliyormuş.
ABD'de bunların "cat face"e dirençli tohumları satılıyor. Herşeyin geniyle oynarlar da nesli tükenen pembelerinkiyle oynamazlar mı? -Geçenlerde tam da bu konuda Kadir Has Üniversitesi'nde bir uluslararası hukuk sempozyumu yapıldı. "Biyoteknoloji ve Hukuk". Diğerleri "kaptırırken", gelişmiş ülkeler, kendi insanının, doğasının genetik bilgilerine nasıl sahip çıkıyor, merak edenler toplantının ayrıntılı notlarına Internet ve Hukuk Platformu'nun web-kütüğünden ulaşabilirler. -
Herneyse, genleri değiştirilmiş gıdalara karşı mıyız? Herhalde karşıyız! Sonuçta içerik biçimden daha önemli değil mi? Dış görünüşe aldanmayacağız, ama biz kendi çekirdeklerimizi kuruturken, daha estetik gözüken pembelerden kurutmaya dikkat edebiliriz!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder